[b][/b]
[i][/i]
[u][/u]
[code][/code]
[quote][/quote]
[spoiler][/spoiler]
[url][/url]
[img][/img]
[video][/video]
Smileys
smile
smile2
spook
alien
zunge
rose
shy
clown
devil
death
sick
heart
idee
frage
blush
mad
sad
wink
frown
crazy
grin
hmm
laugh
mund
oh
rolling_eyes
oh2
shocked
cool
[pre][/pre]
Farben
[rot][/rot]
[blau][/blau]
[gruen][/gruen]
[orange][/orange]
[lila][/lila]
[weiss][/weiss]
[schwarz][/schwarz]
iapetos koios
iapetos koios
Posts: 78 | Last online: 08.16.2022
Date registered
11.17.2018
Sex
not specified
    • allahin aldanması, bakara 9, nisa 142 münafıklar allahı aldatır yazan ayet

      nisa 142 : yü-hadiğüne allahe ve hüve(allah) hadiğü-hüm : aldatırlar allahı, ve o(allah) da aldatır onları.
      münafıklar, allah'ı aldatmaya yeltenirler değil, aldatırlar allahı, ve allah da münafıkları aldatır. arap töresi öyle, karşılıklı ödeşmek töresini akkadlar dan almış araplar. siyasi gösterti olan allah, akkad-arap töresine göre tasarlanmış bir tanrı.

      capital akkad aga of kish, akkad name of Aga is Sumeriana and a relatively rarely attested personal name in early dynastic times,
      making his identification in royal texts spottable. His name appears in the Stele of Ushumgal, as the gal-ukkin (assembly official).
      AK (𒀝) was likely an early dynastic spelling of akka, the past particle of the sumerian verb "to make".
      The name in question is to be interpreted as a sumerian genitival phrase, akka probably means "made by [a god] (ak + divine name.ak).

      agade akkad dilmun, amorites, hummarabi receives the laws from the gods. naram-sin: akkadian kings.
      poem akkad demise is thought to be from drought.

      adda seal akkadian cylinder seal.
      akkad nebu kadnezar : nabû-kudurri-usur, babası nabopolassar.

      moses? sargon? both? neither? baby in a basket in the river thing is virtually the same, sargon was set adrift on the euphrates-fırat though, not on the nile.


    • List of expeditions of muhammad. muhammed'in siyasi savaşları, military career of muhammad, عسكرية محمد muhammed'in askeri harekatları, batailles de mahomet.

      kurayza gazvesi nasıl oldu? ganimetler den muhammed 5 de 1 pay alırdı. hz muhammed 'in 22 tane karısı ve 200 den fazla köle, cariyeleri var idi. ganimetçi islam dini, yetiştiği topraklara yabancı bir olgu değil, islam öncesi dönemin siyasi ganimet uygulaması ile islam arasında benzerlik var. islam, devraldığı ganimet olgusunu revize ederek sürdürmüş. islam öncesi dönemde de kabile şefleri ganimetin dörtte birini alırdı, muhammed de ganimetin dörtte birini almıştır. kalan pay savaşçı mücahidler arasında paylaşılırdı. Öte yandan kabile şefleri ganimet dağıtılmadan istediği esir, kılıç at gibi ganimetleri alabilirdi ki, buna safiyye denirdi. ganimetin safiyye hissesi islamda da devam etmiş, muhammed ganimet dağıtılmadan önce istediği safiyye ganimetini almıştır. ganimetin dağıtım esnasında inisiyatif alabiliyordu muhammed, ganimet dağıtımında sorunlar yaşanmasın diye ganimetin beşte birini kendine ayırdıktan sonra kalan ganimet kısmını mücahid savaşçılar arasında paylaşırdı. savaşa at'ı ile katılana 2 pay bazen 3 pay, yaya olarak katılana 1 pay verirdi. ele geçirilen ganimet miktarlarından örnek verebiliriz. Fedek seferi sonrasında kişi başına 10 deve ve 100 koyun düşmüştü. muhammed 'e beşte 1 ayrılan pay şöyle gerçekleşmiş idi: 100 deve ve 1000 koyun. huneyn’de hevazinliler ile yapılan savaş sonrasında ele geçirilen toplam ganimet ise şöyle idi: 24 bin deve ve 40 bin koyun, 160.000 gümüş dirhem ve binlerce esir insanı alıp köle ve cariye yaptı muhammed. halid bin velid ’in komutasındaki dümetülcendel seferinde ise 2000 deve, 800 at, 400 zırh ve 400 mızrak ele geçirilmiş idi.

      ganimetçi islam dini, yetiştiği topraklara yabancı bir olgu değil, islam öncesi dönemin siyasi ganimet uygulaması ile islam arasında benzerlik var. islam, devraldığı ganimet olgusunu revize ederek sürdürmüş. islam öncesi dönemde de kabile şefleri ganimetin dörtte birini alırdı, muhammed de ganimetin dörtte birini almıştır. kalan pay savaşçı mücahidler arasında paylaşılırdı. Öte yandan kabile şefleri ganimet dağıtılmadan istediği esir, kılıç at gibi ganimetleri alabilirdi ki, buna safiyye denirdi. ganimetin safiyye hissesi islamda da devam etmiş, muhammed ganimet dağıtılmadan önce istediği safiyye ganimetini almıştır. ganimetin dağıtım esnasında inisiyatif alabiliyordu muhammed, ganimet dağıtımında sorunlar yaşanmasın diye ganimetin beşte birini kendine ayırdıktan sonra kalan ganimet kısmını mücahid savaşçılar arasında paylaşırdı. savaşa at'ı ile katılana 2 pay bazen 3 pay, yaya olarak katılana 1 pay verirdi. ele geçirilen ganimet miktarlarından örnek verebiliriz. Fedek seferi sonrasında kişi başına 10 deve ve 100 koyun düşmüştü. muhammed 'e beşte 1 ayrılan pay şöyle gerçekleşmiş idi: 100 deve ve 1000 koyun. huneyn’de hevazinliler ile yapılan savaş sonrasında ele geçirilen toplam ganimet ise şöyle idi: 24 bin deve ve 40 bin koyun, 160.000 gümüş dirhem ve binlerce esir insanı alıp köle ve cariye yaptı muhammed. halid bin velid ’in komutasındaki dümetülcendel seferinde ise 2000 deve, 800 at, 400 zırh ve 400 mızrak ele geçirilmiş idi.

      mekke 'ye bazı arap kabileleri mekke, bazıları bekke diyordu. bu, Kuran'ın farklı arap kabilelerinin dini hikayelerinin ve kurallarının tek kitapta toplandığını destekler. Kuran'da bu kadar çok tekrarın sebebi bu olabilir. Her kabilenin kendi hikayesini eklemişler. Hikayeler benzer olunca tekrarlar da artmış. Karmati Arman kanalı Roma'daki Curia meclisi ile Kureyş arasında bağlantı kurmuştu. Kuria-Kurayş-Kuran (Her kabilenin Kurayş meclisi ve o mecliste alınan kararların yazıldığı kuranları vardı sonra bu kararları/ kuranları birleştiridiler. Tek Kuran Tek Kurayş oldu. Mekke kelimesini sadece sahte kabe diye duyabilirsiniz. Gerçek kabe Bekke'de idi. Kuranda mekke yok, bekke geçiyor.

      kuran ayetleri 15 asır öncesindeki siyasi gündemin sonucunda paketlenmiş islam dır, kabile siyasetinde bazı kişilerin bazı birilerine darbe yapmak için ortadoğu mitoslarından derlenen ayetlerin günümüze sağladığı fayda yok.i slam dini, ortadoğu elit arapların, pers ve roma hakimiyetleri nden kurtulmak için oluşturdukları siyaset dini dir. mezopotamya ve antik mısır mitoslarından derledikleri bilgileri ayet olarak hazırlamışlar ve ayetlerin allah dan geldiğini iddia etmişler. oysa ayetler yöresel insan ağzı söylemi ve yöresel insan eli yazması dır. islam dini, ortadoğu elit arapların, pers ve roma hakimiyetleri nden kurtulmak için oluşturdukları siyaset dini dir. mezopotamya ve antik mısır mitoslarından derledikleri bilgileri ayet olarak hazırlamışlar ve ayetlerin allah dan geldiğini iddia etmişler. oysa ayetler yöresel insan ağzı söylemi ve yöresel insan eli yazması dır. ilk zamanlar hz muhammed, varaka nevfel, hz hatice, rahip bahira, dihye kelbi vs hilful fudul ekibinin amacı, ibrani töresine bağlı araplara siyasi bağımsızlık kazandırmak iidi. kabe 'nin kapısında romalı asker, farisi asker yoktu diye arapları, roma dan, fars dan bağımsız mı sandınız? karmati arman'ın Otorite Leto adlı videosunu izlemenizi öneririm

      seçtiği peygamber insan modeli ile muhatap olan tek tanrılı semavi dinler, yedinci yüzyıl arap siyaset töresi aslında

    • THY yemeğinden tırtıl çıktı; 4 Eylül'de İstanbul 'dan Moskova 'ya giden THY uçağında yer alan vatandaş, yemeğinden tırtıl çıktığını ifade ederken, söz konusu olayı da fotoğrafladı.

      ibb Meclisi’ne vakıf tartışması : "Birkaç aile devletin vakıf politikasını belirleyemez"

      9 eylül 2019 ibb meclis toplantısı

      THY ikram servisinde tırtıl çıktı

      4 eylül 2019 thy tırtıllı yemek rezaleti

      Cilvegözü Sınır Kapısı’nın karşısındaki Bab’ül Hava Sınır Kapısı önünde öso Türkiye'yi protesto etti, Cilvegözü Sınır Kapısı ise, güvenlik amaçlı ikinci bir emre kadar giriş ve çıkışlara kapatıldı.

      30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 97’nci yılı: Emperyalizme karşı kazanılan ilk büyük zafer.

      Diyanetin 30 Ağustos hutbesinde Zafer var, kurucusu Atatürk yok!

      Muhterem milletvekilleri, siz neyi kutluyorsunuz?

      Çölde su üretebilen cihaz geliştirildi, Berkeley Üniversitesi’nden Profesör Omar Yaghi ve arkadaşları, California Mojave çölünde yüzde 7 nem oranında ve 30 derecede saha denemesi yapan ekip cihaz sayesinde üç bardak temiz su üretti.

      Bab el Hava sınır kapısına yığılan Suriyeliler, Suriye ordusunun operasyonlarını durdurması yönünde çağrılar yaptı Türkiye ’ye.

      Why is the EU so silent?! Entire convoys of refugees are fleeing from idlib to Turkey.

    • Evrimsel Süreçte Erkekler Neden Var Oldu?
      Evrimsel Süreçte Seks Ne Zaman zevk Eğlencesi Haline Geldi?

      Figure 1, A process that aids the spread of cancer cells. Cancer-cell migration (metastasis) from the primary site of growth, through the bloodstream, to a secondary site requires supportive signals in that distant organ. From their study of mice and samples from people with cancer, Yang et al.1 identify a mechanism that enables cancer cells to metastasize to the liver. Before metastatic cancer cells arrive in the liver, immune cells there called neutrophils extrude a structure called a neutrophil extracellular trap (NET), which contains DNA and enzymes that kill microorganisms.

      köpeğin Hamile Olduğu Nasıl Anlaşılır?
      köpeklerde gebelik - hamilelik dönemi
      So You Want to Breed a Litter? breeders families

      profitable animals to breed
      prepare breed heifers, farm breeding season
      4 ways to breed a chicken

    • tırnaktan 2 tane cin yaratma olayı bana bir şeyi hatırlattı küçükken tırnaklarımız uzadığında ve içi kir olduğunda büyüklerimiz git tırnaklarını kes pis tırnakların içinde cinler yaşar derler idi

      Taita and Nefer fail to capture the godbird on two occasions, with their last incident revealing dire omens about Tamose's death and a dire threat to Nefer's life in the form of Tamose's unknown murderer.

      Pharaoh Utteric is young, weak and cruel, and threatened by Taita's influence within the palace

      Al-Hamidiyah necropolis near Sohag, on the west banks of the Nile River. 250 tombs cut into a rock in Egypt that date back 4,200 years

      jpg unique tomb.
      unique tomb discovered in Oxyrhynchus, egypt.
      List of pharaohs : firavunları listesi.

    • göğün kraliçesi isis'in geri dönüşü, hristiyanlıkta meryem ana tapınması. Antik Mısır’da Meryem isminin yazılışı mr sözcüğüyledir, sevilen anlamına gelir. İsis de Meryem de, özü itibarıyla aynı Tanrıça olduğu gibi Tanrısal ananın aynı bedenleşmiş görünümüdür. Bu nedenle, Hıristiyanlar, İsis’in tapınaklarını yıkıp yerle bir etmişler ve tapınanlarını da öldürmüşler; fakat bütün bu olup bitenlere rağmen, İsis, Meryem’e beslenilen iman ve tapınmada yaşamaya devam etmiştir. Nitekim İsis’e okyanus yıldızı anlamına gelen Pelagia unvanı verilmişken, benzeri şekilde Meryem de denizyıldızı olarak tanınmıştır. İshtar ya da İnanna’nın tanındığı unvanlar gibi, Mary de İsis’e denilen göğün kraliçesi unvanını paylaşmıştır.


    • Dücane Cündioğlu : Tanrı, Şeytan ve Kötülük Sorunu

      kabullenildiğinde olgunlaştıran acı gerçekler
      Sümer tanrıları, görünüş bakımından insanlara benzer şekilde betimlenmiş olup yapı ve davranış bakımından da bazı insani özellikler taşımaktalardı. Örneğin bu Sümer tanrıları da insanlar gibi yer, içer, ürer, hastalanır, yaralanır, evlenirlerdi. Sümer tanrıları öfke gadap, mutlu olma, nefret etme gibi insan doğasının da temelini oluşturan duygulara sahiplerdi.

      gadab; öfke, kızgınlık, hiddet sinirlenmek, kızmak anlamına gelir, allahın gadabı allahın öfkesi vardır, allah gadab eder.
      eski ahit'te peygamberlere atfedilen ahlaki zaaflar ve günahlar vardır. muhammed buyurdu ki "allah, kendisinden istemeyene gadap eder. allah, fazlından istenmesini sever, bu sebeple, kim Allah dan talepte bulunmazsa ona buğzeder"

      ricsun ve gadabun - azap ve öfke, allah'da varolan en başlıca, kur'an'da göze çarpan insani duyguların ilk ikisidir. Üçüncüsü müntakim, allahın intikam sahibi olması duygusu gelir. Araf 154 ayetinde Musa'nın öfkesi - Musa'nın gadabı vardır : Musa el gadabu - Musa'nın öfkesi, Musa'nın gadabı. ama Musa bir insandır, hoşgörülebilir ki zaten, Musa'nın öfkesi, Musa'nın gadabı yatışmıştır sekete - sükun bulmuştur Musa. Sorun şu ki insan olan Musa'nın gadabı kadar, allah'ın da gadabı'nın olmasıdır. Musa bir insan, öfkesi olabilir. Peki allah'ın öfkesi ne ola? Kendisine asla zarar verilemeyen allah, niçin insana öfkelenir ve niçin insana işkence eder ve niçin intikam alacağını iddia eder? Evet, allah intikam alır şeklinde ayet bile vardır ve allahın esmaül hüsna adlarından biri müntakim'dir. müntakim intikam alan anlamındadır. Görülüyorki allahın davranışlarında her insani duygu vardır. Bunun sebebi şudur; allahın, siyasi çıkarlara hizmet etmesi için insan tarafından tasarlanmış olmasıdır. anlaşılıyorki allah tasarlanmış insani bir kurgu 'dur. başka türlü allah neden gadap - öfke ve tuzak kuranların hayırlısı, insani hisli bir tanrı olsun?

      Sümerliler şehir devletleri halinde yaşamışlar ve her şehrin bir tanrısı olduğunu düşünmüşler. Bu kentli tanrılara Sümerli şairler şehrin sahibi demişler, bu durum Sümerlilerin çok tanrılı din anlayışına ait olduklarını göstermektedir. Sümerlilerin tanrı listelerinde yaklaşık olarak 1500 tanrı bulunmaktadır. Bölgede gelişen (Mezopotamya) ve kurulan tüm uygarlıkların ana inanç sistemi Sümer kökenlidir. Diğer çok tanrılı dinlerde kullanılmış fakat adları değiştirilmiş inana - iştar gibi.

    • Sümer tanrıları, görünüş bakımından insanlara benzer şekilde betimlenmiş olup yapı ve davranış bakımından da bazı insani özellikler taşımaktalardı. Örneğin bu Sümer tanrıları da insanlar gibi yer, içer, ürer, hastalanır, yaralanır, evlenirlerdi. Sümer tanrıları öfke gadap, mutlu olma, nefret etme gibi insan doğasının da temelini oluşturan duygulara sahiplerdi.

      gadab; öfke, kızgınlık, hiddet sinirlenmek, kızmak anlamına gelir, allahın gadabı allahın öfkesi vardır, allah gadab eder.
      eski ahit'te peygamberlere atfedilen ahlaki zaaflar ve günahlar vardır. muhammed buyurdu ki "allah, kendisinden istemeyene gadap eder. allah, fazlından istenmesini sever, bu sebeple, kim Allah dan talepte bulunmazsa ona buğzeder"

      ricsun ve gadabun - azap ve öfke, allah'da varolan en başlıca, kur'an'da göze çarpan insani duyguların ilk ikisidir. Üçüncüsü müntakim, allahın intikam sahibi olması duygusu gelir. Araf 154 ayetinde Musa'nın öfkesi - Musa'nın gadabı vardır : Musa el gadabu - Musa'nın öfkesi, Musa'nın gadabı. ama Musa bir insandır, hoşgörülebilir ki zaten, Musa'nın öfkesi, Musa'nın gadabı yatışmıştır sekete - sükun bulmuştur Musa. Sorun şu ki insan olan Musa'nın gadabı kadar, allah'ın da gadabı'nın olmasıdır. Musa bir insan, öfkesi olabilir. Peki allah'ın öfkesi ne ola? Kendisine asla zarar verilemeyen allah, niçin insana öfkelenir ve niçin insana işkence eder ve niçin intikam alacağını iddia eder? Evet, allah intikam alır şeklinde ayet bile vardır ve allahın esmaül hüsna adlarından biri müntakim'dir. müntakim intikam alan anlamındadır. Görülüyorki allahın davranışlarında her insani duygu vardır. Bunun sebebi şudur; allahın, siyasi çıkarlara hizmet etmesi için insan tarafından tasarlanmış olmasıdır. anlaşılıyorki allah tasarlanmış insani bir kurgu 'dur. başka türlü allah neden gadap - öfke ve tuzak kuranların hayırlısı, insani hisli bir tanrı olsun?

      Sümerliler şehir devletleri halinde yaşamışlar ve her şehrin bir tanrısı olduğunu düşünmüşler. Bu kentli tanrılara Sümerli şairler şehrin sahibi demişler, bu durum Sümerlilerin çok tanrılı din anlayışına ait olduklarını göstermektedir. Sümerlilerin tanrı listelerinde yaklaşık olarak 1500 tanrı bulunmaktadır. Bölgede gelişen (Mezopotamya) ve kurulan tüm uygarlıkların ana inanç sistemi Sümer kökenlidir. Diğer çok tanrılı dinlerde kullanılmış fakat adları değiştirilmiş inana - iştar gibi.

    • Kuran incil ve tevrat'ın sümer'deki kökeni : sümerlerin cennet tasfiri, incil ve kuran'da geçenle paralellik gösterir. "tabanından sular fışkıran cennet" diye geçer. sümerde bir tanrıcanın tekrar dirilmesi için kaburga kemiğinden başka bir tanrı yaratılır; ademin kaburga kemiğinden havvanın yaratılması gibi. kuran'ın uydurma (en azından insan yapımı) olduğunu destekleyebilecek bir kanıt. zira hepsi benzer coğrafyalarda ortya çıkmıştır. bir finlandiyalı cennet kavramını bu şekilde anlatmazdı sanırım, zira adamların her bi tarafı ırmak nehir, yerden çıksa neye yarar.

      efsanelerde ve islamda çamurdan yaratiliş: "and olsun ki, biz insanı süzme çamurdan yarattık. sonra da onu nutfe halinde sağlam bir yere yerleştirdik. sonra nutfeyi bir kan pıhtısı haline getirdik, derken o kan pıhtısını bir çiğnemlik et yaptık, bir çiğnemlik etten kemikler yarattık, kemiklere de et giydirdik. ve sonra onu başka bir yaratık yaptık. yaratanların en güzeli olan allah'ın şanı ne yücedir." (müminün, 12-16 ayetler.)

      islam'ın kutsal kitabı kuran ilk insanın yaratılışını böyle anlatır. daha bir çok surede aynı açıklamayı okuyoruz: "hakikat biz onları cıvık çamurdan yarattık."(es safaat,11), "o, insanı bardak gibi çınlayan kupkuru bir balçıktan yarattı." (rahman 14)

      sad suresi'nde ise, insanın yaradılışından tedirginlik duyan şeytanla allah tartışıyor: "rabbin o münazara zamanında meleklere demişti ki: 'ben muhakkak çamurdan bir insan yaratacağım. artık onu tamamlayıp içerisine de ruhumdan üfürdüğüm zaman kendisi için derhal ona secdeye kapanın: bütün melekler toptan secde etmişlerdi. iblise gelince, o büyüklük taslamış ve kafirlerden olmuştur. allah: 'ey iblis, kudretimle yarattığıma secde etmekten seni men eden nedir? böbürlendin mi? yoksa gururlandın mı?' dedi. iblis :'ben ondan hayırlıyım. beni ateşten, onu ise çamurdan yarattın' dedi." (sad 71-76)

      kuran'a göre, adem çamurdan yaratılmıştır, sonra onun kaburga kemiğinden havva, sonra ikisinin birleşmesinden habil ile kabil. öykü uzar gider. sıtkı, luksor tapınağında : sıtkı, dinine bağlı bir gençti. namazını, orucunu hiç kaçırmazdı. imam hatip mezunuydu. bütün amacı daha da derinleşmekti. süleymaniye'nin arka sokaklarında otururdu. babası manifaturacıydı. geceleri, kur'an ve hadis kitapları okurdu. meraklı bir gençti, felsefeyle ilgilenirdi. bütün düşüncesi, mısır'da el-ezher'de okumaktı.

      babası sonunda kararını verdi. elindeki avucundakiyle, sıtkı'yı mısır'a yollayacaktı. oğlu, orada okuyacaktı. dünyalar, sıtkı'nın olmuştu. mısır, sıtkı'yı büyülemişti. gezecek, görecek, araştıracaktı. bir gün, ünlü luksor tapınağı'nı gezmeye başladı. elinde bir katalog vardı. sayfalarını karıştırdı. o ne? ne kadar ilginç bir kabartma resmiydi. hemen altındaki yazıyı yutar gibi okudu: "kral amonhotap iii olarak betimlenen tanrı khnemu'yu çömlekçi çarkında erkek ve dişi iki insanı yaratırken görüyoruz."

      sıtkı'nın kafasında birden şimşekler çaktı. soluğu kabartmanın önünde aldı. aklına, kuran'daki sureler gelmişti. kur'an, ilk insanın çamurdan yaratıldığını söylüyordu. işte, önündeki kabartmada, öküz başlı mısır tanrısı khnemu, bir çömlekçi ustalığıyla, çamura biçim verip insanı yaratıyordu. hem de kuran ayetlerinin inişinden yüzyıllar öncesine ait bir kabartmaydı bu "allah, allah" dedi. düşüncelere daldı sıtkı. acaba, eski çağların, diğer uygarlıklarında yaratılış öyküleri nasıldı? "tanrılara sormalı" diye düşündü. sonra kendi kendine kızdı. ne biçim şeyler düşünüyordu. mısır'da öğle sıcağı ne kadar bunaltıcıydı. gevşedi. luksor tapınağının loş bir köşesinde tatlı hayallere bırakmıştı kendisini. birden silkelendi, araştıracaktı. sıtkı, eski efsaneleri, mitoloji ve arkeoloji kitaplarını topladı. durmadan okuyor, kitap sayfaları arasından tanrıları çağırıyor, onlarla konuşuyordu.

      zeus da çamuru kullanmış . "ey yüce tanrı zeus, in bakalım olimpos dağından. yanına prometheus'u da al gel bakalım." böyle bağırıyordu sıtkı, olimpos dağı'na karşı. zeus da şaşırmıştı. aşağıda bir ademoğlu kendisine emrediyordu. olacak iş miydi? vardır bir hikmeti diye düşündü zeus. prometheus'u da yanına aldı, merakla indi.

      önce sen anlat prometheus, anlat bakalım insanı nasıl yarattın? "ey ademoğlu, 2000 yılının adamı, anlatayım" dedi prometheus. falso vermemek için iyice düşündü ve söze başladı: "babam titan giapeto, zeus ile savaş halindeydi. ağabeylerim menezius ve atlas'ı, gaddar zeus cezalandırdı. ben savaşa katılmamıştım. fakat, zeus'u da hiç sevmedim. çünkü, evrenin dört köşesinde yaşanan acılara tatsızlıklara karşı çok ilgisiz davranırdı zeus. nefret ederdim ondan. sonunda kararımı verdim. kendim gibi duygulu varlıklar yaratmalıydım. gözyaşlarımla toprağı çamur haline getirdim ve yoğurdum. bir insan heykeli yaptım. sonra bu heykele ruh verdim. ilk ölümlü yaratıklar oluştu böylece."

      "ey prometheus, neden çamuru kullandın?" diye sordu sıtkı.

      "bilmem ki," dedi prometheus. "ben, önceki tanrılardan böyle gördüm. böyle terbiye aldım. örneğin, zeus da böyle yaratmıştı insanı."

      onlar nereden bileceklerdi sıtkı'nın ne düşündüğünü? kuran'ı okumamışlardı ki. elindeki mitoloji kitabına baktı. prometheus, doğru söylüyordu. hışımla zeus' a döndü:

      "sen anlat bakalım gaddar tanrı, sen nasıl yarattın insanı?"

      "namlı, şanlı hephaistos'u çağırdım hemen, 'bir parça toprak al, suyla karıştır' dedim. 'içine insan sesi koy, insan gücü koy. bir varlık yap ki, yüzü ölümsüz tanrıçalara benzesin.' koca hephaistos, topal tanrı, hemen yaptı dediğimi. bir kız biçimine soktu toprağı. ses koydu içine. ve, pandora adını koydu. işte, böyle yarattım insanı."

      iyice terlemişti sıtkı'nın karşısında zeus. koca yunan tanrısı, yalan söyleyecek değildi ya. milattan önce 8.yüzyılda yazılan hesiodos destanı da aynen öyle anlatıyordu olayı.

      "ey zeus, insanı yaratmak için çamurdan başka bir şey bulamadın mı?" diye sordu sıtkı. örneğin, demirden veya taştan yaratılsa, belki insanın mayası daha sağlam olurdu. "bizde adet böyledir," dedi zeus. "benden önce, marduk da böyle yaratmıştı insanı."

      sümerlerdeki ilk harç "peki, dönün bakalım yüce dağınıza," diye emretti sıtkı. bu sefer aklına marduk takılmıştı. sümer tanrısıydı, marduk. mezopotamya'da yaşardı. kitabına baktı. ilk sümer dönemine dayanan ve milattan önce 7. yüzyıla ait olan tabletler, 1914-1929 yılları arasındaki arkeolojik kazılarda bulunmuştu. oluşma tarihi dörtbin yıl öncesine uzanan sümer efsaneleri'nde, "enuma-eliş destanı"nda tanrı marduk'tan söz ediliyordu. sayfaları karıştırdı sıtkı. karıştırırken, dicle ile fırat'ın birleştiği bereketli topraklarda buldu kendini. "marduuuk" diye bağırdı. marduk hemen gelmişti. "söyle derdini ademoğlu" dedi.

      "olimpos'un tanrısı zeus senden söz etti. anlat bakalım insanı nasıl yarattığını" dedi sıtkı.

      "bizim eski tanrılar, yaptığım işlerden dolayı teşekkür etmişlerdi bana. hallerinden çok memnun olduklarını, ancak kendilerine hizmet edecek, tanrı niteliği taşımayan bir yaratığa ihtiyaçları olduğunu söylemişlerdi. bunun üzerine, ben de ea'nın yardımını istedim. toprağı, kingu'nun kanıyla yoğurdum. ilk insanı meydana getirdim."

      bu kadar da benzerlik olur mudiye düşündü sıtkı. yoksa marduk palavra mı atıyordu? kitabından "enuma-eliş destanı"nı buldu. okudu. hayret!..sadece enuma-eniş'te değil, ullikumi, sankhuniaton gibi diğer sümer efsanelerinde de yaratılışın ilk harcı olarak çamur kullanılmıştı. marduk'a teşekkür etti. "kafamı iyice açtın sevgili marduk" dedi.

      marduk da şaşırmıştı. kimdi bu ademoğlu? nasıl olur da yüce tanrıları sorguya çekerdi? zeus kendisine önceden haber vermişti. "amam, dikkat et," demişti. "bu sıtkı dedikleri 2000 yılının adamı." marduk, "ben de aruru'yu arayayım" diye düşündü. "ne de olsa dayanışmak zorundayız bu devirde. ademoğulları işi azıttı."

      gılgamış'ta da yaratılış çamurdan. sıtkı okuyordu, sürekli. bir ara eline gılgamış destanı geçti. daha önce okumuştu. fakat yaratılış açısından hiç incelememişti. "okuyalım bakalım" dedi kendi kendine. birden karşısında aruru belirdi sıtkı'nın. bulunmaz fırsattı. "ey yüce aruru," dedi sıtkı, "bir inceleme yapıyorum, tüm tanrılara soruyorum, insanı nasıl yarattınız diye?" aruru, hazırlıklıydı. marduk'tan bilgi almıştı. karşısındakinin kül yutmayacağını biliyordu.

      "en iyisi doğruyu anlatmak," dedi ve başladı konuşmaya: "büyük gök tanrısı anu -ki, kendisini ben yarattım- uruk halkının ah ve figanlarını dinlemişti. beni çağırdı. 'sen,' dedi, 'beni yarattın, şimdi de fikrimi yarat.' bunu duyar duymaz, anu'nun fikrini kalbimde yarattım. ellerimi yıkadım. bir parça çamur koparıp yazıya attım. ve bu yazıda, kahraman engidu'yu yarattım. çamurdan yarattığım engidu, demir gibi serttir. bütün gövdesi kıllardan simsiyahtır. kadın gibi uzun saçları vardır."

      "doğru söylüyor," diye düşündü sıtkı. gılgamış destanı'nı hatırlamıştı. fakat şimdiye kadar çamur meselesi ilgisini çekmemişti. şimdi, herşey kafasında yerli yerine oturuyordu. bereketli toprakların efsanelerinde ilk harç, çamurdu.

      önce böcekten, olmayınca çamurdan: acaba uzak diyarların tanrıları da insanı çamurdan mı yaratmıştı? "çinliler ilginçtir," diye düşündü sıtkı. "bir de onlara bakalım." kitapları okumaya devam etti. çin efsaneleri bölümünü buldu. tanrı pen-gu'dan bahsediliyordu. "pen-gu" iye seslendi. zümrüdü anka'nın kanadına binerek geldi pen-gu.

      "anlat bana yüce pen-gu," diye sordu sıtkı. "sen nasıl yarattın insanı?"

      "ben çok kuvvetliydim," dedi pen-gu. "havayı toprak ve yeryüzü olarak ikiye böldüm. sonra öldüm. nefesimden rüzgarlar, sesimden gökgürültüsü, gözlerimden güneş ve ay, vücudumdan dağlar, kanımdan ırmaklar ve denizler, saçlarımdan yıldızlar, terimden de yağmur meydana gelmiş. daha sonra çürüyen bedenimde kaynaşan böceklerden insanlar oluşmuş."

      "hah!" diye bağırdı sıtkı. "işte şimdi değişik bir öykü buldum. demek çinliler böcekten geliyorlar."

      "daha bitmedi, sabırlı ol," diye seslendi yüce pen-gu, bilge bir tavırla. ve devam etti.

      "zamanla gökyüzünün bir bölümü denizlere düşerek insanlığı yok etti. bunun üzerine tanrıça ngüho, yengeç elleriyle gökyüzünü yukarıya kaldırdı, denizleri yeniden sınırlarına itti ve çamurdan yeni bir insan türü yarattı."

      "hayret," dedi sıtkı. "demek çin tanrıları da insanı çamurdan yaratmışlar." pen-gu'ya teşekkür etti.

      tevrattan kuran'a: nereye al atmışsa, önüne çamurdan yaratılış çıkmıştı. evet, hepsi birbirinden "kopya çekmiş"ti acaba tevrat ne diyordu? işte bulmuştu, okudu:

      "allah dedi suretimizde, benzeyişimize göre insan yapalım/ve allah insanı kendi suretinde yarattı, onu allah'ın suretinde yarattı ve rab allah yerin toprağından adam'ı yaptı ve onun burnuna hayat nefesini üfledi ve adam yaşayan can oldu./fakat adam için kendisine uygun yardımcı bulunmadı./ve rab allah adam'ın üzerine derin bir uyku getirdi ve o uyudu ve onun kaburga kemiklerinden birini aldı ve yerini etle kapladı./ve rab allah adam'dan aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaptı ve onu adam'a getirdi.."

      adem ile havva'nın ilk günahları ve cennetten kovuluşları ile devam eden bu yaratılış öyküsü, hemen hemen aynen kur'an'a geçmişti. neden çamur diye düşündü sıtkı. kimbilir, belki de atalarımız, kendilerine son derece gerekli olan, tüm ihtiyaçlarını karşılayan su ve toprağa özel bir önem vermişlerdi. su ve toprak birlrşince çamur oluyordu. zaten günümüze değin gelen büyük efsaneler, soyut düşünce sistemleri, dicle'nin, fırat'ın, nil'in, indus'un, sulak ve bol çamurlu topraklarından yeşermişti. büyük uygarlıklar yaratan bu topraklar, zengin efsanelere de yataklık etmişti. bin yıllar öncesi insanlarının su ve toprağa olan bu şükran borçlarını anlamamak mümkün değildir.

      ortadoğu tanrılarının etimolojik gelişimi: ortadoğu'da çeşitli dönemlerde yaşayan halkların tanrılarının adları ilginç bir evrim gösterir. ibraniler'de kah "yehova" kah "elohim" olur. tevrat'taki bu iki tanrı adı yehova ve eloha'nın geçtiği satırlara dayanılarak metin ayrılıkları saptanmış. aramice "elah" kelimesi ile tevrat'taki bu "eloha" kelimesi, incil'de isa'nın ağzından, "eloi, eloi, lama sabachtani" (tanrım, tanrım. beni niçin bıraktın) biçiminde görülür. islam öncesi araplar'da erkek tanrı için kullanılmış olan "ilah" kelimesi de islamiyet'ten sonra ufak bir gramer türetilmesi ile "allah" olur. kur'an'ın bazı surelerinde yer yer "ilah" kelimesine de rastlanır.

      insan çamurdan yaratıldı efsaneleri özeti: kutsal kitaplarda sözedilen "insanın çamurdan yaratıldığı" fikri, kutsal kitapların ortaya atılmasından çok daha önceki çağlarda yaşayan insanların eserlerinde ve efsanelerinde görülmüştür. bu durum, kutsal kitapların içine bu eser ve efsanelerden alıntı yapıldığının göstergesidir. bu efsane ve kutsal kitapların ifadeleri şu şekildedir:

      1) gılgamış destanı: "ellerimi yıkadım. bir parça çamur koparıp yazıya attım. ve bu yazıda ,kahraman engidu'yu yarattım."

      2) sümer'lilerin enuma-eliş destanı: "bunun üzerine ben de ea'nın yardımını istedim. toprağı, kingu'nun kanıyla yoğurdum. ilk insanı meydana getirdim."

      3) çin efsanelerinden: "bunun üzerine tanrıça ngüho yengeç elleriyle gökyüzünü yukarıya kaldırdı, denizleri yeniden sınırlarına itti. ve çamurdan yeni bir insan türü yarattı."

      4) mısır'da luxor tapınağı'nda bulunan kabartma bir resim: "kral amonhotap iii olarak betimlenen tanrı khnemu çömlekçi çarkında erkek ve dişi iki insanı yaratıyor."

      5) hesiodos destanı. "namlı, şanlı hephaisdos'u çağırdım hemen. 'bir parça topral al, suyla karıştır' dedim. 'içine insan sesi koy, insan gücü koy."

      6) yunan efsaneleri'nden: "gözyaşlarımla toprağı çamur haline getirdim ve yoğurdum (prometheus anlatıyor.) bir insan heykeli yaptım. sonra bu heykele ruh verdim. ilk ölümlü yaratıklar oluştu böylece.)

      7) tevrat'ta "rab allah yerin toprağından adam'ı yaptı ve onun burnuna hayat nefesini üfledi ve adam yaşayan can oldu"

      8) kur'an, mü'minün 12-16: "and olsun ki biz insanı süzme çamurdan yarattık."

      9) kur'an, es-safaat 11: "hakikat biz onları cıvık bir çamurdan yarattık."

      10) kuran, sad 71-76: "ben muhakkak çamurdan bir insan yaratacağım. artık onu tamamlayıp içerisine de ruhumdan üfürdüğüm zaman kendisi için derhal ona secdeye kapanın."

    • çüş, isa mesih bizim kurtarıcımız ve Tanrı tarfından bize bir kurban olarak gönderilen harika bir sevgi kanıtı. Hangi ayette yazıyor isa mesihin tanrı (baba) olduğu? isa mesih sürekli babayı yüceltmiş dir. üçlü birlik hangi ayette yazıyor? johanna 1? Johanna 1 çok farklı bir şey söylüyor. isa’nın tanrı olduğunu değil. isa nın başı ve sonu vardı. Alfa ve omega. Tanrı nın (baba nın) ne başlangıcı ne de sonu var. Okadar basit. Tek tanrı, baba dır, tek halk, iman edenler dir, tek mesih, isa dır. tanrımızın kutsal ruhu üzerinizde olsun ki bunları anlayın.


    • sümerli LUDİNGİRRA 6:00 etena'nın kartal ile gök e uçması, muhammed'in burak ile gök e uçması benzeşik

    • nbhgyt67885

    • 2021 Subaru Crosstrek özüm türk varlığına armağan olsun armağan varlığına türk özüm krütata krütköG irgneT


    • kurandaki bilimsel hatalar. Müslüman & Deist Ateist İslam Tartışması.

      müslüman - deist fikir elci araci melek baphomet seytan madde kutsalmi rising shirk islam bozuk din deneyimci empirik kanit nerede freethinking pure deism what god nitel tanri nedir

      ezkamo: ölünce görürsün diyen müslüman muhammed'e ahlaki peygamber diyor. Oysa bu iki kelime yan yana ne itici duruyor.

      4 milyar gayrimüslim yanılıyor mu, dünyada 400 milyon ateist, 1 milyar dinsiz deist var
      iskenderiyeli Heron matematikçi ve mühendis

      karaman'da cemaat yurdunda 45 erkek çocuğa tecavüz edildi, imam kendi torununa, 3 yaşındaki kız çocuğuna, başka bir imam öz kardeşine tecavüz etti, camide, kuran kursunda çocuğa tecavüz haberi gelir, ahlakları bozulmaz. yol yaptı dedikleri yollar yolsuzlukla yapılır, sağlık paralı ve pahalı hale getirilir, ahlakları bozulmaz, nasıl islami ahlaki bu

      efe aydal : ateistlerin ahlakı yoktur diyenlere.


    • isa mesih - hristiyan sözcükleri nin anlamları

      islam dini, siyasetçilerin, kalabalık insanları allah göstertisi arkasından yönetmesinin yordamı 'dır, sömürmesi 'dir. tanrı insan beyninde siyasi kurgu 'dur. siyasi olarak arapları biarada tutmak için yöredeki önceki uygarlıkların öykülerinden derlenmiş - kurgulanmış siyasi bir din 'dir islam. insan bir katır-eşek 'e binip gökyüzüne yükselemez. 3 gündür ölü olan bir insan hayata dönemez. Bir insan elindeki sopayla denizleri ikiye ayıramaz. Öyle olduğunu kabul etsek bile bunu yapabilen musa, topal ordu dan ne diye kaçsın? yunus adlı insan bir balığın içerisinde yaşamadı günlerce. dünyayı kaplayan sel sularından hiçbir gemi kurtulabilir olmaz, dünyayı yok eden sel felaketini atlatan gemi sümer masalı 'dır. tanrı insan beyninde siyasi kurgudur zaten her toplum kendi kültüründe olanlar ile nitelendirmişler tanrıyı ve böylece farklı adlarda farklı tanrılar türemiş dünyada, bunların hangisinin enbüyük ekber olduğunun önemi yok. arapların beyninde allah siyasi kurgu 'dur.

      incil yeşeya 20 : bizi sanherib 'in elinden kurtar, dünya krallıkları senin tek rab olduğunu anlasın.

      asurlular kuzey oymaklarını esir aldıktan sonra (2Kr.17), şimdi de Yahuda’yı esir almakla tehdit ettiler. Daha önceleri Sanherib’e haraç ödemiş olan Hizkiya’ya (2Kr.18:13-16), krallığını teslim etmesi için Asurlular baskı yapmaktaydı. sanherib Yahuda’yı kuşattığında, Hizkiya kentin dışındaki su yolunu kesmiş, Yeruşalim’in duvarını yeniden bina edip onarmış, silahlar ve görevliler sağlamış, Asur ordusundan korkmak yerine, halkı Rab’be güvenmeleri için teşvik ederek karşılık vermişti. G. Campbell Morgan şunları yazar


    • Skoda Octavia RS 4x4 Combi Fahrbericht : Der vernünftigste Sportwagen der Welt


      5 Of The Best High-Performance Station Wagons in Automotive History

      ford ecoboost motor arızası
      ecoboost motor sıkıntısı

      2 kez 1.0 ecoboost problemi ecoboost motor yanması yaşadım. 39 bin tl ödedim. Şu an mahkemelik durumdayım. Meğer benim başıma gelenler çoğu kişinin başına gelmiş.

      ford ecoboost motorun ömrü
      ford aydoğanlar servis Parça fiyatı

      ecoboost motor ikazı silindir kapağı değişimine 14.600 TL
      ecoboost motor arızasına ücret

    • Kararname ile HSK’nın 19 Mart 2018 tarihli kurâ kararnamesi sonucuna göre mesleğe kabulü yapılan Gonca Hatinoğlu (Danıştay Başkanı’nın kızı), aynı tarihte Cumhurbaşkanlığı’nda yapılan kura töreniyle Elazığ Hâkimliği’ni çekmişti. Gonca Hatinoğlu, dün yayımlanan mazeret kararnamesi ile Yargıtay Tetkik Hâkimliği’ne atanmıştı. Böylece Gonca Hatinoğlu 24 saatte hem kadroya alınmış hem de 2 kez terfi etmiş oldu.

      Atanan hakim ve savcıların 113'ünün yolu AK Parti'den geçmiş.

      Danıştay Başkanı’nın kızı Gonca Hatinoğlu'nun, Elazığ’dan Yargıtay’a atanmasını sağlayan düzenlemeyi cemaatin 2011’de Yargıtay’a sızmak için hükümet eliyle getirdiği ortaya çıktı.



      Sahte profesör Cüneyt Turan ile Burhan Kuzu kahkaha atıyorlar hunharca.

      Çok kıymetli dostumuz, değerli hukuk otoritesi, İstanbul Milletvekilimiz Syn. Prof.Dr. Burhan Kuzu.

      Sahte profesör Cüneyt Turan, kendisini beyin cerrahı olarak tanıtıp ekranlarda boy gösteren, foyası ortaya çıkınca tutuklanan Cüneyt Turan'ın, yanlış tedavi uygulayarak insanların ölümlerine neden olup olmadığı araştırılıyor. Ölümle sonuçlanan 2 dosyadan biri Ali Ağır'a ait. Beyninde tümör olan Ağır, 2015 yılında acil olarak İstanbul GATA Hastanesine kaldırıldı. Sahte profesör Turan, hastane sağlık personeline kendisini Ağır'ın doktoru olarak tanıttı. Ağır'ı ameliyat eden hastanede görevli Prof. Dr. Bülent Düz ise yaşananları Nihat Uludağ'a anlattı.

      Sevim Tanürek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu Burak Erdoğan'ın kullandığı otomobilin çarpması sonucu ölmüştü. Sevim Tanürek faili meşhur kâtili Burak Erdoğan dır. Tayyip erdoğan'ın oğlu diye Burak Erdoğan'ı akladılar. Burak Erdoğan'ın öldürdüğü Sevim Tanürek'e 8/8 kusur veren Eyüp Çakmak adlı yaratık, TDİ Genel Müdürü olarak atanmıştı ödül olarak. Âdil bir tanrı olsaydı bu cinayete sessiz kalmazdı. Prof. Dr. Bülent Düz : Cüneyt Turan, tümörlü hasta Ali Ağır'ın tomografisini gösterip "Bakın, beyninde kanama var" diyerek tümörü gösterdi bana. Her doktor tümör ile beyin kanamasını çok rahat ayırt edebilir. O andan itibaren şüphem arttı. Beyin ve Sinir Cerrahisi Derneğine Cüneyt Turan isimli bir doktor olup olmadığını sordum. Olmadığını söylediler. Biz de Cüneyt Turan'ın GATAya girişini engelledik" dedi.

      stepne devlet bahceli, türkçülük ırkçılık değildir dedi, arap dans معلايه فنتك و ايمان ناد dincilerin iki beyni vardır arap emeviliğe programlı ana beyin , Takkiyeye programlı sahte beyin.


    • Is the 2020 Mazda CX-30 2000cc as GOOD as the CX-5 or even BETTER?
      2020 mazda CX-30 2000cc
      mazda china cx-4 crossover 2.0-liter gasoline

      debriyaj genelde vites değiştirirken kullanılan bir pedal olarak bilinir fakat debriyajın başka işlevleri de vardır. debriyaj kelimesi fransızca kavrama anlamına gelen d'embrayage kelimesinden gelmektedir. yani adından da anlaşılacağı üzere kavramalar bir şeyleri kavramaktadır. debrijay sisteminde kavrama işlemi balata ile yapılır. balata dediğimiz şey 2 yüzeyi pürüzlü, sürtünme katsayısı yüksek, disk şeklinde bir parçadır.

      balata, dönen bir yüzeye sıkıca bastırıldığında, yüksek sürtünme özelliği sebebiyle dönen yüzeyle beraber, aynı hızda, hiç sıyrılma yapmadan döner, yani temas ettiği yüzeyi tam olarak kavramış olur. işte debriyaj sistemi budur. balata, motor ile tekerlekler arasındaki bir bağlantı elemanı gibidir. araba vitesteyken debriyaja sonuna kadar basarsanız balatayı motor diskinden ayırırsınız ve arabayı boşa almış olursunuz. yani motorla tekerlekler arasındaki bağlantı tamamen kesilir. işte bu sırada vites değiştirirsiniz, bir dişlinin yerine diğeri geçer ve debriyajı bıraktığınızda o dişli ile devam edersiniz. yani debriyaja bastığınızda motorla tekerlekler arası bağlantıyı kesersiniz, debriyajı bıraktığınızda ise balata, motor diskini kavrar ve motorla beraber dönmeye devam eder.

      debriyajı yavaş yavaş bırakmaya başladığınızda ise yaylı sistem sayesinde balata yavaş yavaş motor üzerindeki dönen diske sürtünmeye başlar. işte burada tork da yavaş yavaş motordan tekerleklere iletilmeye başlar. debriyajı tam bırakmadığınız sürece motordan gelen gücün tamamı tekerleklere gitmez. örneğin; motor dakikada 1000 devir yapıyorsa da balata daha az devir yapar çünkü tamamen motor diskini kavramamıştır. debriyaj tam bırakıldığında ise motor ne kadar dönüyorsa balata da o kadar döner ve sonuç olarak tekerlekler de o kadar döner. aracı çalıştırırken debriyajı bir anda bırakdığımızda arabanın stop etmesinin sebebi budur. tekerlek motordan gelen devri yavaş yavaş almalıdır. siz bir anda 1000 devir/dk dönen motorun gücünü tekerleğe verirseniz ya arabanın bir anda fırlaması, ya da motorun durması gerekir. sonuç olarak 1,5 tonluk araba bir anda yerinden fırlayamayacağına göre arabanın motoru durmak zorunda kalır. dolayısıyla ilk kalkışta motorun stop etmemesi için ayağımızı debriyajdan yavaşça çekeriz.

      yokuşlarda ise bu biraz sıkıntı yaratır. debriyaj tam basılıyken ayağımızı frenden çektiğimizde araba geri doğru kaymaya başlar. işte böyle durumlarda debriyaj freni dediğimiz olayı uygularız. yokuşta bir ayağımız frendeyken diğer ayağımızı yavaş yavaş debriyajdan kaldırırız. bu durumda debriyaj balatası yavaş yavaş motor diskine sürtünmeye başlar ve araç ileri gitmek ister ama ayağımız frendedir. bir noktaya geldiğinde artık arabanın hafifçe titrediğini farkederiz ve artık ayağımızı frenden kaldırdığımızda araba geri kaymaz çünkü balatanın dönüşü sonucu oluşan ileri yönlü hareket ile aracı geri doğru çeken yer çekimi kuvveti dengelenmiştir. sonrasında gaza basarak ayağımızı debriyajdan yavaşça kaldırırız ve yokuş yukarı aracı hiç kaydırmadan kalkmış oluruz. debriyaj balatası kullanıldıkça eriyerek zamanla sürtünme özelliğini kaybeder. bu yüzden araç hareket halindeyken debriyaja çok fazla basmamak gerekir. acemi sürücülerin en çok yaptığı hatalardan biri budur. araba normal şekilde giderken bir ayaklarını debriyaj üzerinde tutarlar. bu durumda sürücü hiç kuvvet uygulamasa dahi debriyaj çok hafif şekilde basılı kalır ve balata kısa zamanda eriyerek değişmesi gerekir. bu sebeple debriyaja sadece gerektiğinde basılmalıdır. basılmadığı anlarda ise ayak debriyaj pedalının üzerinde değil sol kenardaki boş alanda durmalıdır.

Recipient
iapetos koios
Subject:


text:

Sign up, to leave a comment


Xobor Create your own Forum with Xobor