takvim kademe ay adlari antik yil noel yilbasi akitu arpa lupercalia sevgili eslesmesi nevruz festival hidrellez artik gun silindir muhur cylinder seal millet varolus tanri rahip kral sifat sureci

✔ Babil takvimi Babil takviminde yıl ilkbahar aylarında başlar ve yıllar reš šatti başlangıç, mišil šatti orta, ve kīt šatti yıl sonu olarak günümüz takviminde olduğu gibi mevsim benzeri bölümlere ayrılırdı. Babilcede ay arḫu ismine karşılık geliyordu. M.Ö. 6. yüzyılda İbranilerin Babil Sürgününde, Babil ay isimleri İbrani takvimine uyarlanarak İbraniler Babil ay isimlerini kullanmaya başladı. Irak ve Levant bölgesinde kullanılan Asur takvimi Iyyar, Tammuz, Ab, Elul, Tishri, ve Adar gibi Babil takvimi ayları bu takvimde yaygın bir şekilde kullanılır. Her ay 29 veya 30 günden oluşuyordu. Yeni yıl yaz gece gündüz eşitliği ile başlıyordu. İbrani ayların isimlerinin çoğunluğu köken itibarı ile Sümer tanrılarının adı ile bağlıydı.

✔ babylonian calendar gregoryen takvimine göre mart/ nisan. babil ay adı : araḫ nisanu - kutsal ay.
araḫ nisanu sembolü : tanrı an ve tanrı bel. araḫ nisanu burcu : ku - koç. araḫ nisanu ibrani takviminde adı : nisan

✔ ibrani aylar, kameri aylar dır.
1 tişri (resmi açıdan ilk ay) : ekim : şamaş : terazi burcunda.
2 heşvan : kasım : marduk : akrep burcunda.
3 kislev : aralık : nergal : yay burcunda.
4 tevet : ocak : pap-sukkal : saḫibex-oğlak burcunda.
5 şevat : şubat : yok : qa-kova burcunda.
6 adar : mart : erra : balık burcunda.
VeAdar (artık ay) :
7 nisan (dini ilk ay) : nisan : an ve bel : ku-koç burcunda.
8 iyar : mayıs : ea : boğa burcunda.
9 sivan : haziran : sin : bıkas-ikizler burcunda.
10 tamuz : temmuz : tammuz : yengeç burcunda.
11 av : ağustos : yok : aru- aslan burcunda.
12 ilul : eylül : iştar : başak burcunda.

✔ calendar hebrew: אָב‎, av, akkadian abū father. ibrani av-ağustos ay ındaki bayramlar. Levant Arapçasında Ağustos ayı için Ab ismi kullanılır. resmi yılın 11.ayı dır ibrani resmi yıl 1 Tişri'de başlar ve dini yılın beşinci ayıdır tişri. dini yıl 1 Nisan'da başlar.

✔ calendar hebrew months synodic. yeni ay hesaplanarak Babilliler her 7.günü kutsal gün olarak kutladılar, bir de "kötü gün" olarak adlandırdılar. yasak faaliyetler için anlamı uygun olmayan. Bu günlerde yetkililer çeşitli faailiyetlerden men edilirdi. Ayın 28. günü bir dinlenme günü olurdu. Kutsal günde tanrılar için farklı teklifler vardı.
gün : tanrı'nın adı.
7. gün : marduk ve iştar.
14. gün : ninlil ve nergal
21. gün : sin ve şamaş.
28. gün : enki ve mah.
M.Ö. 6. yüzyılda Kil tabletlerde yazılanlara göre bu tarihler yaklaşık olarak doğru idi. (II. Kiros ve II. Kambises'un yönetimi altında)

✔ Assyrian calendar : asur takvimi MÖ 4750 yılında başlayan ay tabanlı bir takvim

✔ çolpan aynı zamanda çoban yıldızı ve venüs anlamınada geliyor. farsçasına baktım davar güden, çoban diye bir kelime var. çolpan diye bir kelime yok. ilk kullanımı 1300lerdeyse moğollar neden aynı kelimeyi, aynı anlamda kullanıyor.farslardan aldılarsa niiçin mitolojik tanrılarına davar güden desin? anlamları çok farklı. sümercedeki kullanımı altay, moğol mitolojisiyle uyumlu. aynı anlamda. farsçadaki alakasız. farsçadaki çoban'ın bir önceki hali ise şupan. farsçadanda almış olabilir gayet, yada farslar sümer dilinden almış olabilir. sonuçta aynı coğrafya. fakat farklı coğrafyalarda yaşayan, moğol ve türk kavimlerinin aynı anlamda kullanması ilginç. ön-bulgarca ve ön türk dili olan hunca'da'da aynı kelime aynı anlamında var.


Sümer mitoloji ve Türk mitolojisi arasındaki benzerlik;

✔ Gök tanrısı anu, önceleri baş tanrıyken sonra yerini hava tanrısı enlil almış. enlil, rüzgar ve hava tanrısı, tapınağı Ekur Nippur kentinde idi.
Enki bilgelik tanrısı. sümer ay tanrısı nanna nın arap dilinde adı sin.
Nimmah (Ninhursag): Ulu hanım, ana-tanrıça. Utu (Şamaş): Güneş tanrısı, ay tanrısı Nanna'nın oğlu.
sümerde inanna, babilde iştar, aşk ve Bereket tanrıçası. Ecem - kueen, kraliçe soylular tanrıçası.

cennet olarak düşünülen, yeri saptanamamış ülke dilmun. ölüler diyarı başkapıcısı neti, islamda rıdvan cennet bekcisi.
bozkır dan ve hayvanlarından sorumlu tanrı sumugan. Bütün evreni var eden abzu. En büyük gök tanrısı kumarbi.

✔ sümer yaşam tanrıçası ninti - havva. ninti : nin - hanım, ti, Sümercede "yaşatmak" hem "kaburga kemiği" anlamına gelir. Ninti adı ise "yaşatan hanım" ve "kaburga kemiğinin hanımı" anlamına gelir. Ninhursag tarafından Enki'nin vücudunu iyileştirmek için yaratılan sekiz tanrıçadan biridir. Ti kaburga anlamına gelir ve O'nun özel tedavi alanı kaburgalardır. Enki yasak çiçeklerden yemiş ve bu sebeple Ninhursag tarafından lanetlenmişti. Ninhursag O'nu iyileştirmek için diğer tanrılar tarafından ikna edilir. Bu hikâye daha sonra Tevrat'ın Genesis (yaratılış) bölümünde anlatılan Adem ile Havva'nın yaratılış hikâyesinin kaynağı olarak değerlendirilmiştir. Yaratılış mitosu Sümerlerde geçen Ecem, Türk ve Altay mitolojisinde Eje/Ece olarak ilk kadın/havva anlamında ninti geçer.

✔ ush read ninta was King or ensi of Umma, a city-state in Sumer. king ush, Entemana Konisi'nin Lagash ile sınırı ihlal etmesi yazıtlarda geçmektedir. king mesilim tarafından ciddiyetle kurulmuş bir sınır.

✔ entemena, also called enmetena, Enmetena olarak da adlandırılan Entemena, MÖ 2400'de gelişti, En-anna-tum I'in oğluydu ve Lagaş'ı Sümer'de bir güç olarak yeniden kurdu. Kral listesindeki Enshakushanna'nın halefi olan Uruk'lu Lugal-kinishe-dudu ile ittifak yoluyla Umma kralı Il'i bir toprak çatışmasında yendi. Koruyucu tanrı Shul-utula onun kişisel tanrısıydı. Jones'a göre yönetimi 29 yıl sürdü.

✔ lugal - king mesilim, sumerian city-state of Kish.
✔ god shul-utula, sümerce dšul-utul - sul-utula, sümer'de koruyucu tanrı, lagaş şehrinin kralı entemena 'nın kişisel tanrısı olarak bilinir.

✔ king en-anna-tum 1, Akurgal 'ın oğlu 1.enannatum, kardeşi E-anna-tum 'un yerine Lagaş'ın ensi - kralı oldu. Umma, Lagash'a başarısız bir şekilde saldıran ensi Ur-Lumma altında bir kez daha bağımsızlığını ilan etti. Birkaç savaştan sonra, En-an-na-túm sonunda Ur-Lumma 'yı yendim. Ur-Lumma'nın yerini, yine Lagash'a saldıran bir rahip-kral illi aldı.

✔ king Ur-Lumma (Sümerce: Ur DLum-ma), MÖ 2400 dolaylarında Sümer şehir devleti Umma'nın hükümdarıydı. Babası, Lagaşlı Eannatum tarafından mağlup edilen Kral Enakalle'dir. Ur-Lumma kral - lugal unvanını talep etti. Il, Ur-Lumma'nın halefi idi. Ur-Lumna, Gu-Edin'in bereketli ovası için tekrar Lagaş ile bir toprak çatışmasına girdi. Ur-Lumma, Lagash'a ve Eannatum'un halefi olan kralı Enannatum'a saldırdı ve "Eannatum stelini ve yanında kurulan tanrıların mabetlerini ateşle yok etmeyi" başardı. Ur-Lumma, Enannatum'u yendi ve Lagash'ı işgal etti, ancak sonunda Enannatum'un oğlu Entemena tarafından püskürtüldü. Ur-Lumma'nın yerine, Lagash'a saldıran, ancak yine Entemena tarafından yenilen bir rahip-kral olan yeğeni illi geçti.

✔ ensi, sümerce ensik, "tarıma elverişli arazinin sahibi, lordu idi. Emesal lehçesi: umunsik; Akadca işşakkum. sümer şehir devletinin yöneticisini veya prensini belirten Sümerce bir unvandır. Başlangıçta bağımsız bir yöneticiyi adlandırmış olabilir fakat sonraki dönemlerde unvan, bir lugal -bkral'a atfedildiği varsayılmış.

✔ Sümer Dili ile Türk Dili Karşılaştırmaları Muazzez İlmiye Çığ.
✔ After 5,000 years adictionary of SUMERIAN

Sümer Ziguratı ve Maya Piramidi


Dünyanın en eski piramidi kazakistanda bulunmuştur. zoser piramidinden 1.000 yıl önce yapılmış. Saryanskiy Arkeoloji Enstitüsü'nden araştırma lideri İgor Kukuşin, "Kazakistan'da ilk kez rastlanılan bu yapı, piramit benzeri, basamaklı bir yapıya sahip. Bronz Çağı'nın son dönemlerinde yaşayan Begaz-Dandibay topluluğuyla ilişkilendirilen bu yapılardan az sayıda mevcut, ancak hiçbiri buna benzemiyor" ifadelerini kullandı.

Sümer mitoloji ve Türk-Altay mitolojisi arasındaki benzerlik ;

Anu veya An: Gök tanrısı, önceleri baş tanrıyken sonra yerini hava tanrısı Enlil almıştır.
Enlil: Hava tanrısı, tanrıların babası, tapınağı Ekur Nippur kentindeydi.
Enki: Bilgelik tanrısı
Nimmah (Ninhursag): Ulu hanım, ana-tanrıça
Nanna (Sin (mitoloji)): Ay tanrısı
Utu (Şamaş): Güneş tanrısı, ay tanrısı Nanna'nın oğlu.
Ecem (Kueen) : Kraliçe Soylular tanrıçası.
İnanna (İştar): Aşk ve Bereket Tanrıçası

Sümerlerde geçen Ecem, Türk ve Altay mitolojisinde Eje/Ece olarak ilk kadın - havva anlamında geçer. Bana kalırsa sümerlerle türklerin kaderi aynı oldu. orta asya'nın verimsiz olmasından dolayı ırak'a indiler ve dünyadaki ilk devletieri kurdular. ardından binlerce yıl yerel halklarla karıştıkları için genetik özelliklerini yitirdiler ve fiziksel olarak git gide araplara benzemeye başladılar. zaten daha sonra araplar tarafından ele geçirildi. sümerlerin dili bugün bölge halkından alakasız izole bir dil sayılıyor. buda onların başka bir yerden ırağa geldiklerini gösteriyor. sümer efsanelerine göre geldikleri yer orta asya. bu dil bölge halkına ait olmadığı için giderek yok oldu.



Türkler gibi Sümerler de yine benzer sebeblerden ötürü (kuraklık, çin baskısı) orta asya dan ortadoğu'ya göç etmiş sonra bir zaman sonra bölge halkına benzemeye başlamışlardır. Çünkü genetik kodları dominant/baskın değildir. Sümerlerin en önemli edebiyat eserleri; Gılgamış Destanı, Yaratılış Destanı ve Tufan Hikâyesi dir. Sümerler kendi ülkelerine Kengir, konuştukları dile Emegir ve kendilerine Sag-giga derlerdi. Orhun yazıtlarında geçen Kenger adında bir Türk boyu vardır.

✔ Amerikalar’ın en erken uygarlığı olduğu düşünülen Caral uygarlığı yaklaşık 5,000 yıl önce ortaya çıktı ve Peru’daki Supe Vadisi’nde yaşadı. Caral’lılar arkalarında piramit ve batık amfitiyatro gibi etkileyici mimari yapılar bıraktı. 3600 Yıl Önce Caral-Supe Uygarlığı doğal afetler sonucu yok olmuştu. Yayımlanan son araştırmalara göre, Caral uygarlığı, iklimde meydana gelen değişiklikler ve yer sarsıntıları sonucu yok oldu. Eski Mısır'la yaşıt olan 5 bin yıllık Caral-Supe antik kenti, Haziran ayında UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine alınmıştı.

Dünya'nın en uzun sıradağlar zinciri ve Güney Amerika'nın bütün batı kıyısı boyunca uzanan 1.556 kilometrelik And dağlarının eteğine kurulan ve Pasifik okyanusunun kıyısına 20 kilometre mesafede bulunan Caral-Supe, Peru arkeolojisi için büyük değer arz ediyor. İnka uygarlığından 44 asır önce var olan Caral-Supe, piramitleriyle, tarım teraslarıyla, ev ve tören yerleriyle 620 hektarlık bir alana yayılmıştı. Antik kenti 15 yıl önce yeniden keşfeden Perulu arkeolog Ruth Shady, Caral-Supe toplumunun, Peru'nun sahil, dağlık bölgelerinden ve Amazon'dan gelen insanların karışımdan oluştuğunu belirtiyor. Shady'ye göre, Caral-Supe uygarlığı astronomi, tıp ve mühendislik alanlarında çok ileriydi ve geçimini balıkçılık ve sulak tarımdan sağladı. Arkeolog, uygarlığın, kendisinden sonra gelen İnka uygarlığını etkilediğini ve Caral dilinin İnkaların konuştu quechua dilinin atası olduğunu söylüyor. "1500 yıl sürmüş bu gelişmiş ve müreffeh uygarlığın 3600 yıl önce yok oluşunu nasıl izah edebiliriz?" diye soran Shady, Amerikan üniversiteleriyle birlikte yürüttüğü araştırmalara dayanarak, doğal afetler zincirinin uygarlığı yok etmiş olmasının en kuvvetli ihtimal olarak görüldüğünü söyledi.

Araştırmacılar, toprak kaymalarına neden olan 7-8 büyüklüğünde bir depremin ve başka depremlerin, Carl-Supe piramitlerinde meydana gelen eğilme ve hasarlara yol açtığını saptadılar. Shady, depremde kopan parçaların daha sonra El Nino kasırgasının yol açtığı şiddetli yağış sonucu meydana gelen sel baskınları tarafından sürüklendiğini ifade etti. Shady, "Daha sonraları, tortu ve kum sürükleyen rüzgarlar ve iki nesli etkileyen kuraklık tarımı kötü etkilemiş ve Caral halkı için bölge yaşanmaz hale gelmiş" dedi. Araştırmacılar, Caral-Supe antik kentinin daha keşfedilecek birçok sırrı bulunduğunu ve Amerikan kongresinin onayıyla araştırmalar için 800 bin dolar para yardımı yapıldığını açıkladılar. Antik kentte araştırma yapan arkeologlardan Luis Miranda, "Kentte nekropol bulamadık, araştırmaya devam ediyoruz, çünkü bir nekropol bulursak, uygarlık ile ilgili birçok soruya yanıt bulacağız" dedi. Araştırmacılar, iklim değişikliği, havanın ısınması, yer sarsıntısı, kasırga, kuraklık gibi doğal afetlerin Caral uygarlığı gibi her alanda başarılı olan bir medeniyeti birkaç nesilde yok edebildiğini gösterdiğini vurguladılar. Bilim adamları, Caral-Supe'de ortaya çıkacak bulguların bugün de insanlığın karşı karşıya kaldığı doğal afetler ve sonuçları hakkında önemli bilgiler vereceğinin altını çizdiler.

✔ çolpan moğol mitolojisinde gezegenleri yöneten tanrının adı. çolpan gezegenlerin hareketini yönetirken onların birbirleriyle olan etkileşimlerini de düzenler.ayrıca çolpanın ve çoban yıldızının aslında venüs gezegeni olduğu ve çobanların yönlerini bu gezegene bakarak bulmalarından yola çıkarak bu isimleri aldığı düşünülür.
Çolpan, Türk, Altay, Moğol ve Buryat mitolojilerinde Gezegenler Tanrısı. Colman, Çolbun, Çolmun, Çulban, Çolman ve Moğolcada Solbon, Solbun, Sulban olarak da bilinir. çolpan Sümerce = Çoban Yıldızı.

✔ Osmanlılar Türk ırkına devlet nimetlerini yasakladı, devlet nimetlerini dönme ve devşirmelere peşkeş çektiler. 477 yıl, Türk soylu tek bir kişi bile devlet yönetiminde yer almamıştır. Fatih’e kadar bütün vezir ve veziriazamlar Türk soyludur. Fatih den sonra devşirme paşalar sadrazam olmuşlardır, Osmanlı tarihi boyunca 122 sadrazam yabancı soydan, bunların içinde Müslüman kavimler de var, 93’ü ise Türk soyundandır. Kaptan-ı Derya’ların 57’si Türk, 57’si çeşitli kavimlerden, şeyhülislamların 131’i yani tamamı Türk’tür. Maliye-Baş defterdarların, 90’ı Türk, 20’si başka kavimlerden, Nişancı-Reisülküttapların, 63’ü Türk, 11’i çeşitli kavimlerdendir. Osmanlı padişahları payitaht için bebekliklerinde bile öz kardeşlerini öldürttüler.

Gene D. Matlock : Hıristiyanlığı ilk kabul edenlerin Türk ulusları olduğu tarihi bir gerçektir. Bunun sebebi bizden saklanmıştır. Aslında bir Yunanlı olan Roma İmparatoru Konstantin I, Türklerin neden Hıristiyanlığı bu kadar kolay kabul ettiklerini öğrenmemizi istemedi. Dolayısıyla, onun etkisiyle dünya tarihinin en şaşırtıcı gerçeklerinin biri bizden esirgenmişti. Ben kendim bunu yakın tarihte öğrendim, birkaç ay sonra “Ey Dünya İnsanları Hepiniz Türksünüz” kitabımı yazdım. Coğrafik terim olarak ‘Hyperborea düzlüğü’ teknik açıdan kullanılmaktadır. Bilim adamları düzlüğün deniz dibine neden battığını öğrenmek için dinamiklerini tartışıyorlar. Diğer deyişle, Hyperborea (Hiperborya) sonuçta deniz dibine inen kalıntıların üzerinde yayılmış olabilir.

✔ Arkeoloji kitap : Ahmet Ünal, Eski Anadolu Siyasi Tarihi, Eski Taş Devri'nden Hitit Devletinin Yıkılışına Kadar.

The Epic Of Gilgamesh In Sumerian

✔ Gene D. Matlock Hepiniz Türksünüz kitabına göre hz adem türkmüş, yani bütün peygamberler türklerden türemiş diyor.. ben de kitabı yeni okumaya başladım ama bu amerikalı yazar ilkin hıristiyanlığın nasıl doğduğunu araştırmaya başlamış ama şaşırtıcı olarak her araştırmasında karşısına türkler çıkmış bunun üzerine bu kitabı yazmaya karar vermiş.

hristiyanlığı araştırırken karşısına devamlı türklerin çıkması doğal. çünkü türkler dünyaya yayılmış bir kavim. yahudiliği araştıran birisinin karşısına da türkler çıkabilir. ya da çinlilerin. doğal bu. ama bu, her kavmin kökeni türkler demek değil ki. adem türk diyor yazar, bütün insanlar ve peygamberler de ondan türediğine göre demek ki isa ve muhammed de türk kökenli. o zaman kutsal metinlerin de türkçe olması ya da en azından türkçeden esinlenmiş olması gerekiyor. kuranda pek çok kavimden bahseder, ama türklerden bahsetmez. kuran bir çok tarihi olayı ele alırken bunu neden es geçmiş olsun.

her şeye kurandan dayanak bulmak gibi bir kazmalığa sahip değilim çok şükür. ama ufak bir ima bile yok bu konuda kuranda. ben türklerin tüm türlerin kökeni olduğuna inanmıyorum. bu tez, reha oğuz türkkandan miras. 1930'ların güneş dil teorisinden miras. mustafa kemal'in kendisine "kamal" dediği zamanlardan miras. yabancılardan da bu tezi destekleyenler çıktı ama gerçekliğine inanmasan iyi edersin. Bundan kısa bir süre önce birkaç aylık bir bebeğe tecavüz eden insan müsvettesinin milliyetini araştırırsanız Türk olduğu ortaya çıkacaktır. Bir zamanlar küçük çocukların, masum insanların öldürülmesini protesto etmek için tankın altında can veren Rachel Corrie'nin milliyetini araştırırsanız Amerikalı olduğunu öğrenebilirsiniz. insanlığın milliyet ile değil, vicdani mekanizmaların çalıştırılması ile ilgili bir değer olduğunu anlamanıza yardım eder belki.

ulusçuluk bir kurgudur. ve "insanlığın çocukluk hastalığı" benzetmesi bile hafif gelir. olsa olsa bir ergenlik bunalımıdır. tabi Gene D. Matlock büyük filozoftur ve türk filozofu reha muhtar da faklı şeyler söylüyor. r abd yi bu hale getirenler bir japonya bir almanyayı yoktan var edenler onları ayağa kaldıran insanlar da bizler gibi dokuz aylıktı bizler gibi insandı hepsinin bizden fazlası yoktu; belki biraz daha fazla inanmışlardı, belki biraz daha ümit doluydular, belki biraz daha azimliydiler belki biraz daha geleceği düşündüler şimdiyi değil..

yani anlayacağınız benim burda demek istediğim bazı üye arkadaşlar gibi halkımdan ümitsiz değilim içimizde nice pırlantalar var kaç tane amerika japonya eder türkiye desem? ama tek ihtiyacımız sadece azimle inançla sebatla vatan icin çalışmak desem? ben milletimi o kadar aciz köhne yıkılmış ve ezik görmüyorum maalesef.. her milletin içinde o millete layık olmayan kişiler çıkıyordur o kesin ama herkesin aynı ayarda olduğu herkesin işe yaramaz boş bilinçsiz düşüncesiz kof insanlar olduğuna da inanmıyorum doğrusu...şimdiye baktığımızda türkiyede iyi şeyler de oluyor, tarihimize baktığımızda ise gerçekten agah, insan sevgisiyle dolu ve tarihe yön vermiş kişiler olduğu su götürmez bir gerçektir..

kuranda türklerin geçmediği konusunu yazan arkadaşım, ben bir araştırma inceleme yayında şöyle bir cümleyle karşılaşmıştım:

"etnik kimlik dönemseldir ve değişkendir. bir topluluk belirli şartlar altında belirli bir dönemde bir etnik kimlikle ortaya çıkabilir. bugün ne hun vardır ne eti ne iskit ya da sümer frig kimmer vs bundan 10000 yıl sonra belki ne fransız ne alman ne de türk olacaktır.." yani dolayısıyla kuranın indiği yüzyılda belki türklerin isimleri farklıydı başka bir isimle anılıyorlardı. işte burda araştırmak türk bilimadamlarına kalmıştır. biliyoruz ki biz türklerin tarihini bile, yazıyı geç kullandıkları için bizans, çin gibi kaynaklardan öğrendik. hepsi de türklere ayrı ayrı isimler vermiş, biz o zamanki türklerin isimlerini bile doğrusuyla bilemiyoruz arap kaynaklarında da belki türk kavimlerinin isimleri farklı geçmiş olabilir ya da onlar yukarıdaki araştırmacı yazarın anlattığı gibi başka bir etnik kimlik adıyla yaşıyordu.senin beyanda bulunduğun tezlerden tam olarak emin olmamız mümkün değil görünüyor bu sebepten kesin olarak bir şey söylenemez ispatı için bilimsel bir araştırma olmalıdır.

Türklerin kökeni hakkında iyi bir kitap istersen yılmaz öztuna nın türkler adlı kitabına bakabilirsin. ulus, millet, kavim vs. gibi kimlikler sonradan uydurulmuş kavramlardır. insanlar çoğaldıkça dünyaya yayıldılar. birbirlerinden uzaklaştılar. gittikleri yerlerde birbirleriyle anlaşmak için kullandıkları dillerini geliştirdiler. keşfettikleri şeylere kendilerince adlar koydular, kendilerince inançlar ve yönetim biçimleri ve bunlara ait kavramlar-kelimeler geliştirdiler. böylece dünyanın farklı köşelerinde, birbirlerinin konuştuğu dili anlamayan farklı insan toplulukları oluştu. iklim şartları ve bitki örtüsü, yiyecek ve giyecek alışkanlıkları gibi nedenlerle fiziksel özellikleri birbirinden ayrı niteliklere sahip oldu. bunda, kuranda bahsedilen insanları kavimlere ayırma ilkesinin de rolü vardır. bu demektir ki, ademin genlerinde bütün insan renkleri ve ırki özelliklerine ait bilgiler vardı. bazıları bazı yerlerde domine oldu. bizim ırk dediğimiz bundan ibarettir.

Fiziksel zorunluluklar ve farklı genlerden mütevellit farklı fiziki özellikler. bunda temelde bir model-ırk yoktur. tüm ırkların ait olduğu temel bir nüve vardır. ondan dağılan çeşitler vardır. insan topluluklarında ırk, kedi ile köpeği birbirinden ayıran bir şey gibi değildir. siyam kedisi ile van kedisi arasındaki fark gibi bir şeydir. biz abarttık. kendimizi ayrı ayrı türler olarak tanımladık. türkler, millet olarak tarihte çok büyük işler yaptılar. islam medeniyetinin koruyucusu ve yüzelticisi oldular. tüm dünyanın ağzının içine baktığı süper devletler kurdular ama bu başarılar, türklerin tüm türlerin atası olduğunu göstermez.

✔ Gene D. Matlock, Ruslar kadim Türklerin tarihlerini yok ettiklerine dair olan beyanı beni sarstı, olabilir mi olabilir hani burdan ahkam kesmek değil de bizler eğer ki bu kitaptaki bazı söylemleri doğru bulmuyor isek aynı düşüncelerimizi kanıtlayalarak karşıt görüş bildirmeliyiz gibi geliyor bana..zira sırf önyargıyla amerikalılar böyle kitaplar yazmamalı tarzında küçümser bir tavırla kitaba yaklaşmak biraz haksızca geliyor bana.. her ne kadar amerikalıları bu tarz kitaplarda havai, savsak ve gayri intizami bulsak da, kabul etmeliyiz ki şu an en büyük türkoloji enstitüleri, en kariyerli üniler orada; yani bilimin kalbi orada atıyor.. hani bazı yerlerde "abartmış artık" dememe rağmen belgeli ve gerçekten araştırma yapılmış bir şekilde hazırlıklı olan yazarı takdir etmedim de değil.. ufkumuzun açılması değişik görüşlere zemin bulmak için bence okunması gerekli bir kitap.. ben sadece üslubu beğenmedim belki de çevirmenle ilgili artık bilemiyoum ama konu olarak ilginç ve bir o kadar da güzeldi.

✔ İngilizce Sümerce kelime karşılaştırması : Continued: Sumerian Words And Their English Translation

Without Number - LA MINAM
Witness - SIBUM
Wood - ISU
Word - AWATUM
Worker (mixtured worker) - LULU AMELU
Worry - ADARU
Year (new year) - AKITU
Yoke - NIRU
Young - SEHER
Young Men - ETLUTU
Young Woman - SINNIS.WARDATU
Zenith (point of zenith) - ANPA
Ziggurat (house-ziggurat rising high) - EUNIR
ZIUSUDRA - His Life-Days Prolonged (Noah)

benzer kelimelerin sümerce'nin bölge halklarının dilleri olan hint-avrupa ve sami dilleriyle hiç bir alakası olmaması. benzer kelimeler var çünkü binlerce yıl boyu bir arada yaşamışlardır. fakat, gramer ve dil yapısında oldukça farklıdır sondan eklemeli altay dillerine daha yakındır.

bendis; ay tanrıçası.
eirene; barış tanrısı, roma mitolojisinde pax dır adı.
aiolos; yel tanrısı.

✔ ay tanrıları lunar deity ay ı bir dişi tanrı olarak yunan tanrıçası selene veya roma tanrıçaları luna ve diana gibi. böyle dinlerde güneşi temsil eden tanrılar de eril olurlar. ay ın eril olarak görüldüğü kütürler de vardır. mezopotamya da nanna ve ya mısırlıların amon ve thoth u gibi. böyle kültürlerde de güneş tam tersine dişi bir güç olarak görülür.

✔ Amerikan yerlileri ve sümerlerin birbiriyle olan inançsal ve kültürel benzerlikleri inceleyen bir yazı. parallels between the hopi indians the sumerians and the hopi prophecies

✔ Hitit dualarında tanrı adları
✔ dünya'da tanrı adları

✔ Sümerce Türkçe benzer kelimeler

✔ SU-İL-LA METNİ (dua metni),
“ 7-8- Sen, senin sözün uzak gök, kapalı yerdir. Hiç kimse içine bakamaz.
9-10- Sen, senin sözünü kim kavrayabilir. Kim eş olabilir, benzeyebilir.
11-12- Bey, gökyüzünde beylikte, yeryüzünde üstünlükte, Tanrılar arasında kardeşi olan karşıt sana yoktur.
13-14- Krallar kralı, yüksek. O ‘nun farzıyla hiç kimse eşit olamaz. O ‘nun tanrılığına hiçbir tanrı benzemez. ”
Bunlar nasıl ifadeler idi, Tanrı ‘nın tek olduğunu, Sümerlerin Tanrılar dediklerinin de, bu Tanrı ‘nın uygulayıcıları olduğunu anlıyorduk. Tıpkı Kuran ‘da anlatılan gibi;
112 NCİ İHLAS SURESİ;
“1-De ki “o, Allah bir tektir, eşi ortağı yoktur. ”
2- Allah samettir.
3- Kendisi doğurmamıştır ve hiç kimse tarafından doğurulmamıştır.
4- Hiçbir şey ona denk değildir.
34 NCİ SEBE SURESİ ;
“1- Hamd, göklerde ve yerde ne varsa, kendisinin olan Allah ‘a mahsustur. Ahrette de hamd onundur. O hakimdir. Yeğane hüküm ve hikmet sahibidir. Her şeyden haberdardır.
2 -O, yere gireni ve yerden çıkanı, gökten ineni ve göğe yükseleni hep bilir. O, çok merhametlidir, çok bağışlayıcıdır.
3 - . . . Göklerde ve yerde zerre miktarı hiçbir şey O ‘ndan ilminden gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyük ne varsa hepsi muhakkak ki levh-i mahfuzda yazılıdır. ”
1 İNCİ FATİHA SURESİ ‘NDE;
1 -“- Rahman ve rahim olan Allah ‘ın adıyla
2 - -Hamd alemlerin rabbi Allah ‘a mahsustur.
3 -O; rahmandır, rahimdir.
4 - Ceza gününün malikidir.
5- (Rabbimiz) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.
6 - Bize doğru yolu göster.
7 - Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramamış ve satmışların yolunu değil.
V
Enki bayram sofrasında içkiyle keyifleri yerine geldikten sonra; kızı İnanna ‘ya tanrısal kanunları emanet ediyor
“Benim gücüm adına, gücümün adına,
Kutsal İnanna ‘ya, kızıma, tanrısal kanunları hediye edeceğim . ”
O zamanın Kutsal Kitabını hediye ediyordu. “Me ”leri, kutsal programı İnanna ‘ya vermişti, ancak hemen geri ister. (Bu ilerde Meryem ile Tanrının ilişkilerine inananların yaşanmış sandıkları mıydı? Yoksa Süleyman ile Saba Melikesi Belkıs aralarında geçen olayın benzeri mi idi. ) İzleyelim bakalım :
Uruk ‘un koruyucu tanrıçası İnanna kendi kentini daha iyi duruma getirmeyi ve böylece kendi şan ve şerefini yükseltmeyi çok ister. Bunun için o, “tanrıların tam kalbini bilen ” bilgeliğin beyi, Enki ‘nin oturduğu dipsiz su Abzu ‘nun bulunduğu Sümer ‘in kültür merkezi Eridu ‘ya gitmeye karar verir. Enki ‘de bulunan bütün tanrısal kanunlar ve kuralları güzellik veya hile ile ele geçirir ve ülkesi Uruk ‘a götürürse, kendisinin şanına erişilemeyecektir. Enki habercisi İsimud ‘u çağırarak şöyle söyledi.:
“Gel habercim İsimud, söyleyeceklerime kulak ver,
Sana bir kelime söyleyeceğim sözümü tut.
İnanna , yapayalnız adımlarını Abzu ‘ya doğrulttu.
Ona içmesi için aslanın yüzünde bira ver
Kutsal masada, gökyüzü masasında. ”

inanna ve Enki bayram sofrasına otururlar. İçki ile keyifleri yerine gelince ENKİ ;
“Benim gücüm adına, gücümün adına,
Kutsal İnanna ‘ya kızıma tanrısal kanunları hediye edeceğim” der.
Bunun üzerine uygarlığın kültürel temellerini teşkil eden 100 ‘den fazla Tanrısal Kanunu ‘nun hepsini birden İnanna ‘ya hediye eder. İnanna , Me ‘leri gökyüzü sandalına doldurur, bu değerli yükle Uruk yoluna koyulur. Enki Me ‘lerin yerlerinde olmadığını görünce, İsimud ‘a sorar. İnanna ‘ya hediye ettiğini öğrenince çok üzülür ve ne pahasına olursa olsun, İnanna ‘nın durdurulmasını ve Me ‘lerin geri getirilmesini ister.
İsimud İnanna ‘yı görünce Kralım bana dedi ki;
Enki bana dedi ki; İnanna Uruk ‘a gitsin
Fakat gök kayığını bana Eridu ‘ya geri getir”
İsimud, İnanna ‘dan Me ve kayığı geri alır.
KURAN ‘I KERİM ‘DE 27 NCİ NEML SURESİ 23. AYET VE MÜTEAKİP AYETLERDE;
“23 - Hüd hüd kuşu; gerçekten de Sebe halkına hükümdarlık yapan bir kadın gördüm. Kendisine her şey verilmiş, muhteşem bir tahtı da var.
24 - Şeytan onlara yaptıklarını güzel göstermiş ve onları doğru yoldan çıkarmış da doğru yolu bulamıyorlar.
29 - Hüd hüd mektubu götürünce Belkıs Sultan halkına ey ileri gelenler! Bana çok önemli bir mektup bırakıldı.
31 - Sakın bana isyan etmeyin ve teslim olarak gelin” demektedir.
Belkıs Süleyman ‘a elçilerle hediyeler gönderdi. Süleyman onu cezalandırmaya karar verdi.

38 - . . . Bana teslim olmalarından önce bu melikenin tahtını bana kim getirebilir dedi.
39 - Cinlerden bir ifrit : Sen yerinden kalkmadan önce ben onu (tahtı) sana getiririm.
40 - İlahi kitabın bilgisine sahip olan biri de; gözünü açıp kapamadan ben onu sana getiririm dedi. Süleyman tahtı yanı başında görülünce . . . ”
TEVRAT ‘TA İSE; 1. KRALLAR BAB 10 ;
1 - “Saba melikesi Rab ‘bin adından ötürü Süleyman ‘ın artan ününü duyunca onu çetin sorularla sınamaya Yeruşalim ‘e geldi. . . aklından geçen her şeyi Süleyman ‘la konuştu.
2 - Süleyman onun bütün sorularına karşılık verdi. . . . Saba kraliçesi hayranlık içinde kaldı.
5 -. . . Duydukların doğruymuş, ama gelip kendi gözümle görünceye dek anlatılanlara inanmamıştım” de.
10 -Saba kraliçesi krala. . . değerli taşlar armağan etti,
13 - Kral Süleyman Saba Kraliçesi nin her istediğini, her dilediğini yerine getirdi. . . Bundan sonra kraliçe adamlarıyla birlikte oradan ayrılıp kendi ülkesine döndü,
denilmekte, bu hikaye 2. Tarihler 9 ncu Bab ‘ta tekrar anlatılmaktadır.
anlatılanlardaki Tanrı Enki ile kral peygamber Süleyman, haberci İsimud ile hüdhüd kuşu, Tanrıça İnanna ile melike Belkıs nasıl benzeşiyor değil mi?