[b][/b]
[i][/i]
[u][/u]
[code][/code]
[quote][/quote]
[spoiler][/spoiler]
[url][/url]
[img][/img]
[video][/video]
Smileys
smile
smile2
spook
alien
zunge
rose
shy
clown
devil
death
sick
heart
idee
frage
blush
mad
sad
wink
frown
crazy
grin
hmm
laugh
mund
oh
rolling_eyes
oh2
shocked
cool
[pre][/pre]
Farben
[rot][/rot]
[blau][/blau]
[gruen][/gruen]
[orange][/orange]
[lila][/lila]
[weiss][/weiss]
[schwarz][/schwarz]
elysion aiakos
elysion aiakos
Posts: 7304 | Last online: 06.29.2024
Name
elysion aiakos
Date of birth
19. May 1989
Location
Vancouver
Date registered
12.31.2017
Description
Din umit ve korkunun ürünüdür, cahil olana bilinemeyenin doğasının ütopik açıklamasıdır. Bilinmeyenler arasında herbirinden biri bilindikçe tanrı kurgusu geri kaçar, tanrı ihtişamı uzaklaşır. Dinlerin gökyüzünden bahsetmeleri yeryüzünü sömürmek içindir.
Sex
female
    • adem ve havva 'nın yaratılışı 2 kişi yüzünden cennetten kovulan tüm insanlık.

      güneş ışınları dünyaya gelirken uzay boşluğundaki aralık bölgede tutunamaz, bu sebeple uzay soğuktur. güneş ışınları, gezegenler arası boşlukta tutunabileceği madde yoğunluğu çok az, hâliyle ışık saçamaz güneş. peki cebrail, kanatları altında hava sıkıştırıp itki-tepki yapabilir madde yoğunluğunu nasıl buluyor uzay boşluğunda? roketler, jet uçağı havayı iterek yol alıyor, uzayda hava olmadığına göre bunlar neyi iterek yol alır? pervane ile uçamaz kanatlı cebrail çünkü uzayda hava yok, ama zaten uzay araçları da pervaneli değil o halde cebrail niçin kanatlı? eylemsizlik yasası bir cisim hareket etmekteyse uzay boşluk olduğu için hareket etmeye ilk aldığı hızda devam eder. Bu hız da dünyada itme ile sağlanır. itim den aldığı hızı kullanarak ve itki motorları ile hareket ediyor. içerisine doldurulan gazdaki tepkimeler ile de itme sağlanıyor. uzayda hiçbir şey itmiyor. ilk aldığı hızı kullanıyor ve bilgisayar ile uzaktan yönlendirme yapılıyor. bu kodları uzay sondaları, yapay uydularda da kullanabiliyoruz.

    • tuzlu su ile tatlı su söylemi, babil dünya haritasına dayanır. babylonian world map aratın bakın. allahın tahtı tuzlu su üstünde ayeti hud 7'de. babil dünya haritasında arş tanrı nın tahtı, tuzlu su üzerinde durur, tatlı su ise yöryüzü suları dır. dünya haritası betimi, hud 7'ye "allahın taht'ı su üzerinde idi" demeci olarak geçmiş. babil öncesi ve sonrası uygarlıklar, tuzlu su ile tatlı su kozmolojisini kullanmışlar

      taht (عَرْشُ) arş hükümdarlık hakimiyet-Egemenlik (throne), inşa etmek-yapılandırmak-düzenlemek (construct-build) anlamlarındadır. Modern fizik bilimi evrenin ilk yaratılması sırasında evrenin akışkan sıvı halde olduğunu göstermiştir. Ayette Yüce Allah’ın arşının (egemenliğinin, kudretinin, inşa etmesinin-yapılandırmasının) sıvı haldeki evrenin üstünde olduğunu net olarak görülebilir.

      kil tabletin, dünyanın en eski haritası olduğu söyleniyor. Fırat Nehri’nin kıyısında keşfedildi ve 1899’da yayınlandı. Şimdi British Museum’da bulunan hasarlı kil tablet M.Ö. 800 yılına kadar uzanıyor ve dünya düzeninin erken yorumunu gösteriyor. Harita iki dış tanımlı daire ile daireseldir. İç daire bilinen dünyayı ve dış daire deniz tuzunu temsil eder. Babil bölgesi, haritanın merkezinde dir ve dünya 2 büyük nehir, purattu ve idiqlat (fırat ve dicle) tarafından geçilmekte dir. dipteki paralel çizgiler, güney bataklıklarını , kuzeyden gelen kavisli bir çizgiyi ise zagros dağlarını temsil ediyor gibi görünmektedir. dairenin çevresindeki alanlarda yedi küçük iç daire vardır ve bunlar yedi şehri temsil ediyor görünmekte dir. dış çember üzerindeki yedi üçgen bölüm (su çevresi), adlandırılmış dağları (veya bazı adaları söyler) temsil eder.

      kuşbakışı yerine yandan bakış alırsak, babillerin kozmos'u 3 katmanlı bir yapı olarak görebiliriz. Yeryüzü düz ve daireseldir, etrafı denizle çevrilidir. Dünyanın altında Arallu vardır. Dünyanın hem üstü hem de altı yani tüm kozmos sularla çevrilidir. Babil yaratılış inancına göre
      1- başlangıçta kaotik su kütlelerini düzenleyen iki tanrı olduğuna inandılar. (Tatlı su Apsu ve tuzlu su eşi Tiamat )

      2- sularını birbirine karıştırdıklarında, diğer tanrıları ve daha sonra bu dünyadaki her şeyi doğurdular. babilliler, 3 gök ve 3 toprak dan oluşan 6 seviyeli bir evren ile göklerin ve yerin çoğulluğuna odaklandı: gökyüzünün üzerinde 2 gök, göklerin cenneti, yeryüzü, apsu ve yerinaltı ölüler dünyası.
      dünya, tanrı Marduk tarafından, çok daha büyük bir tuzlu su kütlesi (tiamat) ile çevrili tatlı su (apsu) üzerinde yüzen karasal toprak olarak yaratılmıştır. Tanrılar biri gökleri, diğeri de yeraltı dünyasında yaşayan iki panteon 'a bölünmüş.

      babil astronomisi, güneş tutulması, gezegenlerin konumu ve Ay’ın yükselişi ve yerleşmesi gibi astronomik fenomenlerin detaylı ve sürekli kayıtları ile dikkat çekmektedir. Babil gökbilimciler ayrıca güneş tutulması ve gezegensel hareketin öngörülmesinde yardımcı olacak birkaç aritmetik araç geliştirdiler.

      doğduğu kültürün dinin den çıkan kişiler den dinler tarihini bilmeleri beklenir iken, din'e inanan dindarlar dan bu beklenmiyor. oysa herhangi bir din'e inananın her şeyiyle (ayet, sünnet, hadis, akaid, itikad, ictihat) neye inandığını bilmesi gerekir.

    • 1- ilk aşama su, ortadoğu sıcağında ısınan su, buharlaşır.
      2- ikinci aşama kan, su dan kan oluştuğu sonucuna varılmış, kan böyle tanımlanmış 5bin yıl önce. adem.
      3- üçüncü kemik, sıvı kan kuruyunca ve pıhtılaşınca katı duruma geçer, katılaşan kan, kemiksi kütle gibi görünür. havva.
      varlığın başlangıcını açıklamak için kurgulanmış bi öykü biçimi, su, kan, ve kuruyup katı maddeyi oluşturduğu düşünülen, pıhtılaşan kan'ın katı maddeleri oluşturması. adem ve havva, insanı tarif etmiyor ugarit ve fenike yazıtlarında, dünyayı oluşturan madde kökenini tarif ediyor.

      üçlü teslis kurgusu bile bu mantık a dayanıyor.

      ortadoğu sıcağında kuruyan su, buharlaşır. ortadoğu sıcağında kuruyan kan, katılaşır. katılaşan kurumuş kan, kemiksi görünümde olur. işte bu görünüm, dünyamızdaki katı maddeleri oluşturmuş fikrine salık vermiş 5bin sene önceki insanların beyinlerinde. kan anlamında dem دم sözcüğünden türeyen a-dem آدم "demleşen, kanlaşan" kansız doğa 'nın, kanlı doğa'ya evrilişidir a-dem, evrende ilk kan maddesi oluşumu adem. kansız madde 'nin kanlı madde 'ye evrimi a-dem.

      quran'da evren dünya bilgisi ilkokul kitabı kadar bile açıklayıcı değil dir.
      yusuf 2 : quran'ı anlayasınız diye konuştuğunuz arapça olarak indirdik.
      yusuf 4 : muhammed e seslenildiği ve onun kavminden bahsedildiği için mantıki olarak araplara arapça indirilmesi gerekiyor

      ellibin yılda arş'a giden meleklerin niçin kanatları var? kanat atmosferi olan bir ortamda işe yarar, sınırlı bir yüksekliğe kadar. oysa melekler göğün 7 kat üstüne çıkıyor.Yani atmosferi geçince kanat bir işe yaramaz. allah istese kanatsız da uçurabilir ona gücü yeter, o zaman 600 kanat ne diye ? Tabi bunu bir insan oğlu düşündüğü için bi bakıyor uçan canlıların hep kanadı var ordan yapıştırmış ama allahın meleklere ihtiyacı yok istediği şeyi yapabiliyor. Herşey insan icadı olduğu için hayali varlıklar.

      şeytan'ın kanatları var mı? kanatlı ejderha bile uydurmuş yetmemiş birde ağzından ateş çıkartıyor. Kanatlı Çocuk tasvirli melekler. İnsanlar o devirlerde uydurmuşlar durmuşlar. Bizimkiler zaten onlardan arakladıkları için kanatlı meleğide araka etmişler. Herhalde estetiksel güzel gelmiş. Masalda realite aranmaz. uzay boş deil.hava yok ama kara enerji var. ha melek diye bişi gercekten var mi?

      şapkasız adem, yokluk anlamında.
      şapkalı âdem ilk insan; âdem baba, adem ata.
      intiba, izlenim anlamında, intibah, iuyanmak, uyanış demek.
      intibak, uyum, bir memurun belli bir dereceye yerleştirilmesi veya iki şeyin ölçülerinin birbirini tutması, anlamında.
      fabıl, hayvanların, ağaçların, mağara dan deve doğması gibi doğa'nın konuştuğu öyküler.

    • elektrikli kia niro şarj ücreti 800 TL istanbul-alanya, elektrikli araç için yüksek, avantajı nerde, Bu fiyat ZES'te değilde diğer istasyonlardan yapılsaydı biraz düşecekti. Ama hiç bir zaman dışarıda şarjı kimse avantajli, uygun diye savunmuyor. şehir içinde kullandığım km'lerde araç 30 40 kuruş yakıyor nadiren çıktığım ve dışarıda şarj ettiğimde 100 120 kuruş yakıyor. şehir içindeki avantajı hem matematiksel olarak mantıklı.

      2024 tourneo L1H1 custom short / kısa.
      2024 tourneo L2H1 custom trail 4x4 double cabin long.

      2024 tourneo e custom sport double cabin 4x4 short / kısa.
      2024 tourneo e custom sport double cabin 4x4 short / kısa.

      2024 tourneo custom plugin hibrit.
      2024 tourneo custom 8+1.

      elektrik motorları nasıl çalışır - 3 fazlı AC endüksiyon Motorları (yıldız üçgen bağlantı). bataryanın ömrünü ne uzatır ? Hızlı şarj mümkün olduğunca yapmamak. Aşırı ısıya maruz bırakmamak (hem hızlı şarj nedeni ile hem de özellikle sıcak havalarda aşırı agresif yada hızlı sürmemek (bu araçtaki hızlanma onca torka ve güce rağmen 10sn gibi bir değer zaten), Şarjı %80 den fazla yapmamak ve %0 a düşürmemek. E şimdi Menzili 300km olan bir araçta bunu yaparsanız size 200-250km kalır. Ara duraklarda bataryamı hemen doldurayım dediğinizde hızlı şarj demek. elektronik bir parçanın ömrünün dolması demek o parçanın performansının, yeni iken ulaştığı maksimum performansın %50 sine düşmesi demek dir.

    • 1- ilk aşama su, ortadoğu sıcağında ısınan su, buharlaşır.
      2- ikinci aşama kan, su dan kan oluştuğu sonucuna varılmış, kan böyle tanımlanmış 5bin yıl önce. adem.
      3- üçüncü kemik, sıvı kan kuruyunca ve pıhtılaşınca katı duruma geçer, katılaşan kan, kemiksi kütle gibi görünür. havva.
      varlığın başlangıcını açıklamak için kurgulanmış bi öykü biçimi, su, kan, ve kuruyup katı maddeyi oluşturduğu düşünülen, pıhtılaşan kan'ın katı maddeleri oluşturması. adem ve havva, insanı tarif etmiyor ugarit ve fenike yazıtlarında, dünyayı oluşturan madde kökenini tarif ediyor.

      üçlü teslis kurgusu bile bu mantık a dayanıyor.

      şapkasız adem, yokluk anlamında.
      şapkalı âdem ilk insan; âdem baba, adem ata.
      intiba, izlenim anlamında, intibah, iuyanmak, uyanış demek.
      intibak, uyum, bir memurun belli bir dereceye yerleştirilmesi veya iki şeyin ölçülerinin birbirini tutması, anlamında.
      fabıl, hayvanların, ağaçların, mağara dan deve doğması gibi doğa'nın konuştuğu öyküler.

      ortadoğu sıcağında kuruyan su, buharlaşır. ortadoğu sıcağında kuruyan kan, katılaşır. katılaşan kurumuş kan, kemiksi görünümde olur. işte bu görünüm, dünyamızdaki katı maddeleri oluşturmuş fikrine salık vermiş 5bin sene önceki insanların beyinlerinde. kan anlamında dem دم sözcüğünden türeyen a-dem آدم "demleşen, kanlaşan" kansız doğa 'nın, kanlı doğa'ya evrilişidir a-dem, evrende ilk kan maddesi oluşumu adem. kansız madde 'nin kanlı madde 'ye evrimi a-dem.

    • fallus fallik dokunuş tastamen zeker yeni antlaşmak
      new testament yeni ahid zekere dokunarak

      tuz gölünde sodom ve gomora cesetleri var mı? mitos aktarımları, doğa nın işleyiş ilkelerini tanımlar, yaşanmış tarihsel olayları tanımlamaz. sodom ve gomora, bölgenin, olağandışı coğrafi özelliğini tanımlamak için uydurulmuş mitos bence.

      öldüren enkidu, öldürülen huvava / öldüren el-kil-du, öldürülen humbaba

      asurca humbaba, babilce huvava, auraların bahşettiği güçler nedeniyle, geleneksel yordam ile humbaba nın mağlup edilemeyeceğini bilen enkidu onları kasten kovması için humbaba 'yı kandırmayı önerir. gılgamış bunu ona, ince un, deri kaplardaki su, küçük ve büyük sandaletler, değerli taşlar ve diğer benzer hediyeler ve kız kardeşleri ile evlenebileceğine dair bir şiir :

      (yemin ederim), annem ninsumuna ve babam kutsal Lugalbanda 'nın hayatı üzerine,
      çünkü dağdaki evinizi kimse bilmiyor, dağdaki evinizi meşhur kılmak için,
      sana dağlarda karın olarak ablam enmebaragesi 'yi getireceğim."
      (gılgamış) bir kez daha onunla konuştu:
      (yemin ederim) annem ninsumuna ve babam kutsal lugalbanda 'nın hayatı üzerine,
      çünkü dağdaki evinizi kimse bilmiyor, dağdaki evinizi meşhur kılmak için,
      dağlarda cariyen olarak sana küçük kız kardeşim peştur 'u getireceğim,
      öyleyse bana koruyucu parlaklıklarını ver; Ailenizin bir üyesi olmak istiyorum !

      bu şiir, rüşvet e inanıp orman dan çıkan humbaba'yı yalnız ve saf biri olarak tasvir ediyor, oysa humbaba, enkidu'ya güvenerek orman dan ayrılmış idi.

      frans wiggermann, huvava/humbaba ad kökünün, bir yansıma olabileceğini öne sürüyor: humbaba 'nın kökeninde kötülüğü kovmak için kapılara asılan apotropaik, sırıtgan surat, sırıtan yüz olduğunu ve ad sesleminde, çıkardığına inanılan seslerin bir temsili olduğunu öne sürüyor. kendisiyle ilgili mitosların, bu geleneği açıklamaya yönelik bir etiyoloji görevi gördüğünü varsayıyor. günümüzde kertenkele türü ḫuwawitum isimleri Humbaba'nın kendi isimlerinden türetilmiş.

      en eski biçimi huwawa olarak çevrilir, ancak birden fazla çivi yazısı yazımları onaylanmış: Ḫu-wa-wa, Ḫu-ba-ba ve Ḫu-Ú-Ú, bunlardan sonuncusu, Ú'yi temsil eden işaret 2 olası okumaya sahip. hem ba6 hem balmumu. orta fırat ve eşnunna dan etkilenen diyala bölgesinin yakından ilişkili geleneklerini yansıttığı Mari ve Tell Harmal metinlerinde, isim bunun yerine Ḫu-bi-bi olarak yazılır ve huppipi telafuzunu yansıtır. hu-wa-wa olarak yazılsa bile ismin benzer şekilde okunmasının, Suriye'nin başka yerlerinde, örneğin Alakh'ta ve Hitit ve Hurri kaynaklarında da norm olabileceği varsayılmakta dır. Bu, Ḫuppipi'nin Mezopotamya kültürel etki alanının hem kuzeyinde hem de batısında varsayılan biçim olduğunu gösterebilir.

      huwawa nın ilk aurasını tarlalara verdi, 2. aurasını nehirlere verdi, 3. aurasını sazlıklara verdi, 4. aurasını aslanlara verdi, 5. aurasını saraya verdi, 6. aurasını ormanlara verdi, 7. aurasını nungal a (tutukluların tanrıçası) verdi … dehşeti … auraların geri kalanı … gılgamış

      hurrice ve hititçe 'de kupapa olarak geçer. yunanca ve arapça'da kibele'ye evrildiği varsayılmakta dır. huvava adı çekimi gösteren benzersiz biçimler, ugarit (aday Ḫu-ba-bu, ilgi hali Ḫu-ba-bi) ve orta asur dönemine ait Asur'dan (sözcük Ḫu-ba-ba ve tamlama Ḫu-be-be) kopyalarda kanıtlanmış. bunu kullanan bir Hurri edebi metninin bir parçası da bilinmekte dir. gılgamış destanı'nın Eski Babil kopyalarından birindeki bir pasajda, "dev, canavar, ucube" bağlamına dayanarak ḫarḫaru olarak tanımlanmış ve antropomorfik olarak tasvir edilmiş. humbaba'nın adı belirli bir dilsel bağa dair belirgin bir işaret göstermiyor ve anlamı tam bilinmiyor. huvava-humbaba aslının aynı tek kültür ve dilden gelip gelmediği saltık değil.

      gılgamış destanı eseri, sümer yazı okulları olan edubba ’nın müfredatının bir parçasıydı ve öğrencilerin mezuniyet için gereken daha da zor metinlere geçmeden önce decad ’da (10 çalışmalık gruplar) ustalaşmaları gereken son kompozisyon idi.

      humbaba 'nın kakafonik sedir ormanı, gürültülü kuşlar ve ağustos böcekleri ile dolu idi ve ağaçlarda maymunlar bağırıp çağırıyor, huzurlu ve sessiz bir yer değil idi ama çocukluk arkadaşı enkidu 'nun, humbaba 'yı öldürdük den sonra pişman olduğuna dair bulgu var.

    • fallus fallik dokunuş tastamen zeker yeni antlaşmak
      new testament yeni ahid zekere dokunarak

      tuz gölünde sodom ve gomora cesetleri var mı? mitos aktarımları, doğa nın işleyiş ilkelerini tanımlar, yaşanmış tarihsel olayları tanımlamaz. sodom ve gomora, bölgenin, olağandışı coğrafi özelliğini tanımlamak için uydurulmuş mitos bence.

      öldüren enkidu, öldürülen huvava / öldüren el-kil-du, öldürülen humbaba

      asurca humbaba, babilce huvava, auraların bahşettiği güçler nedeniyle, geleneksel yordam ile humbaba nın mağlup edilemeyeceğini bilen enkidu onları kasten kovması için humbaba 'yı kandırmayı önerir. gılgamış bunu ona, ince un, deri kaplardaki su, küçük ve büyük sandaletler, değerli taşlar ve diğer benzer hediyeler ve kız kardeşleri ile evlenebileceğine dair bir şiir :

      (yemin ederim), annem ninsumuna ve babam kutsal Lugalbanda 'nın hayatı üzerine,
      çünkü dağdaki evinizi kimse bilmiyor, dağdaki evinizi meşhur kılmak için,
      sana dağlarda karın olarak ablam enmebaragesi 'yi getireceğim."
      (gılgamış) bir kez daha onunla konuştu:
      (yemin ederim) annem ninsumuna ve babam kutsal lugalbanda 'nın hayatı üzerine,
      çünkü dağdaki evinizi kimse bilmiyor, dağdaki evinizi meşhur kılmak için,
      dağlarda cariyen olarak sana küçük kız kardeşim peştur 'u getireceğim,
      öyleyse bana koruyucu parlaklıklarını ver; Ailenizin bir üyesi olmak istiyorum !

      bu şiir, rüşvet e inanıp orman dan çıkan humbaba'yı yalnız ve saf biri olarak tasvir ediyor, oysa humbaba, enkidu'ya güvenerek orman dan ayrılmış idi.

      frans wiggermann, huvava/humbaba ad kökünün, bir yansıma olabileceğini öne sürüyor: humbaba 'nın kökeninde kötülüğü kovmak için kapılara asılan apotropaik, sırıtgan surat, sırıtan yüz olduğunu ve ad sesleminde, çıkardığına inanılan seslerin bir temsili olduğunu öne sürüyor. kendisiyle ilgili mitosların, bu geleneği açıklamaya yönelik bir etiyoloji görevi gördüğünü varsayıyor. günümüzde kertenkele türü ḫuwawitum isimleri Humbaba'nın kendi isimlerinden türetilmiş.

      en eski biçimi huwawa olarak çevrilir, ancak birden fazla çivi yazısı yazımları onaylanmış: Ḫu-wa-wa, Ḫu-ba-ba ve Ḫu-Ú-Ú, bunlardan sonuncusu, Ú'yi temsil eden işaret 2 olası okumaya sahip. hem ba6 hem balmumu. orta fırat ve eşnunna dan etkilenen diyala bölgesinin yakından ilişkili geleneklerini yansıttığı Mari ve Tell Harmal metinlerinde, isim bunun yerine Ḫu-bi-bi olarak yazılır ve huppipi telafuzunu yansıtır. hu-wa-wa olarak yazılsa bile ismin benzer şekilde okunmasının, Suriye'nin başka yerlerinde, örneğin Alakh'ta ve Hitit ve Hurri kaynaklarında da norm olabileceği varsayılmakta dır. Bu, Ḫuppipi'nin Mezopotamya kültürel etki alanının hem kuzeyinde hem de batısında varsayılan biçim olduğunu gösterebilir.

      huwawa nın ilk aurasını tarlalara verdi, 2. aurasını nehirlere verdi, 3. aurasını sazlıklara verdi, 4. aurasını aslanlara verdi, 5. aurasını saraya verdi, 6. aurasını ormanlara verdi, 7. aurasını nungal a (tutukluların tanrıçası) verdi … dehşeti … auraların geri kalanı … gılgamış

      hurrice ve hititçe 'de kupapa olarak geçer. yunanca ve arapça'da kibele'ye evrildiği varsayılmakta dır. huvava adı çekimi gösteren benzersiz biçimler, ugarit (aday Ḫu-ba-bu, ilgi hali Ḫu-ba-bi) ve orta asur dönemine ait Asur'dan (sözcük Ḫu-ba-ba ve tamlama Ḫu-be-be) kopyalarda kanıtlanmış. bunu kullanan bir Hurri edebi metninin bir parçası da bilinmekte dir. gılgamış destanı'nın Eski Babil kopyalarından birindeki bir pasajda, "dev, canavar, ucube" bağlamına dayanarak ḫarḫaru olarak tanımlanmış ve antropomorfik olarak tasvir edilmiş. humbaba'nın adı belirli bir dilsel bağa dair belirgin bir işaret göstermiyor ve anlamı tam bilinmiyor. huvava-humbaba aslının aynı tek kültür ve dilden gelip gelmediği saltık değil.

      gılgamış destanı eseri, sümer yazı okulları olan edubba ’nın müfredatının bir parçasıydı ve öğrencilerin mezuniyet için gereken daha da zor metinlere geçmeden önce decad ’da (10 çalışmalık gruplar) ustalaşmaları gereken son kompozisyon idi.

      humbaba 'nın kakafonik sedir ormanı, gürültülü kuşlar ve ağustos böcekleri ile dolu idi ve ağaçlarda maymunlar bağırıp çağırıyor, huzurlu ve sessiz bir yer değil idi ama çocukluk arkadaşı enkidu 'nun, humbaba 'yı öldürdük den sonra pişman olduğuna dair bulgu var.

    • ahura mazda ve angra mainyu. angra kürtçe anlamı teng (dar, sikisiklik, öfkeli) olarak bilinir bu kelime Ingilizcede “angry” nin tam karsiligidir. Mainyu ise Ingilizce de “Mental, Mind” vs olarak yer alir ve Kürtçeden Arapçaya “Mana” (anlam) ve “manen “ (düsunce, ruhen) olarak geçmistir. Kürd dili tamamen Avesta’dan gelir kelimeler birebir ayni sekilde yani Kürd dili 4000 yildan daha fazladir ayni sekilde gunumuze ulasmistir. Zerdustilerin Magus rahipleri Kürdlerin (Medlerin) bir boyudur ve Ingilizce Magic, Arapça Mucize/Mujeeza ile ordan Türkçeye gecmis Mucize Kürdlerin bu boyunun (asireti) isminden ileri gelir. Bugun Islam, hristiyanlik veya yahudilik zannedilen cogu dini rituel terim ve elementler tamamen Zerdustilikten gelmedir. En basiti kilinan 5 vakit namaz, kilindigi vakit ve bazi vakit isimleri dahi ayni sekilde alinmistir.

      türklere dini ögreten kürdler dir. diin, zerdustilerin terimidir ve “dî, dîtin” kelimesinden turetilmis “deana” dan gelir bu da Kürd dilindeki “dî” yani “görus, fikir” kelimesinden gelmedir. Burda belki birileri kuskuyla bakacaktir ama hepsini batili arastirmacilar zaten on yillar once soylemis bunlardan biri bu alanin otoritesi Mary Boyce basilan kitaplarinda mevcuttur. Hürmüz Kürtçe’nin Kirmanckî (Zazaki) lehcesini kullananlar icin Homay olarak halen Allahin ismi olarak kullanilir. Kurdistan bolgesinde Hewreman ismi aslinda Ahura Mazda demektir. Zerdustilerin o donem konustugu bir lehçesi olan Behdinan bugun Kurdistan da hem bolge ismi hemde lehçe (Kurmanci nin güney agzi) ismidir. Yani saysam bitmez en iyisi bunlari biz biliyoruz sizinde bilmenizde fayda var çünkü videoyu yapan kisi Zerdustilikten bahsederken tornasindan gectigi Kemalizmin Kürd dusmanligi gozluguyle size bugun bu kulturun tasiyicilarinin ismini vermekten kaciniyor ve kokenler hakkinda bilerek yine kasitli bir durum Soz konusu. Kürdler oldugunu bildikleri cogu tarihi bilgi ve belgeler maalesef Türklerce kasitli olarak Türk olarak sunulamazsa ya Fars, ya Arap gosteriliyor. Keza artik dunya bilgide her on saatte bilgisini katlarken Türkler halen 1930 kafayla duvara tosluyor, yazik.

      sümerce inanna, akadça iştar'ın arapça adı ellat, kibele heykeli'nin parçaları karataş hacer el esved, kıble yönü, kibele inâyeti/ihsanı vs, hepsi sümer, akkad, asur, amori, elami kültürleri nin bereket törenlerinde var idi. politik-siyasi manevra dır islam/din mefhumu, muhammed başka nasıl, dedesi nden sonraki yönetimdeki siyasi reislik hakkını alabilir idi ? muhammed'in dedesi abdülmuttalib bin haşim, 579 'da öldüğünde muhammed e siyasi miras kalmıyordu, babası abdullah 'ın 570 'de ölmesinden dolayı.

    • hubeyb öndeş 'e reddiye, o diyor ki; Fotosentez ışık enerjisine bağlıdır ve karanlıkta gerçekleşemez. Yani Tekvir/ 18'ayetinin ifade ettiği gibi "sabah" vaktinde ışıklar ortaya çıkınca, "nefes almanın" şartı olan oksijen, bitkiler tarafından dışarı verilmeye başlar. Böylece ayetin ifade ettiği "nefes alma" ve "sabah vakti" arasındaki bağlantının mucizeviliği ortaya çıkmaktadır.

      Yanıt; Bu iddia en komiklerinden. İddia sahipleri ve Ho beybi hayatlarında hiç “mecaz” diye bir şey duymamışlar mı acaba? Burada mecazen “sabah olduğu zaman” denmek istenmiştir. Sabahın nefes almaya başlaması “günün ağarması, Güneş’in ışınlarını dünyaya göndermeye başlaması” demektir. Aslında bunun için tefsir vermeye gerek yok fakat ben yine de vereyim, Elmalılı şöyle diyor bu ayetin tefsirinde;

      Teneffüs ettiği an sabaha yemin ederim. Sabahın teneffüsü de, "açtığı zaman, müddessir 34 ayetinde belirtildiği gibi açılmağa başladığı sıradır ki tatlı tatlı esen sabah rüzgarının hoşluğuna da işaret eder. Bunun gece sıkıntısını yok eden bir müjde ifade ettiğinde ise kuşku yoktur. Bu şekilde bu yeminlerde peygamber 'e ve müslümanlara "Kuşkusuz ahiret senin için dünyadan daha hayırlıdır." (Duha 4) âyetinin mânâsı üzere iyi bir son vaad ve müjde edilmektedir. Bu, dünya onlar için sabaha yönelmiş bir gece ve herkesin ne hazırlamış olduğunu bileceği o kıyamet vakti böyle gelmekte olan bir sabah demek olduğunu müjdelemekte dir.

      Dileyen istediği tefsire bakabilir, hepsi böyle tefsir etmiştir, bunu anlamak için tefsire bile gerek yok. Demek ki iddiacılar “mecaz”dan bile habersizler. Vehbe Zuhaylı ise ayet hakkında şunları söyler:
      "Nefes almaya başladığı zaman sabaha" cümlesinde istiare vardır. Gündüzün yönelmesi ve ışığın yayılmasını hava esintisine benzetmiş, nefes alma sözünü, karanlık geceden sonra gelen gündüz için kullanılmıştır.(112)
      İşin aslı ayette hiç bitkilerden ve havadan bahsedilmemiş, ancak bizim hayalperestler için sınır yoktur, Kur'an da insanlar için hayati öneme sahip havadan hiç bahsedilmez.

    • tapınak köşesine kondurulan, karataş kibele heykeli / hacerul esved, nereye götürülür ise/nereye taşınır ise kıble/kâbe orası olur. mekke'ye götürülmeden önce karataş hacerul esved, nebati başkenti petra'da idi. musevi töresinde ahid sandığı nerede ise, rabbine yöneleceğin yön - yahudilere kıble yönü, orası olur, inancı nın islami versiyonu. fil vakasındaki gibi kâbe'yi yıkan-yakan ebrehe'nin, haccac'ın amaçları, karataş'ı, köşesindeki yerinden kaldırıp aldık dan sonra kâbe'yi yıkmak-yakmak olmuş. çünkü kutsal olan karataş kibele heykeli / hacerul esved idi, taş duvar kâbe tapınağı değil.

      gılgamış ve enkidu ’nun humbaba ’yı öldürüşünü betimleyen diğer kabartması.
      arkeo fili kabartma seçki
      dinvemitoloji mezopotamya

      yazılıkaya kabartması, tanrı şarrumma ve Kral IV. tuthaliya Kabartması. hava tanrısı teşup, hurri ve şeri adlı 2 boğası ile birlikte dağ tanrıları nanni ve hazzi 'nin, tanrıça hepat ise bir pars üstünde canlandırılmış.

      gılgamış ve enkidu ’nun suçlarının tek şahidini, “Humbaba’nın yedi oğlunu” hızlıca öldürmeleri şaşırtıcı değildir. “Yedi oğul”, antik Mezopotomya’da, en fazla Enmesarra mitolojisinde ortaya çıkan, verimli bir motif.

      antik uygarlıklar heykellere anlam / tanım yüklemişler, taş duvarlara değil. karataş'ın olmadığı tapınaklar kâbe olamayacağı için, allahın evi beytullah, hacerul esved / kibele heykelinin beraberinde taşınmış olacak idi inanışta. sümer 'de şehir tanrılarına yapılan tapınak / mâbed töresinin akkadlar yolu ile araplara geçmesinin izleri bunlar.

      hitit göktanrısı aynı zamanda fırtına tanrısı idi. anadolu`nun iklimini göz önünde bulundurursak -eskiden daha sıcak olduğu düşünülüyorsa da- fırtınaların ne kadar önemli olduğu açıktır. Hatta bir fırtına sırasında kral II. Murşili`nin dilinin tutulduğunu öğreniyoruz.

      7.yüzyıl kureyş/kiroyş/kiros hânedanı dönemi nin siyasi yasa maddelerini, sonraki nesil değiştirmesin diye "bana bu yasaları tanrı yazdırdı" demiş lugal-rasul sıfatlı toplum yöneticileri. bizim anayasamızdaki ilk 3 maddeyi korumak için "değiştirilmesi teklif dahi edilemez" ifadesinin yerine, akkadlı araplar, tanrı fikrini yerleştirmiş esatir el evvelin - öncekilerin öykülerini kullanarak. ki zaten din, siyasi yönetim yordamı dır. yusuf 76.ayete göre, fi dini meliki - devlet kralı nın yasaları demek dir.

    • elif : uzza - kâbe ortasında.
      lam : lat - sağ omuz tarafında. esselamü aleyke ya elat. islam devriminde adı, sevap yazan melek rakib ile değişti.
      mim : menat - sol omuz tarafında. esselamü aleyke ya menat. islam devriminde adı, günah yazan melek atid ile değişti.
      günümüz islamında, namaz sonu sağ ve sol omuzlara selam verilir iken aynı replik söylenir, el/es selâmü aleyküm ve rahmetullah. bu selamları alanların ilah olması gerektiğini düşünüyorum. uzza, lat, menat, bugünkü adları, kâbe, rakib, atid vs.

      necm 19-20, lat ve uzza’yı ve diğer üçüncüsü menat ’ı gördünüz mü. put denilen şeyin insanın iç dünyasındaki kökü heva ve heves ve bunlar bir takım isimler den başka bir şey değil. insanlar o isimlere tanımladıkları anlamı yüklüyor ve perestij ederek yüceltiyorlar.

      yasin 60 ayetinde şeytana kulluk etmeyin yazıyor, edilebilinen eylem var, nasıl edilebilir ki

      selam'ın kökeni şalom, şalom'un kökeni solomon, solaris, sol/sun/güneş. selam'ın tertibindeki anlam, güneşi uğurlamak olarak temellenmiş. selam şolom solom, şol / sol 'u selamlamak, güneş 'i selamlamak, şalom aleyküm. solomon, süleyman. sümer töresinden itibaren, bilinen 99 ad'a sahip en büyük tanrı 'ya atıf edilen 100. özel ve gizli ad 'ı bilen kâhin insanların varlığı mitoslarda anlatılmış. en büyük allahın (allahü ekber) özel ismini söyleyince gök 'e ışınlanmak, tanrının/allahın gizli ve özel adını söyleyince ışınlanan lilit, isa, hezekiel, enok, idris, süleyman vs, hep aynı töre öyküsü tekrarlanmış.

      allahın 100 adından 99 'u bilinir, 1 'i bilinmez ama istisna, kâhinler, peygamberler bilebilir sadece. israilin tanrısı anlamı, israilin kocası, israilin güveysi dir, israil gelin, tanrı hu-baal ise koca/güvey anlamında. mitos kökenli ilk güvey hakkı nın devamı. süleyman güvey, kudüs gelin. isa güvey, kilise gelin. muhammed güvey, kâbe gelin, vesair hep tekrarlı mitos anlatıları bunlar yani esatir el evvelin - öncekilerin mitos öyküleri, ayetlere dönüşerek kutsallık atıf edilmiş ama bunları var hâle getiren insanlar dan başkası değil. ayetler, olası tanrı dan gelmemiş, siyasi devrim yapan insanlar tarafından kotarılmiş/derlenmiş.

      hasta bir insan doktar'a gider, çünkü doktor da insan, hasta da bir insan cinsi, ama bir dindar, inandığı tanrı'ya, peygamber sıfatlı başka bir insanı aracı koyarak erişmesi oksimoron eylem dir. gerçek tanrı var ise, peygamber bi insan ile peygamber olmayan diğer insan biçiminde etiketlemiş olamaz bizleri, ki zaten peygamberler hep toplumu yöneten siyaset erbabı insanlar arasından türemiş. günümüz millet meclislerinde, çoğunluktaki millet iradesi ile yasama/yürütme egemenliğine aracılık eden siyasetçileri, antik dönemlerin tanrı'ya aracılık eden peygamberleri ile aynı tertip aslında.

    • enlil adı beel idi babil 'de. baal'in karısı anat, kızkardeşi aynı zamanda. sara ve ibrahim öyküsünün aynısı. enlil gibi iklim tanrısı idi baal. araplar hu-baal, hübel demişler. hıdrellez, beraat kandili dir, 11 gün eksik ay/sin/qamer takvimi sebebiyle denk gelmiyorlar.

      iklim tanrısı enlil 'in yapacağı tufanı haber veren enki, cariye çocuğu 'dur, enki, enlil den önce doğmuş ama ilk tanrı/ilk oğul hakkını enlil almış, asıl nesil hakkından dolayı.

      çıkış 22-26 tevrat, sünnet, deri kurbanı. tanrı ile antlaşmak ispatı, gulfesini kesip tanrının ayakları önüne attı, kadın dedi ki sen bana tanrının kan güveysi oldun dedi.

      kenan dilinde ve alfabeyi icat eden Fenikelilerin konuştuğu dilinde Alef öküz demektir ki A harfine tersten bakın öküz başıdır. B harfi ise beth yada beyt demek yani ev yan çevirin iki odolı bir evdir,B harfi. öküz anlamına gelen A alef harfi Arapçada erkek cinsel organına benzemiş bir görünümdedir her nedense evrimleşmiş.dediğinize göre Tanrı uzza olmuş ki El Uzza güzellik tanrısıdır cinsiyeti kadındır. Romalılar üç dinin tapınaklarını yıkmış ve sürgün etmişler kartacalılar ve Fenikeliler kendi çocuklarını kendi tanrılarına Baal için kurban ederlerdi . Kartaca kıralı hanibal Romayla savaşını kaybedince ülkesi kartaca Romalılarca işgal edildi ve kartaca dini yasaklandı.

      roma imparatoru Jül Sezar Roma imparatorluğunu genişletme kararı alarak Anadolu’yu işgal eder aşırı direniş gösteren Anadolu’daki Helenistik derebeylerin mithraum denen tapınakları adıyaman’daki mithraum tapınağı tahrip edilmiş son olarak Yahudilerin Süleyman tapınağı Romalılarca tahrip edilmiş yahudiler bölgeden sürgün edilerek geri dönmeleri yasaklanmış. anadolu’daki Helenistik mithraumlar ve Süleyman tapınağı yıkılırken taraftarları ceza olarak sürgün edilirlerken , kartacalılara verilen ceza daha büyüktü ,baal dinini çocuk kurban ettikleri için Romalılar yasaklamışlar. Günümüz Yahudilerinin çocuk kurban ederek ayin yaptıkları kanlarını içtikleri iddia ediliyor. Hindu tanrısı Kali kendisi için çocuk kurban ister. Alkarısı bebek öldürür. Rus babası baba yaga çocuk öldürür.İbrahim’e kendi çocuğunu kurban edecekken hayvan verilmiş.

      ayetlerde hayvana dönüştürme cezasının kökeni nereye dayanıyor? quran'ın tarihteki izleri.

    • türk peygamber yalanı, türkleri islam zincirleri altında tutmak için uydurulmuştur. Bizlerin bu tarz masallara kanmaması ve önemli olanın etnik kimlik değil insan olabilmek olduğunu anlaması şart. Bana sen nesin deseler Türk'üm derim ama bu sadece etnik kimliğe, ülkelere önem veren ve keskin cevaplar isteyen insanlara cevap vermemin bir gereksinimidir çünkü bana göre en önemlisi yaptıklarımız ile insan olabilmek. geçmişteki her toplum yada kişiyi kendimizle bağdaştırmaya çalışmak din kurumlarının ve siyasilerin bizi uyutup kullanmalarının en iyi ve göze batmayan yollarındandır.

      vahiy perdesine muhammed vahyediyor. vahiyleri allah dan değil, muhammed den alıyor cebrail. perde arkasına baktı cebrail, gördü ki muhammed oturuyor vahiy perdesi arkasında. perde arkasından muhammed vahyediyor cebraile. cebrailin vahiy aldığı perde arkasında muhammed var. sidretul mümteha masalı, perde arkasındaki muhammed den vahiy alan cebrail, mekkedeki muhammede veriyor vahyi. al gülüm vahiy, ver gülüm vahiy. vahiy, var olmayan allah dan gelemeyeceğine göre, var olan muhammed den gelmesi mantıklı ama tuhaf bir düzmece katakulli. perde arkasından vahyi alan cebrail, perdeyi aralayınca muhammedin kendisine vahyettiğini gördü ve vahiyleri senden alıp, sana veriyormuşum dedi. cebrail'in vahiy aldığı perde arkasında muhammed var iken, herşeye gücü yeten allah'ın, cebrail'e ihtiyacç duyması saçmalık. cebrail'in "ya muhammed, vahyi bana söyleyen sensin, benden alıp halka anlatan da sensin" ayrı saçmalık. cübbeli ahmet : cebrail'in vahiy aldığı perde arkasında muhammed var. herşeye gücü yeten allahın cebrail'e ihtiyacı olması saçmalık. cebrail'in "ya muhammed, vahyi bana söyleyen sensin, benden alıp halka anlatan da sensin" ayrı saçmalık.

      müslümanlık inançlarından kaynağını alan tabular yıkılmalı. dini inanç, somut gerçeği bilmek istememek dir.
      ispatın yokluğu, yokluğun ispatıdır. islam tanrısı allah gerçekte varolamayacak kadar siyaset insanı 'nın emek ürünü olduğu belirgin bir tanrı, virakoşa veya manitu 'nun gerçek tanrılığı kadar olası.

      ışid islamı yaşayır amma bizim quranı oxumayan sözdə müsəlmanlar onların əsl müsəlman olmadığını deyir.
      yenə kişilərin islamı seçməyini başa düşərəm, amma bir qadın niyə islamı seçsin?

      20 miskal olmak üzerinden bir sene geçerse 20 miskalin yarım miskal zekâtı var.
      müslümanlar sonradan yerleştikleri modern ülkeleri kendi bok batakligi ulkelerine ceviriyorlar.

      stop islam devil religion
      ronaldo selamun aleyküm dedi.

      selamün aleyküm aslı shalom elohim. selamun aleyküm 2600 yıllık putperest selamlaşması dır. beit- eloah = beyt - ullah 'ın girişinde kullanılır idi. beit ibranice ev demek, arapça beyt ev demek, beytullah بايتولاه anlamında allahın evi var idi. eloah ibranilerin ilaha verdikleri tekil ad dır. elıhim aleyküm ise çoğulu yani kabe'nin içerisindeki ilahlara saygı için verilen bir selamlaşma dır. kabenin kuruluşu yahudi abraham'a ve oğlu ismael'e dayandırılır. pagan bir toplum olan Mekke halkının 360 civarında tanrısı var idi. Bunlardan birisi ibranilerin ilahı eloah dır. zaman ile töre eloah - ilah- elilah allah olmuştur. kabenin kapısından tapınmak için içeri giren mekkeli içeride olanlara selamun aleyküm diye selam gönderirdi. Anlamı ilahlarınıza barış olsun, içeride putlara tapan diğer pagan Mekkeliler ise, bilmukabele anlamında aleyküm şalom karşılığını verirdi anlamı "seninde ilahlarına barış olsun" yani selamün aleyküm ibrani pagan ritüeli dir. selamün aleyküm pagan ritüelini müslümanlar sahiplenmiş şalom aleyhim olmuş selamün aleyküm aslı shalom elohim.

    • allah a 50 bin sene de çıkabiliyor ise cebrail, allahın emirleri denilen ayetleri, 23 yılda nasıl iletebilmiş muhammed e? her seferinde 1 ayet taşır ise allah dan muhammed e, 50,000 sene çarpı quran da toplam 6660 ayet, eşit dir 333 milyon sene sürmeliydi quran ın tamamlanması. quran da 6660 ayet, bölü, konulu 10 ayet taşırsa her seferinde, 33 milyon sene de inmeli idi 6660 ayet. çünkü meraic 4.ayet'de "melekler ve cebrail, 50 bin sene süren 1 günde yüce arş da allah a çıkar /gider" denilmiş.

      meraic 4.ayet'de "melekler ve cebrail, 50 bin sene süren 1 günde yüce arş da allah a çıkar /gider, ayet alıp döner mekke'ye (muhammed'e)" ifadesi var.

      kutsal kitapların ayetleri, insan düşünç ve emeği ürünü, dönemin siyasi yasaları dır, dolayısıyla handikap ve çelişki 3 'ünde de var. yahve, eloah, allah vs, farklı adlar, farklı dil konuşan kültürler tarafından türeterek var edilmiş dir. var olması gerektiği düşünülen tanrıların varolduğu tek yör, insan beyni dir, insan beyninde siyasi kurgu 'dur tanrı fikri, zaten ortadoğu mitoslarındaki tanrıların kendi aralarındaki konuşma biçimleri, allah ile meleklerin konuşma biçimine dönüşmüş, yani mitoslar dan alınarak yazılmış ayetler. cübbeli ahmed 'in mülk 5 yorumundaki, cinlere fırlatılan göktaşları nın isabet ettiği bir cin 'in, aklının ifsat olması ndan daha mantıklı idi fenikeli, nabatili, gassanili, akkadlı, arapların ata töresi.

      urfa, edassa okulu rahiplerinin kronikleri, ayetlere dönüşmüş.
      okuyorum قراءة giraeten.
      okuyor musun هل تقرأ hel tagra.
      sen okuyorsun انت تقرأ ente tagra.
      ben okuyorum أنا أقرأ ena igrau.
      okundu, okunan اقرأ igra. (arapca'yi arapsaci yapan muzari zaman kipinde).
      okuyan قارئ gariun.

      iqra, ortamda olmayan 3ncu kisiye hitaben kullanilan kelime dir. bir cebrail dihye kelbi kişisi'nin, 2nci kisi uzerinden, 3ncü kisiye "ben den ona selam soyle-oku-iqra" demesinde kullanılan iqra ortami var idi mutlaka. 2nc kişi tasiyicidir mesaji, birbirlerini gormeyen 2nc kişiden 3nc kişiye. bagzi ayetlerde oturtulamayan diyalogların sebebi, 810 'lu senelerde yani 200 sene ileriden, gerideki, muhammedin hayatta oldugu 610 tarihine gore yazilmis gibi gorukme cabasindan dolayi bence. ortamda olmayan 3nc kisiye hitaben benden ona selam soyle oku iqra deyiver deyimi, araplara, nabati/petra bolgesinden ulasmis olmali.

      634 yılında muhammedin arapları - tayyaye muhamad, tayy kabilesi övülmüş önderi.

    • kâbe'nin yerinde duramadığı gün. islam'da güneş'e tapınmak, sabii, mecusi, zerdüşti.

      kabe'yi yapan sabiiler, zerdüşti, mecusi, idiler. (mandeizm/mandaeans arapça صابئة / مندائية / صابئه) sabiiye araplar, sab (dönmek, değişmek) din değiştiren kişiler idi. türkçe zerdüşt ifademizin asılı zarathuştra, zaratha (altın) ve uştra (ışık) 'dır. yani allah nur : allah uştra 'dır. tıpkı nur 35.ayette allahın tarifi gibi. allah nur üstünde nur/uştra (nur 35.ayet), kabe ateş tapınağı, zemzem arınmak ritüeli idi. temas edilemeyen allah nur üstüne nur 'dur, pırıldak ışıldak uştra allah nur 35, لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ lem temseshu narun nurun ala nurin allah. kabe allahın evi, allah nur/temas edilemeyen alevin ışıldak'ı /nur'u idi. ilkin zerdüşti sabii yapımı kabe, içerisinde ateş yanıyor idi kabe'nin tavanı yok iken.

      tümsek / topuk anlamında كعب kabe 'ye tavan, muhammed den sonra yapıldı. kabe içerisinde bir yan duvar dan, diğer yan duvara asılı ip-zincir e asılı meştebe/maşrapa içlerine yanan ateş konulur idi. zerdüşti dualite var mescidi haram bölgesinde. ateş ve su. ışık ve ışıksızlık. tümsek kabe ve kuyu zemzem, allah ve şeytan, dualite nin tarifsel yansıması dır bunlar. farsça آتش و آب ateş ve ab/su, arapçası نار و ماء narun ve maun. kabeyi ışık-nur evi yapan mecusi zerdüşti mantık, doğadaki nizam ve denge nin sağlanması için gerekli dualite, bu ışık ve ışıksızlık mantalitesi ile kabullenilmiş idi. kuyuda su zemzem'in, allahın ışıldak'ını /nur'unu emdiği/absorbe ettiği düşünülerek hac mitosu kurgulanmış. haccın günahları yok etmesi emmek biçiminde dir.

      narun ve maun نار و ماء ateş ve su, Φωτιά Και νερό, fire and water, آتش و آب ateş ve ab. כעבה וזמזם kaaba and zamzam كعبة و زمزم kabe ışık/nur evinde allah nur'dur ve zemzem kuyusu, nur/ ışık'ın zıddı ışıksızlık'ın temsili قسم بئر زمزم dir. tümsek/topuk كعب kabe nin 21 metre uzağındaki zemzem suyu ndan abdest almak, kutsal bu sebep den ötürü.

      @ kabe 'de dua ve ibadetlerin değişmemesi, bunun bir din değil, kültür olduğunu gösteriyor.

      kıble kibele hacerul esved, taş siyah.

    • kureyş adı kiros dan türemiş. haşim adı hashem den türemiş. yahveh adı anılmaması gerektiği yerde hashem derler yahudiler. tevrat/eski ahid, çıkış 20:7 יהוה yhvh adını boş yere ağza almayacaksın. yahveh, adını boş yere ağza alan kişiyi cezasız bırakmayacak. dualarda yahveh yerine, adonai (efendim,sahibim) ve konuşukta hashem/haşim ismi kullanılır. hz muhammed'in dedesi hasim bin abdümenaf (menaf kölesi), demekki yahudi inançlı ve putperest kültürlü idi.

      hz muhammed var olmadı ise. allah'ın eli açık deyimi. eli açık, allah'ın yüzü, allah tahta oturdu, deyimlerin hepsi araplar anlasın diye

      allah'ın put olduğunu onaylayan 3 ayet.

      kâbe nin kendisi put. tanrıça al-lat اللات quran'da kabe içerisinde putlar dan birisi imiş gibi anılıyor, ama köken olarak al-lat, tanrıça inanna'nın, ishtar'ın, ester'in, astarte'nin versiyonu'dur ve araplardaki adı kaab 'dır (kâbe akkadça allat). kâbe/ al-lat simgesi siyah taş a bereket için tapınmışlar, bugünkü niyet gibi. taş duvar allat/kâbe nin parçası hacerul esved cennet den gelmiş diye yutturularak müslümanlara kutsal addettirilmiş, öptürülmüş, el sürdürülmüş sonra atatürk heykeline put diyor eçhel müslümanlar. ironiye bak, oysa put allat / kâbe dir ve halen aynı dır.

      devlet yasalarına sokulan dini kaideler, tanrısal onay aldı ise, bütün çağlarda güncel ve geçerli olması lazım. evreni yaratan, her şeyimize karışan allah, araplara hoopp, dur bakayım, 9 yaşında çocuk ile yatmak yasak dememiş, kız çocuklarına seks yapmayın diyememiş, örfünüze törenize adetinize devam edin demiş. allah a akıl fikir lazım. 1450 yıl onceki arapların ne yaptığından bize ne. muhammed'e "senin tanrın senin şeyinin keyfini pek düşünüyor" demiş ayşe. arap kültürüne bağlı islam dan kurtulamadığımız müddetçe iflah olmayız. akkad örfü temelli arap kültürü, islam dini olarak karşımızda duruyor.
      Sorun şu ki, islam niçin bu kadar ahlaksızlığa devam etti? Sonuçta islam kendisini ahlaki bir din olarak mı tanıyor? Öyle mi?
      Problem də ondadır ki, elə bir əxlaqsızlığı islam niyə davam etdirdi? Axı, islam əxlaq dinidir kimi özünü tanıdır?! Elədir mi ?

Recipient
elysion aiakos
Subject:


text:

Sign up, to leave a comment


Xobor Create your own Forum with Xobor