deist elci araci melek baphomet seytan madde kutsalmi rising shirk islam bozuk din deneyimci empirik allahi kanit nerede freethinking pure deism what god nitel semavi tanri hurafe islami onaylamasi keramet

✔ söylem kifayetsizliği tengri - savaş çağman coşkun.
✔ kelime-i şehadetin önceki hali "aton dan başka tanrı yok, akhenaton elçisidir ve onun ışığını bize ulaştırır"

✔ put kırıcı akneton'göre herşey anlaşılır olmalı. aknet-aton : aton’un ufku anlamında başkenti kurdurmuş idi.
✔ akhenaton'un tanrısı aton'a yazdığı şiir, hiyerarşik tanrıların siyasi çekişme malzemesi olması.

✔ tek tanrı fikrini ilkin amenhotep (yunanca okunuş amenofis) üretti yani akhenaton. çok tanrı olan evren'de kargaşalık olur yaklaşımı ile tanrı sayısını tek'e indirdi. tek tanrılılık semavi dinlerin değil amenofis'in fikri dir. arş'a - taht'a çıktığında tanrılar tanrısı amonra'yı ve diğer tanrıların (maat, hathor, isis, nephthys, set) adını tapınaklardan sildirdi ve bir yasa ile tek bir tanrıya adanacağını emretti tarım takvimi işleyişlerin. tek tanrı güneşin kendisi aton 'dur, dedi çünkü güneş ışığı, tarım için etkendi böylece ilk defa tek tanrılı atonizm - atenism doğdu.

✔ amun priests - amon rahipleri. high priest of amun - amon başrahibi kurumu teb'de var idi, diyanet başkanlığı gibi. teb amon rahipleri, amenofis'in tek tanrı uygulamasına tepki gösterdiler. 4. Amenofis adını değiştirerek, her şeyin yaratıcısı ve güneşin sevgilisi, Aton'a hizmet eden anlamına Akneton (Akhenaton) adını aldı. Bir de Aton'a şiir yazar: akhenaton'un tanrı Aton'a yazdığı bir şiir: Tanrı uludur, birdir, tektir ondan başkası yoktur. Bir tanedir, o'dur her varlığı yaratan, bir ruhtur tanrı, görünmeyen bir ruh, ta başlangıçta vardı tanrı, tek varlıktı o. Hiç birşey yokken o vardı. Herşeyi o yarattı, ezelden beri süregelen varlığı, ebediyete kadar sürecek, gizlidir tanrı, kimse görmemiştir onu. İnsanlara ve yarattıklarına sır kalır her zaman. yüzyıllar boyu eski Mısır'ın başkenti olan, Amon kültürünün de merkezi sayılan, Karnak tapınağının bulunduğu Teb'i terkederek, yeni başkent ilan ettiği güneşin Ufku anlamına gelen Akhetaton şehrine yerleşmiştir. Ölümünden sonra bu din TEB rahiplerinin etkisiyle yasaklandı. Daha önceki tanrılar yine sahneye çıktı. AMON-RA en büyük tanrı oldu (bu tanrıya dua etmek için ya rab ya da ya rabbim dendi, bu sıfat ilk olarak Tevrat'a sonra İncil'e en sonunda da Kuran'a geçti); duaların kabulü için, duaların sonunda en büyük tanrı adına, Amon ya da Amen adına bir bağlama yapıldı. Bu da üç semavi dindeki duaların sonunda amen ve amin kelimesini oluşturdu.

✔ doğum ismi amen hotep - amen hoşnut anlamında. amenophis, ismin Yunan kaynaklarında geçen, Yunancaya uyarlanmış hâli dir. Nefer-kheperu-Ré, unvanı. anlamı, Ra’nın şekilleri güzel dir. akhenaton, kendisi için kendi belirlediği isim dir.

✔ herihor, amon başrahibi idi. Halefi olan Pianch 'ın damadı idi ve MÖ.1076-1066 civarında 20.hanedanlığın sonları ve 21.hanedanlığın başlangıcı arasında görev yaptı. Herihor Libya kökenli bir general idi ve hükümdarlığı sırasında Amon Başrahibi, Ordu Komutanı ve Kuş Genel Valisi unvanlarını taşıdı. Selefi gibi o da Teb'de ikamet etti. Elindeki gücü kullanarak 11.ramses - XI.ramses 'in gücünü sınırladı. Yukarı Mısır ve Nubya yönetimini elinde tuttu, Dönemin Firavunu 11.ramses ise sadece Memfis'i Orta Mısır'ı kontrol edebildi. Aşağı Mısır'da ise Tanis'i Smendes kontrol etti. Herihor, gücünden dolayı kendisini Firavun ile eşit gördü ve bu nedenle Karnak'taki Chons tapınağının peristilinde yer alan kartuşlar yaptırdı. Kendisinden sonra gelen başrahipler Yukarı Mısır'ın kontrolünü elinde tutmaya devam etti. Rahiplerden bazıları firavun oldular. Rahiplerin Yukarı Mısır'daki siyasi kontrolü MÖ 943'e dek devam etti

✔ ramesses XI - 11.ramses.

inanmak ile tanrıyı bilmek farklı şeyler. Tanrı'yı bilen biri olup somut kanıtlar gösterseydin bu forumu kapatırlar idi herşey karşılıklıdır. Tayyip diyanet işleri başkanı gibi her ateist teroristtir diyen müslümanlar var.Ateistlerin içinde de böyle manyaklar var. müslümanlıktan çıkanların katli vaciptir diye bir söz duymadın mı? Allah var diyorsan delilleri gösterirsin. rüyamda benimle iletişime geçti veya falan kişi güvenilir kişi ounla iletişime geçmiş ne derse doğrudur diye delil olmaz. Devri daim makinesi yaptığını iddia edenler gibisiniz.Onlarda çalışan bir makine gösteremiyorlar.

✔ Why is a Muslim less likely to convert to atheism?

✔ muazzez ilmiye çığ : ibrahim peygamber, sümer belgelerine ve arkeolojik buluntulara göre. Çalışmalarım arasında şimdiye kadar anlaşılamayan bazı konuların açıklamalarını bulmam beni mutlu etti. Bunlardan biri Mısır'da ibrahim in karısını Firavun'a sunması konusu oldu. Bu olay Tevrat araştırıcılarını yüzyıllar boyu düşündürmüş durmuş. peygamber ibrahim karısı için kız kardeşim diye yalan söylüyor Tekvin, bap: 12,20 'de, niçin karısını Firavun'a sunuyor ibrahim? Tanrı tarafından, ibrahim cezalandırılacağı yerde, Firavun cezalandırılıyor? Firavun ibrahim'e cariye, hayvan, altın, gümüşle birlikte karısını geri veriyor?

✔ Bunu açıklamama yarayan, Kumran kitabelerinden] bazılarının yayımlandığı (Yigael Yadin, The Message of The Scrolle, New York, 1962, s, 145 vd.) eserde verilen bu konu ile ilgili metin oldu. Onu okuyunca, bu öyküde de, Sümer'in bereket kültünü oluşturan kutsal evlenme efsanesinden çeşitli motifler buldum.

İsrailli yazarlar, Babil tutsaklığından dönüşlerinde orada duydukları, okudukları Sümer efsanelerinden hatırlan nda kalanları toplayarak yeni efsaneler üretmişler. Bunlardan birinin de İbrahim Peygamber için uydurulan bu garip serüven olduğu anlaşılıyor. İslam yazarları da bundan kendilerine göre bir veya birkaç hadis geliştirmişler.

Bu öykünün Tekvin'deki, İslam hadislerindeki ve Kumran kitabelerinde ki metni ile bunlara kaynak olan Sümer kutsal evlenme efsanesinin özetini veriyorum.

Tekvin, Bap 12 : "memlekette kıtlık oldu Abram orada misafir olmak üzere Mısır'a gitti; çünkü memlekette kıtlık ağırdı. vaki oldu ki, Mısır'a girmesi yaklaştığı zaman, kansı Sara'ya dedi: biliyorum ki sen görünüşü güzel bir kadınsın; Ve olur ki. Mısırlılar seni görünce: Bu onun karışıdır derler ve beni öldürürler, seni sağ bırakırlar. Senin yüzünden bana karşı iyi davranılsın ve senin sebebin ile canını yasasın diye: Onun kızkardesivim de. vaki oldu ki, Abram Mısıra girdiği zaman, Mısırlılar kadının çok güzel olduğunu gördüler ve Firavun'un memurları sara'yı gördüler, ve onu Firavuna methettiler: ve kadın Firavunun sarayına alındı. Ve onun yüzünden Abrama karşı iyi davrandı; ve onun koyunları. sıfırlan ve eşekleri ve köleleri ve cariveleri ve disi eşekleri ve develeri oldu. Ve Rab Abram'ın karısı Saray'dan dolayı, Firavuın'u ve sarayını büyük vuruşlarla vurdu. Ve Firavun Abram'ı çağırıp dedi: Bana bu yaptığın nedir? Bu senin karın olduğunu niçin bana bildimıcdin? Niçin benim kızkardeşimdir dedin, ben de onu karı olarak aldım? Ve simdi, işte karnı, al ve git. Ve onların hakkında Firavun adamlara emretti; Ve onu ve karısını ve kendisine ait olan her şeyi gönderdiler"

✔ Ateistlere ve agnostiklere yönelik mahalle baskısıyla devlet baskısının ortak hareket ettiği bir ülkede, demokrasiden, temel insan haklarından, düşünce ve ifade özgürlüğünden söz etmek olanaklı değildir.

Arap dini islam putperest adetlerinin, kitap ehli dedikleri ibrani ve nasrani hıristiyan inançları ile harmanlanıp yeniden servis edilmiş halidir. sözde cahiliye devri dedikleri dönemde olupda uydurulmuş yeni dinde olmayan ibadet, geleneklerden hangileri vardır Namaz'mı, oruç'mu, kurban'mı, hac tavavf'mı kara taşa iltifat mı, cariye'mi, kölelik'mi bunları saymaya sayfalar yetmez. Yeni getirilen şeyler. din adına savaş, haraç kesme, en önemliside hubel'in yerine canlı bir egoistin geçmesidir.! Kısaca eski put perestliğin yeni versiyonudur.

agnostizm tanrının varlığı ya da yokluğu kesin olarak açıklanamaz"dan çok. " tanrının varlığı ya da yokluğu bir şey değiştirmez" diyen dünya görüşü/inanç/yaşam tarzıdır. tanrının duyularla algılanamayacağı için insanoğlunun varlığı ya da yokluğu konusunda bilgi sahibi olamayacağı görüşüdür. agnostizm kuramının en büyük savunucusu adı agnostizm ile birlikte anılan thomas henry huxley olmuştur. agnostizm tanrının varlığı, yokluğu tartışmalarındaki tarafsızlığı yanı sıra aynı zamanda felsefi bir dünya görüşürüdür. agnostisizm, ilk duyduğum yıllarda hiç bir konuda yorum yapmadığı için ve taraf olmaktan kaçındığı için pragmatist ve oportunist bir yaklaşım olarak görmeme ve nefret etmeme neden olmuşken sonraki zamanlarda yeni anlamlar yükleyerek ve diğer bir çok kavramla, akımla bağdaşık yanlarını fark ederek, tarafsızlığın gerçeği görmek için en büyük erdem olduğu düşüncesiyle sempatimi kazanmıştır.

agnostizm aslında bilinmezcilikten dem vururken farkında olmadan belirsizlik ilkesi'nin ve septisizmin kapılarını aralamakta bünyeyi acabalara sürükleyerek çeşitli sorulara cevap aratmaktadır.
zaten septisizmin, diyalektik'in de amacı budur. insan hayatı oldukça kısa bir zaman dilimine sıkıştığı için tüm hayatı boyunca varlığından emin olmadığı bir şeye körü körüne bağlanarak ya da var olan bir şeye kesinlikle inanmayarak bu kısacık ömrü bu uğurda heba ederek gidemez. agnostizm bu açıdan ele alındığında hem skolastik felsefenin yanlış yönlerine karşı hem de retçilik, determinizm ve ateizmin ''gözümle görmezsem inanmam hatta gözümle görsem bile inanmam'' savına çelme takmıştır.

✔ Crazy Watering Can : Bertrand Russell'in çaydanlığı yerini bilmiyorum. marsa yakın diyorlar ama gören duyan olmamış. sadece orada bir yerde olduğunu biliyoruz. russell diyor ki "ben dünya ile mars arasında, güneş etrafında dönen, en gelişmiş teleskoplarımız ile bile görülemeyen bir çaydanlığın olduğunu söylersem bana deli diyeceksiniz. hatta bu çaydanlığın orada olduğuna inanan herkes akıl hastanesine yatırırsınız. fakat bu çaydanlık, antik yazıtlarda geçse, büyüklerimiz bize bu çaydanlıktan bahsetse o zaman bu çaydanlığı inkar edenleri akıl hastanesine yatırırdınız."

Bertrand Russell tanrının varlığı ile ilgili olarak bu örneği vermiş. birşeyin varlığının/yokluğunun ispatlanamaması onu yok veyahut var yapmaz. Russel abimiz tam olarak demiş ki "tanrının varlığını ispatlamak bilimin değil, tanrının varlığına inananların sorunudur." örnek vermek gerekirse, "Allah'ın yokluğu ispatlanamamıştır. demek ki allah vardır." "Hayaletlerin olmadığı kanıtlanamadığına göre hayaletler vardır" gibi.

Bu çaydanlığa benzer inançlar da mevcut. mesela tek boynuz görünmez pembe at. kendi içinde görünmezlik ve pembe rengi ile paradoks içermesinin yanında böyle bir atın olmadığı ispatlanamadığına göre kesinlikle böyle bir at vardır. ve bu at bizi yaratmıştır. tabi ki ilk önce dağlar, taşlar, ağaçlar ve duble yolları. bir de çok daha fazla müride sahip bir din var. uçan spagetti canavarı dini. biraz daha şekilli adıyla pastafaryanizm. 2005 te kurulmuştur, bir dini kitaba sahiptir, kilisesi vardır. bildiğin din yani.

✔ bugün itibariyle ateizm çökmüş, kıymeti menkul ateist bir arkadaşımı aradım. malum ateizmin peygamberi stephen hawking hakk'a yürüdü, bir baş sağlığı dilemek istedim. konu biraz devam edince sohbet de ilerledi, yaptığım tebliğ ve davetlere yine red cevabı veren bu arkadaşa neden inanmadığını sordum. verdiği yanıt şöyleydi: bu sonsuz ve koca evrende var olan her şeyin var olma ve yok olma sebebi olan, evrenin her yerinde "boşluksuz" yer almış, doğmamış, öncesi ve sonrası olmayan, asla görünmeyen ama varlığı hissedilen, sonunda mutlak galip gelecek ve her şey yok olsa dahi kendisi baki kalacak, yok dağları yaratmış, gökleri dikmiş bir varlık fikri bana hiç mantıklı gelmiyor.

✔ big bang'in ateizm ve agnostismi geçersiz kılması : saat kaç dedim, 12'yi çeyrek geçiyor dedi, buna inanıyor musun diye sordum "ne inanması saat 12'yi çeyrek geçiyor işte" dedi. ben de ona evrenin her yerinde hissedilen ama görünmeyen, mutlak galip, ezelsiz ebedsiz bir varlık olan zamandan bahsettim. demek ki her şeyin varlığından ve yok olmasımdan sorumlu ve herşeyden güçlü bir varlık olabiliyormuş. bir ateş topundan mümbit bir gezegene dönüşüm mümkün olabiliyormuş zamanla. ha keza belli bir zaman ile bu gezegen de yok olabilecek zaman sayesinde. çok etkilendi tabi. olmaz, olması imkansız diye direttiği türde bir varlığın tam da içinde yaşadığını gördü ve ikna oldu. 10 dakika geçmedi ikindi için beraber öğle için saf tuttuk. adam hala tekbir getiriyor. stephen hawking ölünce ateizm çabuk çöktü dikkat edersen ihlaslı müşrik.

✔ inanca dinsizlik insanlığın kurtuluşu olacaktır. ihsan Eliaçık, yaşar Nuri Öztürk. Allah Erdoğanın gideceği cenneti dahi nasip etmesin! Cehenneme razıyım! kuran a tabi olmak yeterlı kurtarır diyor sonra deist liği savunuyor lakin deizm peygamberleri reddeder sıkı durun kuran da amentü suresi vardır orda peygamberler ve dahi melek lere de imanın şart oldugunu beyan eder bu bağlamda kuran yeterlı dıyen yasar nuri aslında kuranıda reddetmiş olur bu neyın kafası at kafası

lübnan'da ki ibrahim nehri - abraham river - adonis nehri. derler ki afrodit'i kıskanan ares, adonis avlanmaya çıktığında bir domuz gönderir* ve adonis'i ölümcül derecede yaralayıp kaçar. kanlar içinde eve sürünürken sesleri duyup yardıma koşan afrodit kendisini görür ve ağlarken nehrin kenarında adonis'in yaralarını iyileştirmeye çalışırlar ancak afrodit'in kollarında adonis ölür, tüm nehir adonis'in kanıyla kıpkırmızı olmuştur. bu sebeple nehrin adı adonis nehri olarak adlandırılır.

günümüzde de nehir bahar ayları geldiğinde kırmızıya bulanır. bunun sebebi olarak kışın dağlara yağan yoğun yağışlardan sonra bahar geldiğinde bu karların eriyip dağdaki mineraller/kil/çamur vs. kırmızı renk alıp nehre akması olarak açıklanıyor. ayrıca yerel halkın hala daha nehir kırmızı olduğunda hastaların elbesilerini nehirde yıkayıp çare bekledikleri rivayetleri de yazılmakta ayrıca nehir kenarında donis'in toprağa düşen her kan damlası kırmızı, afrodit'in toprağa düşen her göz yaşı beyaz lalelere* dönüştüğü de söylenmektedir.

olur da o tarafa seyahat edecek olursanız, naçizane tavsiyem mart ayı başlarında, nehrin kırmızı olacağı günlere denk getirebilirseniz güzel bir deneyim yaşayabilirsiniz. bonus olarak meraklısına, luca giordano'nun adonis'in ölümü eseri. solda nehri görebilirsiniz, kaçan domuz / ares gibi detaylı kaynakça ✔ Flower Myth Series: Adonis.

✔ Tapınak Şovalyeleri ve keçi Başlı baphomet.

✔ Prof. Dr. Nevzat Tarhan: Dijitalleşme ile birlikte dini ve ideolojik aidiyetleri gereksiz gören bir nesil ortaya çıktı.

✔ Paskalya mesih’in ölüm den dirilişi dir ve Kilise takviminin en önemli günü olarak kabul edilir. Paskalya nın litürjik döngüsü mart ile nisan pazar günü kutlanırken kıyam yortusu - diriliş günü olarak adlandırılır. 40 gün süren perhiz pazarlarının temaları ve Kutsal Kitap’tan okunan bölümleri var.

✔ çocuğun ilk kaybolduğu gün bana "çocuğu şeytan götürmüştür" dediler. Ben de "ramazan ayında şeytanlar bağlı" dedim.

İnanmayan Dindarlar ve İnanan Dinsizler - Sesli Kitap, İlhan Arsel

Tarihin ilk Hitler'i yüzbinlerce Türk katleden Emevi komutan Kuteybe bin Müslim'dir. (Okullarımızda 670-740 arası sansürlüdür)

Koca zaman kara delik tarafından kırılabildiğine göre, karadelik hepsinden büyük diyerek tartışmaya ortasından katıldığım hede. hail the black hole.

Dindar ve Agnostik Tanrı Hakkında Sohbet Etmişler - sesli kitap

Laik ahlak diye birşey söz konusu değil. Laiklik bir siyasal sistemdir ve kişi ile değil devlet ile ilişkili bir terimdir. Birey ve din arasında ki ilişkiye sekülerlik denir. Ve bahsettiğiniz laik Ahlak tanımı seküler Ahlâk olmalıdır. burada aynı anlamda kullanıyorlar, gökten indiği sanılan dogmalardan bağımsız oluşturulan ahlak anlayışı anlamına gelir. Tanrı varsa nədən hayvanlar arasında fark koymuş? Neden manyakları, psikopatları yaratmış? Bir köle tanrıya şükür etmelidir mi?

Laiklik vestfalya anlaşması ile oluşmuştur. mezhep savaşları sona ermiştir ve devletler bireylerin istediği mezhebi seçmesine olanak tanır tabi bunun arkasında roma cermenin yıkılma süreci ve tarihsel dönüşümler var ve mezhep savaşlarıyla roma cermenin sonunu getirmek var ama bunlar uzun hikaye. birey din arasındaki ilişkide siyasaldır. din bizzat siyasal egemenlik ile ilişkili dir. siyasal bir sistemdir islam. ahlakta bu bağlamda siyasaldır, siz bir devlete laiklik getiriseniz orada din dışı ahlak ve hukuk, din dışı ideoloji ve akıl özgürlüğü gelişebilir. bu bağlamda laiklik ile siyasal sistem bağlantılıdır. siyasal sistemle de ahlak bağlantılıdır hani laiklik geldi din giti diyen çomarların laikliği ahlakla bağlaması da bu yüzdendir ki laiklik cidden hukukun (ki ahlakı kuşatır) değişimidir ve ahlakla doğrudan bağlantısı vardır.

Tanrının neleri yaptığını düşünüyorsunuz? Tanrı her şeyi şu anki haliyele mi yaratmıştır. Yoksa temeli atmış gerisi kendiliğinden mi gelmiştir? Tarih boyunca insanlar her bilmediği şeye tanrı yaptı demişlerdir. Çok eskilerden de örnek verebilirim ama günümüze kısmen daha yakın olan Roma'dan örnek vermek istiyorum. Şimşeğin nasıl olduğunu bilmiyorlardı. Bu bir tanrının işi olmalı diyip Zeus adlı tanrıya atadılar. Şu anda Zeus yok. Çünkü bilim ilerledi ve şimşeğin neden olduğu artık biliniyor. Bir şeyin neden olduğunu bilmediğimiz onu tanrının yaptığını değil bizim o konuda cahil olduğumuzu gösterir. Çalışmalarımın gösterdiği, evrenin başlangıcının Tanrının şahsi anlık bir isteği olduğunu söylemek zorunda olmadığınızdır. Bir tanrının var olduğunu düşünüyorsunuz, peki bu tanrı bizi niye yaratmıştır?

Tanrı bizi niye yaratmıştır? Eğer varlığını göstermek istiyor diyorsanız. Bu kibirdir. Alla kibirli tanrı dır o halde. O zaman tanrınız mükemmel değildir. her konuda mükemmel olan hiçbir şey olamaz. O zaman o tanrı değildir. Çünkü tanrınızın sonsuz güçte ve sonsuz bilgelikte olduğu iddia edilmiştir. bu da imkansızdır. Tanrıyı kim yaratmıştır? Tanrıyı yaratanı kim yaratmıştır? Sorduğu soruyu yanıtlamazken daha bile çok sorun çıkartıp kısır döngüye dönüyor. Bunların hiçbirisi sorumun yanıtı değil. Tanrı bizi niye yaratmıştır? Toplumsal kargaşayı önlemek için politik insanların sağduyusu tanrı icat etmişlerdir. tanrıyı politik sağduyu yaratmıştır.

Imunify360 tarafından korunmaktadır Attis Phrygian god.

Herodot'a göre araplar Dionysos'a Orotalt, Afrodit'e Alilat derlermiş. Dionysos'a orotalt derlermiş ama arapça'da o harfi yok, araplar nasıl orotalt desin? Herodot'un orotalt dediği tanrı aslında menat. Nebatiler menat'ı intikam tanrıçası nemesis'e denk tutmuşlar çünkü menat'a, yani herodot'un dediği orotalt tanrısına, araplar kız çocuklarını kurban sunmak zorundalarmış. Necm 21'de "erkekler sizin ve dişiler o'nun mu" deyişi, menat'ın kurban hakkını imgeliyordu olasılıkla.

✔ birisi aracılığı ile aldığın din, senin değil dir. peygamber aracılığı ile edindiğin tanrı, senin değil dir. toplumun itaatini kapora yapmış peygamberlik sisteminde gerçek tanrı çevrimdışı dır çünkü kapora ihtiyacı telafi eden ayetler miktarınca tanrı-allah konuşmuş ayetlerde. muhammed'in sosyal problemlerini çözen ayetleri indirmiş allah. muhammed, halk dan aldığı soru, sadakat, biat بَيْعَة , itaat, kapora'yı karşılayacak kadar konuşturmuş allahı. muhammed ile allah arasında diyalog sona ermiş, arap toplumu muhammed'e siyasi itaat ettiğinde. bu dumunda allah'ın amacı, muhammed'e siyasi itaat sağlamak idi ki allah, başka toplumların vahim problemlerine rağmen diyalog veya ayet ile sıkıntı çözme yordamını kullanmıyor artık.

ortadoğuya deizm şart, hele de arap olmayanlara şart. kuran'ın yanıtları araplara hitaben ve araplara özgü çünkü muhammed araplara gönderildi çünkü araplar sapkın eşrake kültürlü millet, nesilleri de yelhes tetrukhu gibi yetişiyordu. her din, yetiştiği toplumu gütmek için siyaset ehli tarafından hazırlanmış. muhammed'in dedesi abdülmuttalib bin haşim, kendi döneminde tek siyasi otorite idi. tüm peygamberler ortadoğu'ya gönderilmiş çünkü ortadoğu'da siyaset dine dayalı olmuş her zaman. peygamberlerin hepsi siyasetçi, kabile emiri idi. ortadoğu din geleneğinde peygamber rasul, nebi-kudurri-usur nebukadnezar demek siyasi devrimci demek zaten.

bariz belli, tanrı'nın evrene etkisi yok, evren kendi eylemini tanrılar dan bağımsız gerçekleştiriyor. kuran'a göre allah, meryem'i hamile bırakması için cebrail'i erkek kılığında gönderiyor. cebrailin meryem'e yetişgin erkek insan olarak görünmesine gerek var mıydı? cebrail, yetişgin insan erkek kılığında gidiyor meryem'e döl bırakmaya? yani mabedde kamusal seks var, ücreti ali imran 37de yazıyor. dıhye kelbi kılığında cebrail göstertisine benziyor senaryo. cebrail, erkek yusuf suretinde girmiş meryem'in odasına. cebrail, erkek dıhye suretinde girmiş muhammed'in odasına, ilginç tekrarlı birer olay bunlar. cebrail, meryem'in yanına kadın görünümlü insan gibi gitseydi meryem'i hamile bırakabilecek miydi? anlaşılıyor ki ayetler tanrı dan gelmedi, mitos öyküler den aktarıldı.

isa derki, Tanrı Sevgidir başka yerlerde aramayın.
isa dedi Beni gören Tanrıyı görmüştür Tanrı tamamen Doğru olan insanda dır.
Tarafsız ve benliğe dayalı olmuyan gerçek Sevgi güce dönüşür benliğe dayalı olmuyan sevgideki güçte Tanrılaşır ve ölümden kıyam ettirerek sonsuza dek yaşatır İSA MESİH Tanrının tarafsız olan sevgi olduğunu bildirmeye geldi
Çünkü tarafsız ve benliğe dayalı olmuyan Sevginin gücü sonsuzdur. Bu güç ise sadece Ölümden kıyam eden İSA MESİH te mevcuttu İSA MESİH'in İlkelerini uyguluyanlar da Tanrısal güce sahip olacaktır. - Serias 6 isa mesih.

✔ qurandaki bilimsel hatalar. islam araştışması.
✔ müslüman - deist fikir elci araci melek baphomet seytan madde kutsalmi rising shirk islam bozuk din deneyimci empirik kanit nerede freethinking pure deism what god nitel tanri nedir

✔ ezkamo: ölünce görürsün diyen müslüman muhammed'e ahlaki peygamber diyor. Oysa bu iki kelime yan yana ne itici duruyor.

✔ 4 milyar gayrimüslim yanılıyor mu, dünyada 400 milyon ateist, 1 milyar dinsiz deist var
✔ iskenderiyeli Heron matematikçi ve mühendis

✔ karaman'da cemaat yurdunda 45 erkek çocuğa tecavüz edildi, imam kendi torununa, 3 yaşındaki kız çocuğuna, başka bir imam öz kardeşine tecavüz etti, camide, kuran kursunda çocuğa tecavüz haberi gelir, ahlakları bozulmaz. yol yaptı dedikleri yollar yolsuzlukla yapılır, sağlık paralı ve pahalı hale getirilir, ahlakları bozulmaz, nasıl islami ahlaki bu

✔ efe aydal : ateistlerin ahlakı yoktur diyenlere.

✔ dinciler, doğdukları kültürdeki din hangisi ise ona inanıyor ve düzeltmeye çalışıyorlar, allah orda şöyle demek istedi mazereti ile. ne demek istediğini bize anlatamıyor mu allah, aracısız? bazı dediklerini ablayabilen canlılar (din adamı) yaratıp onlara hidayet mi verdi? sonra, din adamı olmayanlarıı, anlayışsız zekâ'da yaratmış olmalı ki mitos ayetleri anlamayıp cehennem 'e girmemizi istemiş. allahın dediklerini, insanca yorum katıp anlatmaya çalışmak, allahı küçük düşürmez mi? allah çocuk mu ki, hem apaçık quran demiş, hem çelişkili ayetleri mensuh / iptal etmiş. bazı ayetlere ise açıklama gerektirmesi için insanları mezheplere, hattâ farklı dinlere bölmüş, ve onlara farklı ad vererek kendi adını çeşitli kültürlere göre temellendirmiş. tabiki aslında, farklı kültürler, farklı coğrafyalarda kendi kültürlerine göre tanrı kurgulayıp, toplumu bu kurgu ile yönetmişler, ki zaten olası tanrıların var olduğu tek yer insanın beyni, tanrı, siyasetçi insan beyninde siyasi kurgu'dur, toplumu yönetmek için gereksindikleri asayiş göstertisi dir.

✔ hasta bir insan doktar'a gider, çünkü doktor da insan, hasta da bir insan cinsi, ama bir dindar, inandığı tanrı'ya, peygamber sıfatlı başka bir insanı aracı koyarak erişmesi oksimoron eylem dir. gerçek tanrı var ise, peygamber bi insan ile peygamber olmayan diğer insan biçiminde etiketlemiş olamaz bizleri, ki zaten peygamberler hep toplumu yöneten siyaset erbabı insanlar arasından türemiş. günümüz millet meclislerinde, çoğunluktaki millet iradesi ile yasama/yürütme egemenliğine aracılık eden siyasetçileri, antik dönemlerin tanrı'ya aracılık eden peygamberleri ile aynı tertip aslında.

✔ dinden Çıkan imam ile islamiyet gerçeği deizm saçmalık. Kendisini bildirmeyen tanrı, tanrı değildir

✔ madem aynı tek tanrı var, her peygamberde tanrı adı niçin farklı idi? eloha tanrı demek ve çoğulu elohim tanrılar demek. kanan tanrısı el 'in uzatılmış şekli ortadoğu tanrılarına ad olmuş. arami - süryani elah, arabi ilah ile ayrıksı kültüre bezenmiş. eloh çoğulu elohim, hem tanrılar, hem münferit bir tanrı'yı ifade etmiş zaman sürecinde. israel'in yahve'si 2000 kez den fazla ve çoğu kez ha-elohim yani gerçek tanrı anlamında, tanındık (harf-i tarif) ile kullanılmış. bazen elohim, israel tanrısı yahve'yi ifade etmek için çoğul fiil veya sıfat ile birlikte elohim hayyi - yaşayan tanrı denilmiş, allah hayyu gibi

✔ yahudi tanrısı yahve

✔ tanrı yhvh kim

✔ allah kelimesi ibranice’de “ELOHUM / İlohim” olarak kullanılır. İbn Abbas İbranicede Allah isminin “ÎL” olarak geçtiğini ve CEBRÎL in manası Abdullah, MÎKÂÎL isminin manası ise Ubeydullah olduğunu ifade etmiştir. Hz Yakub’un diğer ismi İSRÂÎL kelimesi İSRA=Abd, ÎL=Allah Abdullah manasına gelir.

✔ Tanrı, Musa'nın sorusuna çok ilginç bir cevap veriyor. Kendi adını yahve olarak tanıtıyor. Hem diyor ki bu ad dünyanın sonuna kadar aynı kalacak, insanlar tek Tanrıyı yalnız bu adla çağıracaklar. Peki yahve ne demektir? ibranice dilinde o söz, sadece "Ben ben'im" demektir. Bugün ne isem, sonsuza kadar o olacağım. Bu anlam, 'Yahve' adının hiç değişmeyeceğine, başka bir özel ad onun yerine geçemeyeceğini bir defa daha gösteriyor. bütün eski peygamberler Tanrıyı yahve adı altında tanırdılar, Ona o ad ile haykırdılar, o ad ile kurban keserdiler ve yemin ederdiler. Musa'ya verilen 10 emirin birincisi bu ad ile ilgilidir:

Seni Mısır'dan, köle olduğun ülkeden çıkaran Tanrın Yahve benim. Benden başka tanrın olmayacak. (Tevrat - Çıkış 20:2-3)

Demek, ancak Tanrıyı bu özel 'Yahve" adıyla tanıyan, onu bu adla çağıran kişi, gerçek Tanrıya tapmış olur. Başka özel ad kullananlar, İbrahim'in tanrısına değil, insanların uydurdukları bir tanrıya tapmış olurlar.

5. 'Yahve' ve 'Allah' aynı mıdır, değil midir? Kuran'a baktığımızda, bir kere olsun yahve adını rastlamıyoruz. Kendini Muhammed'e gösteren tanrı, gerçek olan Yahve değildi, yani İbrahim'in tanrısı değildi. Zaten Muhammed 'Yahve' adını Yahudilerden öğrenemedi. Musa'nın üçüncü emirine uygun olarak (tanrın yahve'nin adını boş yere ağzına almayacaksın. Çünkü Yahve, adını boş yere ağzına alanları cezasız bırakmayacaktır." Tevrat - Çıkış 20:7), yahudiler tanrının yahve adını kolay kolay ağzına almazlardı, Yahudi olmayanlara bildirmezler idi. Tanrı için genel ad elohim adını kullanırdılar. elohim allah sözüne benzediği için, Muhammed o ikisini aynı sandı ve böylelikle ibrahim'in tanrısı allah'tır diye öğretiş verdi ama gerçekten öyle değildir. ibrahim yahve adını bilirdi ama muhammed bilmezdi. Onun için Kuran'daki allah ibrahim'in tanrısı, tek gerçek tanrı değildir.

6. Muhammed, araplara allah adını yayarken, yeni bir ad mı tanıttırdı? Muhammed'in hayatına ve yaptığı işine bakmış olursak, onun dini bir reformcu olduğunu görüyoruz. Yani, yeni bir sistem, yeni bir tanrı tanıtmadı, Arapların inanç sisteminin içinde bazı değişiklikler yaptı. sonra göreceğimiz gibi, müslümanların tapınma sistemi, kökte putperestlerin tapınma sisteminin aynısıdır: namaz, kıble, oruç, cuma günü, kutsal aylar, Kaabe, başka kutsal yerler - bütün bunlar putperest Arapların zaten kullandıkları bir sistem idi. Bununla birlikte allah adı yeni tanıttırılan bir tanrının adı değil, putperest Arapların inandıkları tanrı idi. Greklerde olduğu gibi, birçok tanrıya inanıp bunların üstünde büyük bir tanrının var olduğunu kabul ederdiler. Grekler o büyük tanrıya zevs adını verdiler, Araplar gene allah. nasıl Zevs'in oğulları ve kızları vardı (mesela: Herkules ve Atina), Arap allah putunun da kızları vardı. Onların adları Kuran'da geçiyor: al-Lat, al-Uzza, Menat (Necm 19).

Eski Greklerin en büyük tarihçisi ve bütün tarih biliminin babası olarak bilinen Herodot, İsa'dan önce 430 senelerinde (yani Muıhammed'den daha 1000 sene önce) Arabistan'ı gezdi ve Arapların dinini şöyle anlattı:

Onların sadece iki tanrıları var: Bakhus ve Urania. Bakhus'a kendi dillerinde Orotal, Urania'ya ise Alilat diyorlar. (Herodot, Tarih Kitabı, Cilt 3)

Grekler, başka halkların tanrılarını anlatırken, onların karakteri ve görevlerine bakıp kendi tanrıları ile karşılaştırırdılar. mesela Romalıların baş tanrısı, ve tanrıların babası olan Jupiter'e Zevs derdiler, Venüs'e Afrodit v.s.. Herodot'un anlattığı Alilat, şüphesiz Kuran'da bile adı geçen al-Lat putudur. Orotal allah-u-teala bugün müslümanların kendi tanrıları için kullandıkları bir ad. Baal putu

Aslında putperest Arapların allah dedikleri tanrı, sadece bir genel ad idi. Her kasaba başka başka putlara tapıp, en yüksek putuna allah - büyük tanrı derdi. Mesela, Mekke'de yaşayan Kureyş halkı için allah, en büyük tanrı hobal için kullanılırdı. Hobal'ın heykeli kırmızı taştan yapılmış büyük bir insan biçimi idi. Amr ibn Luhay onu Moab devletinden (bugünkü ürdün) Arabistan'a getirmişti. hobal ibranice ha-Baal dan geliyor ve Tevrat'ta geçen Baal-Peor adlı putun aynısıdır:

Peor Baalı'na bağlandılar. RAB bu yüzden onlara öfkelendi. Musa'ya, "Bu halkın bütün önderlerini gündüz benim önümde öldür" dedi, "Öyle ki, İsrail halkına öfkem yatışsın." Bunun üzerine Musa İsrail yargıçlarına, "Her biriniz kendi adamlarınız arasında Peor Baalı'na bağlanmış olanları öldürün" dedi. hastalıktan ölenlerin sayısı 24.000 kişiydi. (Tevrat - Sayılar 25:1-9)

O hobal heykeli Kâbenin içinde dururdu. hobal için Rab-ül beyt adı kullanılırdı, yani kâbe'nin efendisi. hübel'in sağ eli eksikti, Kureyşliler hübel'e altından bir el yaptılar. Büyük kararlar almak için hübel'in önünde falcılık yapılırdı, 7 tane ok atılırdı ve okların duruşuna göre "devam et, bekle yada vazgeç" cevabı verilirdi. Uhud savaşında müslüman ordusunu yendikten sonra, Kureyş halkından olan Ebu Sufyan "Hobal-u-ekber! Hobal-u-ekber!", yani "Hobal büyüktür!" diye bağırdı. Muhammed'den önceki putperest Araplar, Hobal'ın heykelinin önünde durup allah'a dua ederdiler yani allah sadece Hobal için kullanılan başka bir ad idi.

allah adı putperest Arapların kabul ettikleri tanrının adıydı. Muhammed'in babasının adı bile onu gösteriyor: 'Abdullah' adı, 'Allahın kulu' ya da hizmetçisi demektir. Demek, Muhammed'in dedesi Abd-ul Muttalib bile allah adlı puttan korkup, oğluna onun adını içeren bir ad vermişti. Peki, Muhammed'in dedesi onun babasına bu adı verirken, Allah dediği tanrı kimdi? Bunu anlamak için gene müslüman tarih sayfalarına bakalım. İbn İshak'ın 'Sırat-ul Resulullah' adlı Muhammed biografyasında şunu okuyoruz:

Abd-ul Muttalib gençlik yıllarında Hobal putunun önünde durup, 'Allah'a yemin etmişti: "Bana on tane oğul verirsen, sana bir tanesini keseceğim".

Burada açık bir biçimde görüyoruz, nasıl putperest Arapların 'Allah' dedikleri sadece 'Hobal' için başka bir ad idi. 'Allah' dediğimiz varlık Muhammed'den önce sadece en büyük put idi. Öyleyse, neden Kuran'da Muhammed'in ona karşı çıktığını, ona tapmayı yasak ettiğini okumuyoruz? Al-Lat, Al-Uzza ve Menat adlı putlar Kuran'da geçerken, neden daha büyük olan 'Hobal' geçmiyor? Hatta İngilizcede ünlü 'The Dictionary of Islam' (İslamiyet Sözlüğü) bile bu konuda diyor ki:

Bütün Kuran'ın içinde bu putun açık bir biçimde hiç geçmemesi, gerçekten şaşırtıcı bir şeydir. (Thomas Patrick Hughes, B.D., s. 181, "Hubal" başlığı altında)

Bunun cevabı gayet kolaydır: Muhammed Hobal'ı yok etmeye gerek görmedi, onu 'Allah' adı altında ve değişik bir biçimde kabul etti. Tek bir tanrıya inanan Muhammed, Yahudilerin ve Hristiyanların tek tanrı inancına imrenerek, kendi halkının kabul ettiği en büyük tanrısı 'Hobal'ı alıp, tek gerçek tanrı olarak tanıtırmaya başladı. Onun heykelini kırdı, ama onun evini sağlam braktı. Onun özel adını unutturdu, ama onun genel adını ilan etmeye devam etti. Bunu yapmakla, gerçek tanrıya ulaştığını, gerçek dini bulduğunu sandı.

Bu metod, aslında Muhammed'in ilk defa yaptığı bir şey değildir. Daha binlerce sene önce bile, kişiler tek gerçek tanrıyı ararken aynı yolu kullandılar. Aşağıdaki örneği okuduktan sonra kendi kendimize soralım: acaba bu metodla, yani birçok putların arasından bir tanesini seçip, onu tek tanrı olarak ilan etmekle gerçek tanrıya ulaşabilir miyiz?

7. Eski Mısır'dan bir örnek: Firavun Ehnaton'un reformu
Firavun EhnatonEski Mısır'ın 18. krallığında, İsa'dan önce 1353 yılında, (yani Muhammed'den yaklaşık 2000 yıl önce) Amenhotep IV. kral oldu. Bu Firavun, Mısır'ın tarihinde ilk olarak, herkesin tek tanrıya inanmasını emretti. Eski Mısır'da çok tanrıya tapılırdı, ama bunların en büyüğü 'Amon' denilen güneş tanrısı idi. Onun altında birçok tanrı vardı, ama onların en önemlileri 'İsis', 'Osiris' ve 'Horus' idi. Bu üçü, sözde Nil ırmağındaki suyun her sene düşüp binmesini sağlardılar.

Firavun Ehnaton karisi Nofretete dua ederkenTapınma sistemi, kuvvetli kâhinlerin elinde idi. Sıradan vatandaşlar, doğrudan doğruya tanrılarına ulaşamazdı. Firavun Amenhotep IV. bunu değiştirmeye kalktı. Krallığının bütün kuvvetini kullanıp, 'Amon' tanrısı ile birlikte bütün tanrıları yok etti. Onların tapınışını kontrol eden kâhinleri görevlerinden attı, karşı gelenleri öldürdü ve bütün putları kırıp döktü. Taşların üzerindeki yazılarında bile eski tanrıların adlarını sildirdi. Tek tanrı inancında ne kadar ciddi olduğunu göstermek için, kendi adını bile değiştirdi: artık Amen-Hotep (türkçesi amon razıdır) değil ama Ehn-Aton aton memnun kaldı olacaktı. Aton da bir güneş tanrısı idi, ama bu sadece bir sembol olacaktı. Artık İsis, Osiris ve Horus olmayacaklardı; Ehnaton onların gücünü Aton'un gücünün bir parçası olduğunu söyledi. Güneş bir tekerlek gibi gösterildi. Ondan uzanan ışınlar herkese ulaşır ve böylelikle her insana yaşam verirdi. Tek tanrının yaratıcı gücünün güzel bir sembolü.

hz muhammed binlerce yıl önce yaşayan Ehnaton'un yaptığını tekrarladı: kendi halkının en büyük tanrısını alıp, onu tek tanrı olarak ilan etti, onun adını değiştirdi ve kendi din sistemini kaba kuvvetle oturtmaya çalıştı. Acaba, bu metodla gerçek tanrı inancına varabildi mi? Bugün 'Aton' tanrısına tapabilir miyiz? Madem, birçokların kabul ettiği gibi, tanrı tektir, onun adı önemli değildir ve tek bir Allaha inanan herkes aynı tanrıya tapıyor, o vakıt bugüne kadar Aton'a tapanlar gerçek tanrıya mı tapmış olurlar? bismillah ir-Rahman ir-Rahim yerine bismilaton ir-Rahman ir-Rahim dersek, olur mu? Kelime-i şehadetin la ilah illa allah yerine la ilah illa aton diyebilir miyiz? herkes bunun mümkün olmadığını hemen anlayacak. böylelikle anlıyoruz ki taptığımız tanrının adı önemli dir.