tahtina oturan allah ne etimolojik ilk tanri fırtına idi hittite teshub hattic taru god nasil varoldu ilk allah bizli kendini nasil yaratti bergamali galen syriac aramaic mandaic - 2

✔ Hippocratic Writings, op. cit., pp. 317-8 : Yunan hekim hipokrat ve öğrencileri M.Ö. beşinci yüzyılda, meninin tüm vücut sıvılarından geldiğini ve meninin beyinden omurilik içine dağılmadan önce böbreklerden ve testisler aracılığıyla da penisten geçtiğini öğretiyorlar idi, Bu görüşe göre, doğal olarak spermlerin böbreklerin olduğu bölgeden kaynaklandığı düşünülür, günümüz tıp bilgilerinden olmadığı halde, Muhammed döneminde yaygın bilinen bu idi ve Kuran’ın hatalı bilgiler içerebileceğini göstermekte dir.

Tarık 6. ayeti fiziksel olarak cinsel birleşimden bahseder, ‘fışkıran su’ ve ‘bel ile kaburga kemikleri arası’ (tar a’ib) her ikisi de çok fiziksel olgulardır ve bu ayetteki bağlamıyla açıkça Hipokrat tarafından yanlış öğretilen bilgi olan meninin üretildiği bölgeye atıfta bulunurlar. Böylece Kuran’ın içeriğine yanlış bir antik Yunan fikrinin alıntılandığını görmüş oluyoruz

✔ Ali İmran 6 : rahimlerde sizi dilediği gibi şekillendiren O'dur.
Nahl 4 : insanı bir damla sudan yarattı. Fakat bakarsın ki (insan) Rabbine apaçık bir hasım oluvermiş.

22:5. yeniden dirilmekten şüphede iseniz, şunu bilin ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan), sonra uzuvları (önce) belirsiz, (sonra) belirlenmiş canlı et parçasından (uzuvları zamanla oluşan ceninden) yarattık ki size (kudretimizi) gösterelim. Ve dilediğimizi, belirlenmiş bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak dışarı çıkarırız. Sonra güçlü çağınıza ulaşmanız için (sizi büyütürüz). İçinizden kimi vefat eder; yine içinizden kimi de ömrün en verimsiz çağına kadar götürülür; ta ki bilen bir kimse olduktan sonra bir şey bilmez hale gelsin. Sen, yeryüzünü de kupkuru ve ölü bir halde görürsün; fakat biz, üzerine yağmur indirdiğimizde o, kıpırdanır, kabarır ve her çeşitten (veya çiftten) iç açıcı bitkiler verir.

Müminun 13 Sonra onu sağlam bir karargâhta nutfe haline getirdik.
Müminun 14 Sonra nutfeyi alaka (aşılanmış yumurta) yaptık. Peşinden, alakayı, bir parçacık et haline soktuk; bu bir parçacık eti kemiklere (iskelete) çevirdik; bu kemikleri etle kapladık. Sonra onu başka bir yaratışla insan haline getirdik. Yapıp yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir.

Secde 8 Sonra onun zürryetini, dayanıksız bir suyun özünden üretmiştir.
Secde 9 Sonra onu tamamlayıp şekillendirmiş, ona kendi ruhundan üflemiştir. Ve sizin için kulaklar, gözler, kalpler yaratmıştır. Ne kadar az şükrediyorsunuz!

39:6 Allah sizi bir tek nefis den yarattı, sonra ondan da eşini yarattı. Sizin için hayvanlardan sekiz eş meydana getirdi. Sizi de annelerinizin karınlarında üç katlı karanlık içinde çeşitli safhalardan geçirerek yaratıyor. İşte bu yaratıcı, Rabbiniz Allah'tır. Mülk O'nundur. O'ndan başka tanrı yoktur. Öyleyken nasıl oluyor da (O'na kulluktan) çevriliyorsunuz?

35:11 Allah sizi (önce) topraktan, sonra meniden yarattı. Sonra sizi çiftler (erkek-dişi) kıldı. O'nun bilgisi olmadan hiç bir dişi ne gebe kalır ne de doğurur. Bir canlıya ömür verilmesi de, onun ömründen azaltılması da mutlaka bir kitaptadır.

40:67 Sizi topraktan, sonra meniden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan) yaratan sonra bebek olarak çıkaran, sonra sizi güçlü kuvvetli bir çağa erişmeniz, ihtiyarlamanız -ki içinizden daha önce vefat edenler var- ve belli bir vakte ulaşmanız için sizi yaşatan O'dur.

necm 45-46: erkek ve dişi den ibaret 2 çifti o yarattı. rahme atıldığı zaman nutfe den.

kıyamet 36-37-38: insan başıboş bırakılacağını mı sanır. döl yatağına akıtılan meni içinden bir nutfe (sperm) değil miydi? sonra bu, alaka (embriyo aşılanmış yumurta) olmuş, derken Allah onu (insan biçiminde) yaratıp şekillendirmiş.

kıyamet 39 : ondan da iki eşi, yani erkek ve dişiyi var etmişti.
naziat 40: allah'ın, ölüleri tekrar diriltmeye gücü yetmez mi?

insan 2 : insanı katışık bir nutfeden (erkek ve kadının dölünden) yarattık; onu imtihan edelim diye, kendisini işitir ve görür kıldık.
alak 2 : insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı.

mürselat 20-21-22 : sizi dayanıksız bir sudan yaratmadık mı? o suyu, sağlam bir yere yerleştirdik, bir süreye kadar.
abese19 : nutfe (sperm) den yarattı sonra şekil verdi.

bu ayetlerin Kuran'da yazılışından asırlar önce, embryo-alak ve sperm-nutfe çalışmaları yapmış idi bergamalı galen. ayrıca aristo nun anatomy ve Embryo üzerinde yaptığı çalışma ve düşünceleri bilimsel düşünceyi gelecek 2000 yıl boyunca etkilemiş. konu ile ilgili olarak bakınız, History of Medicine.

bergamalı galen ms.129 da doğmuş, muhammed den 441 yıl önce. galenin babası, iulius nikon, matematikçi mimar. Babasının zengin olması dolayısı ile Galen iyi bir eğitim alma imkanını bulmuş. galen 17 yaşlarında iken, babası Iulius Nikon rüyasında Eski Yunan’da Tıp Tanrısı olarak bilinen Asklepios’u görür. Asklepios, Iulius Nikon’a oğlunun tıp alanında büyük bir adam olacağını söyler. Iulius Nikon, gördüğü rüyaya dayanarak oğlunu iyi eğitim alması için Bergama’da tıp alanında tanınmış isimlerden Satyros, Aiphikianos ve Stratonikos’un yanına verir. Galen daha sonra 149 yıllarında izmir Smyrna ’da Hippokrat’ın ardıllarından quintus ’un öğrencisi Pelops ’un derslerini takip eder. Oradan’da, gene Quintus’un bir başka öğrencisi olan Numisianos’u derslerini takip etmek için Yunanistan’da Korinth’e geçer. Numisianos’un Alexandria’ya gitmiş olduğunu öğrenir. Galen, Alaxandria’ya doğru yola çıkarsa da, Numisianos, Galen oraya gelmeden önce M.S. 151 yılında ölür.

Galen Alexandria’da Herakleianos ve iulianos’un derslerine girer anatomi ve cerrahlık konularındaki bilgisini arttırırken, gezilere çıkarak tıpta kullanılan bitkileri araştırır. M.S. 157 yılında Bergama’ya geri dönerek burada başarılı bir tıp doktoru olarak ünlenir. bergama’daki çalışmalarını sürdürdükten sonra, 162 yılında Roma’ya gider ve kendisini çekemeyen rakiplerinin saldırısından korktuğu için, bazı kaynaklara göre de, veba salgınından korunmak için Bergama’ya geri döner ve burada çalışmalarını devam ettirir. Roma ve Bergama arasında bir kaç kez daha gider gelir ve en son olarak 169 yılında Roma imparatoru nun çağrısı üzerine tekrar Roma’ya gider ve 200 yılında ölünceye dek orada kalır, bir çok kitap yazar, ancak kitaplarının bir çoğu 191 yılında bir yangında yanar.

Galen’in çalışmalarından biri, kendisinden 400 sene öncesinden beri hava taşıdığına inanılan atardamarların hava değil, kan taşıdığını kanıtlaması idi ancak, bu çalışmalarının yanında, böbreklerin ve idrar borularının nasıl çalıştıklarını denetlemiş. Toplar damarlar ile atar damarlar arsındaki yapısal farklılıkları gözlemlemiş. Omurilik üzerine çalışmalar yapmış, karaciğerin, kan yapımının ve toplar damarların merkezi, kalp ve damar sistemindeki en önemli organ olduğunu yazmış.

muhammed, zamanında bilimsel olabilecek nitelikteki kulaktan dolma bilgileri Kuran'a koyarak, sanki Allah dan kendisine gelmiş gibi islam'a mal etmeye çalışırken, kendisinden 400 yıl önce, Galen diğer bir çok konuda olduğu gibi embryo üzerine de çalışmalar yapmış idi.

müminun 12-14 insanı süzülmüş bir çamur dan yarattık.u oturaklı bir karargâhta bir nufte yaptık Sonra o damlayı bir pıhtıya dönüştürdük, bu pıhtıyı bir et parçacığına dönüştürdük, et parçacığını bir takım kemiklere çevirdik,bu kemiklere bir et giydirdik sonra ona bambaşka bir yaratık olarak hayat verdik.

en nutfete : bir nutfe, bir damla. Kuran'da Galen'de embrionun ilk halini semen- bir damla - döl saniyorlar. "first is that in which, as is seen both in abortions and dissection, the form of the semen prevails (Arapca nutfah). At this time, Hippocrates too, the all-marvelous, does not yet call the conformation of the animal a foetus; as we heard just now in the case of semen voided in the sixth day, he still calls it semen."

guran'da kan pihtisı alak, galen'in On The Natural Faculties adlı eserinde var. "but when it has been filled with blood,(ALAQA) and heart, brain and liver are still unarticulated and unshaped yet have by now a certain solidarity and considerable siz, this is the second period; the subtance of the foetus has the form of flesh and no longer the form of semen. Accordingly you would find that HIPPcrates too no longer calls such a form semen but, as was said, foetus."

sperm-nutfe nin ilerlemiş aşamasında asılı şey embrio-alak 'ı buluyoruz, Der Semen von Galen. "car toutes les parties de I`utèrus ont le desir d`envelopper le sperme mais ne peuvent encore le faire car elles sont encore trop loin pour letoucher. Mais aussi, après plusieurs jours, en meme temps que le sperme augmente, la matrice devient toujours plus enveloppante, et tanton une de ses parties, tantot I`autre saisit le sperme"

burada sülük olan alak'ı buluyoruz "la semence tire a eller par les vaisseaux qui se jetten dans L utèrus du sang et du pneuma"

✔ allah'ın ispatı yok, insan ile gelen allah insan ürünü 'dür. rablerin rabbi kavramı, ortadoğu mitoslarındaki baş tanrı betimlemelerinden geliyor, ki tevrat, babil mitosundan alıntı etmiş olmalı rab kavramını, daha bir çok şeyi alıntı ettiği memba, babil ve akad kültürü olmuştu.

yusuf 23 ayetinde: innehu rabbi ehsene mesvaye "إِنَّهُ رَبِّي أَحْسَنَ مَثْوَايَ " o/potifar benim rabbim, sayesinde çokiyi geçiniyorum" anlamındadır. rab kelimesi, allah değil, potifar için kullanılmış yusuf 23'de.

yusuf 76 ayetinde ise; fi dini el meliki "فِي دِينِ الْمَلِكِ - kralın dini'nde" anlamında'dır ve din, bildiğimiz din değil, devlet kralı'nın anayasası anlamında 'dır.

en-ki : إنكي sahibi-yeryüzü, en-lil : إنليل sahibi-rüzgar anlamlarına gelmeleri gibi vs.

✔ en-ki kader yasaları olan "me kutsal güçleri مي ميثولوجيا" nin koruyucusu ve taşıyıcısı idi, araplardaki menat "yaşlı kader tanrıçası" olarak tanımlanması me ile menat arasında etimolojik bağlantıya salık veriyor.

baal بعل tanrısı arapça "koca, husband" anlamına gelir, بعلي /biğali, myhusband, kocam anlamında'dır. rab "رب patron, artıran, biriktiren, boss" anlamında, "rabbul ğemalu رب العمل employer, işveren, boss" anlamında idi. yani antik zamanlarda tanrı adlarının tarım hasadına dayalı sosyolojik ve iklimsel karşılıkları var idi.

atmosfer koşullarından etkilenmeyen meleklerin ve cinlerin niçin kanatları var? mearic 4'de yazılmış, insanlara 50bin ay yılı, meleklere 1 gün süren yolun mesafesi ve zamanı, melek kanatlarının atmosfer yoğunluğu ile sürtünmesi ve böylece allahın oturduğu taht-arş 'a giden menzilde ilerlemesi anlatılmış. devekuşu ve tavuk gibi uçamayan kanatlılar allah'a ağır mı geliyor ki allah onları havada tutamıyor? kanatları ile uçan kuşların havada tutunabilmesi, kanatlarının altına topladıkları hava akımı sayesinde dir, allah sayesinde değil. ama uçamayan kanatlılar, allahın çolpazlığı dır, sakarlığı dır. çünkü allah herşeyi fıtrata göre yarattığını, hikmete dayalı yarattığını iddia eder guran'da ama o kuşlara da kanat yaratmasına rağmen, hindiler, tavuklar, devekuşları, tavuskuşları, penguenler vs uçamazlar.

kanat çırparak uçan kuşları havada allah tutuyor, mülk 19 ayetindeki söylem, kanatlar ile uçan kuşları allah havada tutuyor, peki allah, kanatsız kuşları ve uçamayan kanatlıları allah havada niçin tutamıyor? örneğin kanat taktığı devekuşu, tavuskuşu, penguen, tavuk ve hindileri? bir kanat'ı kırık-yaralanmış kuşları da havada tutamıyor allah, istese onları da havada tutabilir mi ki, denemişliği var mı? kanatları var iken devekuşu ve tavukları allah havada tutamıyor ama airbus a380 uçağı, 560 ton ağırlığına rağmen havada durabiliyor, süzülüyor, uçuyor. marifet kanat ile gövde kütlesi miktarında mı acaba? allah tarafından yaratılmamış uçakların, atmosfer koşullarına uygun üretilip uçurulduğuna göre, atmosfer dışında uçan meleklerde kanat yaratmaya, allah niçin gereksinmiş? gravitation/ yör-kütleçekimi, melekleri etkilemesin diye mi meleklere kanat takmış?

günümüzde 30 yıl boyunca yakıt desteği olmadan denizlerde ilerleyen nükleer reaktörlü gemiler var. ABD'nin nükleer reaktörlü - yakıtlı uçak gemisi sayısı 13 tane. Nuclear Submarine envanteri hariç. En son USS Gerald R. Ford denize indirildi. dünya denizlerinde 1.100 civarı nükleer reaktörlü gemi var ve bunların bazıları sivil. kuzey kutbuna keşif görevi yapan amerikan ve rus sivil gemileri var ama nükleer yakıtlı - reaktörlü gemilerin çoğu askeridir. elektrik enerjisi için dünyada üretim yapan 440 nükleer santral var ve buna karşın 1.100'in üzerinde nükleer reaktörlü gemi var. nükleer uçak gemilerinin ne denli önemsendiğini düşünün.

yakıt tankı dolu 7 tonluk bir helikopter sırf pervaneleri döndüğü için uçmaz. pervaneler, helikopterin ağırlığını kaldırabileceği miktarda hava akımı toplaması gerekir pervane pallerine. hava araçları otomobil gibi, kontağı çevirip motor marş bastığında haydi yallah şeklinde uçmazlar. airbus a400m askeri nakliye uçağı, niye 2 turboprop motorlu? 130 ton ağırlığıyla 12,000 metre irtifaya dua ile tırmanılamadığı için mecburiyet den elbette. helikopteri yukarı doğru kaldıran kuvvet, pervane pali nin altında biriken hava akımı sayesinde, pervane-kanat altındaki yüsek basınç dır. uçak'ı ileri doğru iten kuvvetin, motor pervanesinin topladığı havanın geriye doğru momentumun gönderilmesi ile oluşması gibi. yani uçabilen kuşları havada tutan allah değil, motorun itim kuvveti ve hava akımı düzeneği ilkeleri ile hareketlenen basınç süreci dir.

havacılık sektöründe allah'ın ayetleri ile ilerlemek mümkün olmadığından ötürü ingiliz rolls-royce desteği ile kale grubu türkiye'de ortak uçak motoru üretim şirketi kuruldu. türk milli TF-X ve TRJ-328 uçaklarının motorları, bu ortak şirket tarafından üretilecek. allahı umursamayan yör/yer ve kütle çeker, kural olarak affetmez. soğuk mermer yör daha çok çeker. dünyanın geometrik yuvarlaklığı şans bu noktada. dünya düz olsaydı yör katmanları, magma ve çekirdek dönmez idi. bunlar atmosfer ile birlikte dönmese idi yörçekimi olmaz idi ve yör dalgaları / earth waves olmaz idi, kimsenin radyo anteni ve wifi'li modemi çekmez idi ve düz dünyada internet erişimi olmaz idi ve yuvarlak dünya, düz dürüm gibi dürülemez, mülk 19 ve enbiya 104 ayeti yanlış ama lahmacun gibi düz dünya dürülür ama böyle düz dünya'ya meteor düşemez