allah adi tanim allahumme elohim allah ofkesi gadaballah mevtallah nefsi katina cebrail menzili ruyetullah tiamat anunaki hangi allahu ekber enbuyuk kebir ekber kubra intikamci muntakim tuzakci mekrullah allah nedir

muhammet tarafından allah, allah'ın nefsi, tıpkı yaşayan canlıların ki gibi gereksinimli, ihtiyaçlara münhasır biyolojik bir varlık olarak kurgulandığı nın, insani emek ile üretilen belirliği belli el-ilah, eLLah olduğunun kanıtı نَفَس nefs sözcüğü dür. İnsanlardaki gibi allah da taşımakta dır. taha 41.ayete göre. Allah'da nefs olması demek, insan gibi ölümü tadacak olması demek, ölümlü olması demek dir. allah, musa ile konuşur iken musa'ya şöyle diyor "musa, seni kendim \ nefsim için seçtim".

burada kendim için ifadesinde nefs sözcüğü vardır. musa'yı yeğ tutup ''kendim için seni yetiştirdim'' deyişinin altında, her insanda olan nefs gibi, aLLahın da temel gereksinmeleri ve nefsi güdüleri olduğu anlaşılmaktadır.

taha 41 ; وَاصْطَنَعْتُكَ لِنَفْسِي
astana'tuke li nefsi-y
yetiştirdim seni nefsi-m için

allah'ın taha 40-41'de "ey musa, seni nefsim için yetiştirdim" demesi ne demek? ölüm sadece yaşayan nefisler içindir islama göre. allahın nefsi ile insan nefsinin sözcük anlamı aynı dır. Nefs'lerin biyolojik yaşayanlarda bulunmaları, onların ölümlerini kaçınılmaz yapmaktadır. Nefs olgusunun biyolojik yaşam süren canlılarda bulunması, nefsi barındıran benliklerin, ecel zamanı geldiğinde ölümlerini kaçınılmaz kılmaktadır yine islama göre. Bakınız, nefs taşıyan canlılarda ölümün mutlak olduğunu belirten diğer bir ayet;

ali imran 185 ; كُلُّ نَفْسٍ ذَآئِقَةُ الْمَوْتِ وَإِنَّمَا تُوَفَّوْنَ أُجُورَكُمْ
küllü nefsin zaikatu el mevti ve innemâ tuveffevne ücureküm.
her nefs tadıcıdır ölümü ve kuşkusuz ödenir ücretiniz.

eLLah, nefs taşıyor olması dolayısıyla ölümlüdür. İnak (dogma)'dan sıyrılıp bakanlar, nefs sözcüğüyle ali imran 185nc ayetinin kapsadığı ölümlü olmak deyişinin, ellahı da içine almakta olduğunu bilebilirler. Bilinir ki "her nefs ölümü tadacaktır" denildiğinde kastedilen, biyolojik vücut'tur, bedenin canlılığı dır. Nefs نَفَس demek, "kendilik" demek, bir insanın "ta kendisi, kendi benliği" demektir. Allah kendini insan ile eşitlemiş, allah nefsini musa için seçki yapması, yetiştirmesi bu demek. Taha 41'de astana'tuke li nefsi - yetiştirdim seni nefsim için demekle, kendine hasat için ürün ektiğini gösteriyor. İdealist bir allahın kendince iyi sandığı amaçlar uğruna musayı terörize etmeye kalkışmasının anlamı budur. Burada hasat, musa'yı terörize etmek oluyor. allahı değerli kılan şey, hedefe gidenlerin amacı değil aracısı olmasıdır. 4 Halife den sonra islam siyaset aracı, pragmatist çıkarlara amaç yapıldı. Bu durum Osmanlı tarihinde de böyleydi. Abbasiler, Emeviler zamanında da böyleydi.

allahin olağanüstü varlığı, evrimsiz, aşamasiz biranda nasıl varoldu? Aşamasız mükemmelleşmiş sanılan allah, varlık yapısında nefs taşıyor olması sebebiyle mutlaka ölümlü olmak zorundadır. İnak (dogma) kalıbına sığdırılmış müslüman bir karakteriniz varsa "allahın nefsi ile insanın nefsi aynı olmamalı herhalde" deyip geçersiniz ama inaktan sıyrılıp bakarsanız, Taha 41 ayetindeki nefs sözcüğü ile Ali-imran 185nc ayetindeki nefs sözcüğünün aynı olduğunu ve nefs taşıyan canlıların ölümü mutlaka tadacakları hükmünü, kişiye göre değiştirip anlam çarpıtma yordamına başvurmazsınız. Taha 41 ve Ali-imran 185 ayetlerinde 2 ayrı canlı var ama her iki canlı da nefs taşıyor. Bu 2 canlıdan insan olanı ölümü tadacak iken allah olanı ölümsüz kalacak diye akıldan geçirmek, ayetlerdeki nefs sözcüğünün anlamını değiştirmeye yetmez. Nefs sözcüğü allah için kullanıldığında da aynıdır, insan için kullanıldığında da aynıdır. Nefs taşımanın kapsadığı ölümlü olmak ayetinin hükmü ellahı da kapsamaktadır. Birisi yaratan, diğeri yaratılan 2 ayrı canlıda nefs'in varlığı ve bunlara ölüm olgusunun sirayet edişinde mantığınızın kabullenemediği allah'ın ölümü tadacağı ise, bilinki insan ölümü taddığında, inandığı Tanrı da onunla birlikte ölüyor zaten. Tanrılar insanların beyinlerinde birer kurgu oldukları için insanlardan bağımsız yaşamıyorlar zaten.

arapların kendi siyaset biçimlerinde halkı gütmek için icat ettikleri islam rejimini, Osmanlı'nın kurnaz siyastçileri, tayyip benzeri, hile ve kandırmaca ile anadoluya taşıdılar. isiam hükümlerini alet edevat olarak kullanıp arabizme tenezzül eden Osmanlı alimleri, halk savaşlarda cefa çekerken makul sefa sürmekte idiler. Atatürk dönemine dek islam uleması Her Nefis ölümü tadacaktır demek insanın nefsi ölüm anında ne tadarsa, allah'ın nefside onu tadar demektir. Allahı değerli kılan nedir? insanca organları, ruhu, nefsi ve egosu olmaması mı? değil tabiki. Allahta hepsi var bunların. Allahın eli ve elleri tekil veya çoğul, yasin 71 ile sad 75 ayetlerinde geçmiş. Allahın egosu desen, insanları kendine tapındırmaktan mutlu olmasından anlaşılıyor. insanlar yalnız ona ibadet etsinler istiyor ve bu amaçla insanları tehdit ediyor. Allahın ruhu desen, allah kendine ben ve biz dediğini bilmeyen yoktur. Bütün bunların dışında Allahın bir de nefsi olmuşsa çok mu? Allah kendini Muhammed'in yeteneklerine emanet ettiği için Allah 2 kimlikli dir. İlk kimliği Muhammedi peygamber olarak atadığı sıfatıyla Allah kıyam bi-Nefsihi dir. İkinci kimliği Muhammedin güdümündeki kimliğiyle Allah muhalefetün lil-havadis dir.

✔ allah'ın nefsi ile insan 'ın nefsi farksız. arapça bilmeyen türkler, paketlenmiş islama inanmak evresinde allah'a nesf isnadı yapmayı ayıp saymamışlar idi ama muhammet tarafından allah'ın kendisi - allah'ın nefsi, canlılarınki gibi gereksinimli, biyolojik ihtiyaçlara gereksinen varlık olarak kurgulandığının, insani emek ile üretilen belirli bir ilah olduğunun diğer bir kanıtı نَفَس nefs sözcüğü 'dür. allah da insanlardaki gibi nefs taşıdığını, muhammed kendi ağzından belirtmiş. musa öyküsünü anlattığı taha 41 ayetinde allah'ın varlık yapısında nefs olması demek, allah'ın da ölümlü canlı olması ve ali-imran 185 ayetine göre ölümü tadacak olması demek dir.

taha 41'de allah ile musa konuşurken şöyle diyor "ey musa, seni kendim için seçip yetiştirdim". burada "kendim için" söyleminin arapçası nefs sözcüğü لِنَفْسِي linefsi dir. musa'yı yeğ tutup ''kendim için seni yetiştirdim'' deyişinin altında, her insanda olan nefs gibi, allah'ın varlık yapısında da nefs olduğu ve insan nefsindeki gibi ihtiyaçları, gereksinmeleri, ölümlü olduğu anlaşılabilir. allah'ın nefsi ile insanın nefsi nitelik olarak aynı ve her iki varlıktaki nefs ölümlü 'dür.

allahı, siyasetçi insanların ahlakında değerli kılan şey, toplumsal yönelmeleri tek hedefe doğrultmak ve halkı bu hedefe doğru yürütmek için ortak amaç görseli yapmak ve kendilerine allahın, ortak araç olmasını sağlamalarıdır. yönetenler için allahın nefsi araçtır ama yönetilen halk için allahın nefsi amaçtır hemde doktrin bir amaç dır. taha 41 ayetinde allah, musa'ya "seni nefsim için yetiştirdim" demekle, seni kendim için yetiştirdim demiş, bunu başka türlü anlamlandırmanın olanağı yok. allah'ın nefsini, diğer nefs tanımlı canlılarınkinden ayıramazsınız çünkü nefs biyolojik bir varlıklarda var, yaşayanlarda var. allah'ın taşımakta olduğu nefsin, kendisine neleri kotardığını bulabilmek için ayetlere bakalım.

yusuf 53 : ma uberriu nefsi (مَا أُبَرِّئُ نَفْسِي) temize çıkaramam özümü/nefsimi.
inne el nefse, le emmâretun bis sui (إِنَّ النَّفْسَ لأَمَّارَةٌ بِالسُّوءِ) çünkü o nefs emreder kötülüğü.

arapça "nefs" sözcüğünün türkçesi "benlik - öz - kendilik" demektir. allah musa'ya, "nefsim/özüm için seni yetiştirdim" demesi, akad kültüründen süregelip, arapça'da yer eden kimi metinler ile aralarındaki fark dan ötürü dönüşüm geçirme olasılığı olsa bile bu olaslılık, rap tanrısının insanlar gibi nefs/benlik-öz taşıdığını ve her nefsin ölümü tadıcı olması ile beraber, arap tanrısının da ölümlü olduğu gerçeğini (küllü nefsin zaikatü el mevti) değiştirmiyor. 7nci yüzyılda eLLahı diri/hay olarak kurgulayanlar, günümüz günayında eLLahın hiçbir etkinliğini görmediklerinden dolayı inançları sarsılmadı ama şimdiki müslümanların inançları sarsılmakta dır. allah dediğimiz soyut varlık ile tanrı olmayan insan arasındaki fark, giyinmek, barınmak, ısınmak, arzulamak, beslenmek gibi gereksinimlerimizi, iletişim yoluyla karşılayan insanların yaptığı dönüşümlerden muaf bir varlık olması dır. vefat = beas, mevt = hayy sözcüklerinin, tersi ile orantılı dengelenen kavramlarına bakınız, ali imran 49; uhyi el mevta = ölüyü diriltirim.

Gözleri açık, bilinci açık, konuşuyor, kokluyor yemek yiyor su içiyor, duyu organları çalışıyor ama onlar mevt. mevt üzre insanların duyu organları kendileri için çalışıyorsa çalışıyor toplumuna çalışanı yok. devletine ziynet kazandıracak salatı yok. deneyimi yokki gelecek nesillere bıracağı zakatı olsun. kısacası mevtler bu aşamada hayy ediliyor. edilmeyenin ayağına imf geliyor. Bakınız bakara 255;

allahü el hayyü, el kayyümü, la te'huzühü sinetün.
allah diridir, kayyumdur, ona olmaz uyuklama hali.

Gözleri kapalı, bilinci kapalı, konuşamıyor, koklayamıyor, yemek yiyemiyor su içemiyor. duyu organları çalışmıyor, duymuyorda. sadece uyku sırasında, bedenimiz için olmazsa olmaz beynimizin oksijen ihtiyacı, bununla beraber dışarıdan solunumu sağlayan organlar ve içeride kalbimiz çalışıyor uyku sırasında. kur'an buraya mevt demiyor vefat diyor. uyanınca da beas oldun diyor, yani uykudan uyanıklığa sevk oldun diyor. dünya da uyuyup ahirete göçmek denilen şeyde de bundan aynısı var. dünyada vefat ediyorsun ahirette beas oluyorsun. Vefat-Beas kavramları Allah için kullanılmamış yanılmıyorsam. ama Mevt-Hayy kavramları kullanılmıştır. Allahı yeniden kurgulamaya gerek yok. Onu diri-hay eden biziz demek istiyorum. Allahın diri niteliği evrensel devinmenin sonucudur. Tekbaşına evrenden soyut bir tanrı yoktur anlamına geliyor bu. Çünkü varolması halinde kendisinin diriliği öncesindeki mevt-ölü halinden nasıl olurda durağanlık içerisinde bulunuyorken o durumundan kurtulabildiğinin sorusunu bize sordurur. Devingenliğin önce de olabilir de belkide dünyada olup bitene karşı tutumu belirtilmiştir. Deis tanrı davranışı gibi. Evren ile içiçe geçmiş bir bütüncül tanrının olabileceğini daha uslu buluyorum. Deistin tanrısı iklimlere bile karışmıyor. Varlığın başlangıç nedeni olmakla yetinen deistliğin tanrısı, benim düşünçsel kut anlayışıma ters geliyor. Oysa tanrı nitelik bakımından evren ile eşit olan eylemsellik önplanda yeralıyor. Allah'ın edilgen ve oldurgan olmasını olağan buluyorum. Devinim ve dönüşümünü de.Yani doğa'da mevt olur. Herşey ondan ve onun nefsinden insanın edilgenliğinin insancıl bağlamlardaki ereklere iliştirildiğinin ortaya serilişidir. Allah'ın nefsi vardır ve her nefs gibin allahın nefsi de gereksinimlere gereksinir. Allahın nefsi yalnızca kendisi için işlevseldir; tıpkı senin-benim, onun şunun-bunun nefsi gibin yalnızca kişye özgün duyargalıdır nefs\benlik-öz.

itteku yevmen la teczi nefsun an nefsin
تَّقُواْ يَوْماً لاَّ تَجْزِي نَفْسٌ عَن نَّفْسٍ (Bakara 48)
sakınma günü karşılığı ödenmez bir kimseninki diğer kimseye.

küllü nefsin zâikatu el mevti
كُلُّ نَفْسٍ ذَآئِقَةُ الْمَوْتِ (Ali imran 185)
her nefs tadıcıdır ölümü.

Nefs tekildir ve bireysel gereksinimlere dayanan dürtüleri vardır. Her nefs arap tanrısının islam dini ile dayattığı söz gereği eylemsel olarak ölümlüdür. Ali imran 185'e bakıverin göreceksizin orada mecaz bir anlatı yordamı yoktur somut eylem vardır. Ölümü tatmak eylemdir ve mevt gerçekleşince kişinin yenilenen yaşantısı, inanca göre ahirete kalır. Türkçe'de üzüntüye boğulmak deyişi, nasıl kendisinin bir mecaz anlatı olduğunu belli ediyorsa, Arapça'da da mevt, mecaz olsaydı eylemine göre kullanılan sözcüğü değişirdi. Arapları tek ilaha yoğunlaştırıp çoklu ilahların etkisini azaltayım derken muhammet ulayu yoldaşları, sayısını bire indirdiği elilah sayesinde Arap olmayanlarıda putperestlik bataklığına soktu. 2010 yılında islam konferansı teşkilatının 57 ülkesinden 22'si enaz gelişmiş ülkeler arasında yeralıyor. Petrol gelirleri sayesinde kişibaşı hasıla'da Türkiye'den daha fazla görülen kazançları saymazsak, yasalarında Laiklik olan Türkiye, yasalarında Kur'an olan islam ülkelerinin tümünden daha yüksek kişibaşı hasılaya iyedir. Bu da verimlilik demektir. Arabistan'ın ulusal marşı Kral uzun yaşa\ Aash Al Maleek deyişini çığıran kur'an odaklı islam devleti nere, Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım deyişini çığıran laik Türkiye nere !

✔ gerçek islam ütopya dır. tanrı nın var olduğu tek yer insan beyini. ortadoğuda tanrılar, insanların beyinlerinde siyasi kurgu, doğayı tanımlayan ilk yazınç kültürlere dayanır. elyazısı zor okunan eciş bücüş arapça tümceleri, ganimet peşinde yağmacıları, bağnaz akkadi-arabi zırvaları ile tanımlanan allah, evrensel hatta dünyasal tanrı değil dir.

islamı yanlış anlıyorlar, gerçek islam bu değil diyen insanlar, işid önderi bekir el-bağdadi nin, kureyş peygamber soyundan geldiğini, islami ilimleri üniversitesi, islam hukuku bölümünden doktorası olduğunu biliyorlar mı? cuma'dan cuma'ya namaz kılanlar islamı tanımlamamalıdırlar. islam heryerde aynı şekilde uygulanabilir ilkeleri kapsamaktadır, bunun "islam yanlış anlaşılıyor da ondan bu olumsuzluklar" bahanesiyle geçiştirilebilir bir yanı yok. islam yanlış anlaşılan ve yanlış anlatılan din çünkü yanlış bir din tâ enbaşından beri ve tabiki yanlış anlaşılan bir din zaten yanlıştır. islam mükemmel olsaydı yanlış anlaşılmaktan bir kişinin bile zarar görmemesi gerekirdi ki o zaman bahane dayanak bulsun.

gerçek islam, quran'daki islamı beğenmeyen türklerin, okumadıkları quran kitabının teolojik-ideolojik ayetlerine antitez yürütme çalışmalarıdır. bakireliği yenilenen ve göğüsleri tomurcuk, ceylan gözlü eşlerin ödül olarak nasiplenildiği dindir gerçek islam. Laiklerin kafalarında düşündükleri gerçek islam aslında deistliktir ama deistliğin ne olduğunu bilmedikleri için islam ile gerçek islam şeklinde ayrı tanımlama yapmışlar.

islamı parlatan laik müslüman türkler dir, atatürk haklı, siyasete sokulmamalı din. islamcı türklerin akıl devşireceği konusunda umudum yok, dümbük gelip geçecekler. müslüman mümin, ayetler ile yönetilen, islami kurallarda ki bir devlette git yaşa. qurana göre allahın indirdiği ile hükmetmediği için kafirler gerçeği örten, gizleyen, kutsal afyon bağımlısı dır. bağımlısı oldukları kutsal afyonlarını yitirmek korkusu dürtüsü ile kendini kandıranlar, ayetleri eğip bükenler, gerçeğin üstünü örtenler kafir كافر işte.

✔ sabunlu صابئون sabiler kafirler.
✔ insana yapılacak en büyük kötülük, onu bir umudun içine hapsetmek dir.

✔ islamization starts with a kebab and it's already under way in Bratislava. islamlaşmak bir kebap ile başlıyor ve Bratislava'da halihazırda sürüyor. islamization starts with a kebab" european country’s parliament passes islamophobic bill.

✔ Ağaçların canlı olduğu biliniyor. Kütük ağlıyordu muhamedi görünce.
✔ Müzik çalgı ayeti kuranda yok.

Enam 12 : ketebe ala nefsihir rahmeh - Allah rahmeti kendi nefsi üzerine yazmıştır.

Allah'ın nefsi yoktur demeyin aşağıdaki ayet vardır diyor. Allahın nefse sahip olması gerçekten çok ilginç. Çünkü İslama göre bilinir ki insan nefs sahibidir ve nefsine hakim olma sorumluluğu vardır. Eğer olamazsa ahirette ceza onu beklemektedir. Allah nefs sahibi ise ahirette onu kim sorguya çekecek? Allah'ın nefsi derken, benim anladığım, Allah'ın kendisinden ayrı, Ona karşı çıksın, başına buyruk olsun diye yarattığı BENLİK denen şey.(bilgehan'ın kuzusu başlığında en son bunu yazıktırmıştım.) Allahın kendi benliği olarak aslında bizim benliklerimiz kastediliyor olmalı. Daha trilyonlarca birey olarak bu kadar parçalanmamışken henüz.

Öyle trilyonlarca birey olarak allah'ın parçalanması olamaz. İslam Allahın yoktan yarattığı iddiasındadır. Yarattıklarına ruh üflemesi nefsinden nefis vermesi ise, Allahtaki nefs yarattıklarına üflemekle bitmez. O zaman Allah nefsi ile ne yapıyor? Bu işte büyük bir soru. Zaten Üflenen ruhun nefsinden kaynaklı olduğunu İslamcılar yine kabul etmez. Ayrıca hayvanlara ruhundan üfürmemiş mi? Üfürmediyse bunlar nasıl canlı oluyor? Müslümanlar bu başlığa uğrar mı?

Allah, yarattıklarına Ruh üflemesi nefsinden nefis vermesi değil. Ruh'undan suret, kopya vermesi. Allah'ın nefs'i yok, olanı da kendi yarattı. "Benim kedim var ama ben kedi değilim" gibi (Şröderin ki tercih edilir). Nefs; yaratılmış ayrı, kaçan madde'ye bütüncül ruh'un takılmasıyla yavaşlayan trilyonlarca birey olarak olarak tasvir edilsin. Aralarındaki yapışkan gibi.

Kasas 2 : Bunlar, apaçık Kitab'ın ayetleridir. Sözde kuran apaçık. Yasak, emir, helal, haram, muhkem, müteşabih ve misaller. Helalı helal, haramı haram bilin, emredilenleri yapın! Yasak edilenlerden sakının! Misal ve hikaye olanlardan ibret alın! Muhkem olanlara uyun! Müteşabih olanlara inanın. Oysa ki Kuranı herkes anlayamaz bunlar Kuranda apaçık anladığımız apaçık kelimesi burada geçerli bildirilmiştir.

Quranı insanlara açıklayasın diye sana indirdik Nahl 44.
Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının Haşr 7.
Resulüm vahiyden başkasını söylemez Necm 3,4.
Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun Araf 158, Nur 54.
Resule itaat eden, Allaha itaat etmiş olur Nisa 80.
Allaha itaat edin, Peygambere itaat edin. İşlerinizi boşa çıkarmayın Muhammed 33.
Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider Nisa 13,14.
Ateşte iken "eyvah bize, keşke Allaha itaat etseydik, Peygambere de itaat etseydik" derler Ahzab 66.

Prof Dr Hasan Elik 'in Kuran tefsirini okumanızı öneririm. En güzel tefsir Hasan Elik'in dir. 630 yılları şartlarında yorumlanmış bir kitabı okuduğunuzda çoğu kişinin yaşadığı dinin bir işkence olduğunu, aslında islamın çok kolay bir din olduğunu göreceksiniz. kusursuz olan islamdır, müslümanlar değil. Neye göre kime göre islam kusursuz nisa 34 de kadını dövün ayeti geçer. Başka bir ayette dünya tepsi gibidir.Yani düz olduğuun söyler.Sonra peygamberin 9 yaşındaki kız çocuğuyla evlenmesi hem de 50 yaşında. Miras hakkı kadının 1/3 erkeğpin 2/3. 2 kadının şahitliği bir erkğe denktir. Hristiyan ve yahudilere karşı açıkça bir ırkçılık var.Kendi oğlunun boşandığı karısıyla sevişmesi.19 tane karısının olması. seks kölesi cariyeliği ve köleliği yasaklamaması. islam kadına zerre değer veren bir din değil. nisa 34 de dövün geçiyor, öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız onları dövün. Ayşe hadis mecmualarında Muhammed ile 6 yaşındayken evlenip 9 yaşındayken onunla gerdeğe girdiğini ve o sırada oyun oynadığını söylüyor. 6 yaşında kız ile 9 yaşında ile evlenilebilir diye fetva verenler bu hadiseden güç alıyor. "Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dostlar edinmeyin. Onların bazısı, bazısının dostlarıdırlar. İçinizden kim onları dost edinirse şüphe yok ki, o da onlardandır. Muhakkak ki Allah o zalimleri hidayete, doğru yola iletmez. maide 51. Üvey oğlu Zeydin boşadığı karısı ile cinsel ilişkiye girdi, bu kadını çok istiyordu fakat bir türlü çekincesini yenip de oğluna söylemiyordu. En son bir ayet yazdı, allah böyle buyurdu dedi, fırsattan istifade o kadınla da evlendi.

Kadın islamda dinen ve aklen eksiktir. Kadına en değer vermeyen din islamdır. Kadına çarşafa, çuvala girmesini emreder ve onu toplum dışına iter. Dünyayı kara ve kalın perdelerin ardından dünyayı izlemesini söyler. Cennet anaların ayakları altındadır palavrası, müslüman kadınları çok çocuk doğurmaya teşvik etmek için atılmıştır ki ümmet büyüsün. Türklerde cahiliye diye bir devir asla yaşanmamıştır, Türkler kız çocuklarını sevmiş ve değer vermiştir, Türk zihniyetinde kadın baştacıdır, islam Türkler için kesinlikle gerekli olmamış aksine Türk kültürünün yozlaşmasına yol açmıştır. İslam arap dinidir ve arap kültürünü ihtiva eder.

Bakara 282 : islamda şahitlik kültür meselesi falan değil. erkeklerinizden 2 şahit tutun. 2 erkek yoksa kabul edeceğiniz şahitlerden 1 erkekle 2 kadın da olabilir. Biri yanılırsa diğeri hatırlatır.

Nisa 34 : Allah'ın bazısını bazısına üstün kılması nedeniyle ve mallarından harcamalarından ötürü erkekler, kadınlar üzerinde hüküm sahibidirler. saliha kadınlar; gönülden boyun eğenler ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri (hakları), kocasının bulunmadığı zamanda koruyanlardır. Baş kaldırmalarından endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin, etkili olmazsa sınırları aşmamak şartıyla onları dövün. islam kadına gerçekten değer verseydi cennet kadınların ayakları altındadır derdi. Cennet annelerin yani çocuk sahibi kadınların ayakları altına serilmiş dikkat ederseniz, çocuksuz kadınlara herhangi bir şey vaat edilmemiş. O da niye müslüman kadınlar çok çocuk doğursunlar da ümmet daha da kalabalıklaşsın diye. kadın demiyor anne diyor bu 1.O bir hadistir eğer sen onumn doğru oldugunu düşünüyorsan bende kapa köpekleri öldürün hadisinin doğru olduğunu düşünebilirim

Mirasda kadına 1/3 hak verir. erekeğe 2/3 bunun gerekçesi: Kadın 1/3de kocasından almalı, kadının görüşüne önem verilmez evlenmesi zorunlu tutulur. 630 yıllarında erkeğin ayrı bir işi yoktu. Erkek babasının işini devralırdı. Baba çiftçi ise oğlu da çiftçi olurdu. Baba ticaret yapıyorsa, kervancılık yapıyorsa oğlu da aynı işi yapardı. Ufak bir mantıkla düşünelim. Babam çiftçi, bende çiftçi oldum beraber ekip biçiyoruz. Yıllarca emek harcadık tarlaları büyüttük. kız kardeşim de 10 sene evvel bir tüccarla evlenmişti. babam öldü. tarlaların 2 ye bölünmesi hak mı? benim yıllarca o sıcakta çalışmam ne olacak? ayrıca 3te 2si ile iş devam eder. yarısı ile devam etmez. tüccar babanın kızı olarak düşün. Siz kendi açınızdan ve devrinize göre bakıyorsunuz. Oysaki Kuran İnsanoğlu var oldukça geçerliliğini koruyacak şekilde yaratılmıştır.

herşeyi bilen adaletli Tanrı, kurmaca evrenler ve sınav farklı koşullar, farklı sınav sonuçlarına neden olur. Bugün atalarının dinine uyup, müslüman olan, islamı ölümüne savunan biri, kurmaca bir evrende, başka dinlerin, başka kültürlerin egemen olduğu yerlerde, farklı koşullarda doğmuş olsa, müslüman olmadan ölebilecek, hatta bu kişi azılı bir islam karşıtı olabilecek, islamı, kuranı, muhammedi yerden yere vurabilecekti. Farklı koşullar, farklı sınav sonuçlarına neden olabilir. Herşeyi bilen, herşeyi gören Tanrı her olasılığı da biliyordur. Bu müslüman olarak ölen kişi, başka dinlerin, başka kültürlerin egemen olduğu topraklarda, farklı koşullarda doğmuş olsaydı, müslüman olmayacaktı, azılı bir islam karşıtı olacaktı ve müslüman olarak ölmeyecekti. Herşeyi bilen, herşeyi gören Tanrı, farklı olasılıkları biliyordur. Bu tanrının zihninde kurmaca evrenler, kurmaca dünyalarda, bizim evrenimiz, bizim dünyamız gerçektir, onları yaratmasa bile.

Bu durumda Tanrı nasıl hüküm, nasıl karar verebilir? İnanıp, inanmama, din konusunda, nasıl sınav yapabilir? Bu müslüman, bana inanmış, bunu cennete alayım dese, bu müslümanın farklı bir evrende, farklı koşullarda, islam karşıtlığı yapan, bir kafir olduğunu görecek, herşeyi bilmesinden ötürü. Bu müslüman olmamış, ayetlerimi reddetmiş, bunu cehenneme atayım dese, bu kişininde farklı bir evrende, farklı koşullarda, müslüman olduğunu, kendisine inandığını görecek. Herşeyi bilen, gören, adaletli Tanrı, bu durumda kendisini yok etmiş olmaz mı? Herşeyi bilen, gören, adaletli bir Tanrının olması olanaksızdır, sonucuna ulaşabilir miyiz burdan?

Başka tanrıların adil sınavını zaten kaybetmişiz biz. Müslüman olmak allah'ın sınavıysa kazandık ama teokrasi sıralamasında islama inanarak yaşayanların bedbah halleri, neyi kazandığımızın sorusuna neden olmkatadır. Müslüman olmak bize ne kazandırdı? Cevap sefillik, başkalarından medet umma, yanardönerlik ki yanardönerlik konusunda kişisel olarak müslüman olmanın bir vasfı ve siyasi olarak da bir vasıf halini almıştır. Bir insan, sıklıkla ne yapıyorsa, kişilik olarak o yaptığıyla anılır. müslümanlar hergün sahtekarlık yaparak dürüst bir dine inandıklarının iddiasında bulunmaları da bir sahtekarlık çeşitidir.

Köylüler (köleler, avam ve yoksullar) saatin kollarına benzerler. sürekli dönerler (saatin kolları gibi). Bir köylü tıpkı saatin kolları gibi kendi yolunu seçebilme kapasitesine sahip değildir. saatçi onların yönünü (yolunu) tayin eder. Monarşi çok bencil, demokrasi ise kaotiktir. önemli olan kontroldür ve genelde en iyi gölgeden uygulanır. köylüler en fazla ormandaki karıncalar kadar kendilerini kontrol edebilirler. çoğu köylü bu kararı kendilerinin verdiğini sanmak ister. işte demokrasi bu yüzden vardır. yani aslında olan demokrasi kisvesi altında üstünlerin tiranlığıdır.

Cennetin varlığına gerçekten inanıyorsanız niçin cihada gitmiyorsunuz ?
Çünkü allaha güvenmiyorum. Çünkü Muhammed kuran'daki iddialarında yalan söylüyor.

Zorba koruma ordusu ve zırhlı araçlarla gezen RTE'nin ve Taner Yıldız'ın şehit olma arzuları da bu yönde. Zırhlı araçlara binip şehit olmak istiyorum diyen insanlarda samimiyet yoktur. Arabistan müftüsü 769 kişinin izdihamdan ölmesine kader demesi bu açıdan yerine oturuyor. Arabistan dan 100 milyon dolarlık bağış parası, İsegev-Türgev'in yönetiminde yer almayan RTE'nin oğlu Bilal Erdoğan’a gönderildiği için RTE vefa göstererek hacda ölenler konusunda Arabistan'ı savundu, olan melih gökçe'e oldu. Erdoğan konuşmadan önce "hac böyle devam etmemeli, bize verilmeli, sorunu bize teslim etsinler, biz çözelim" tweet'ı atmıştı, sonra sildi tabi.

✔ Tayyip Erdoğan arapsever konuştu, Melih Gökçek Arabistan'ı eleştiren tweetini sildi. Erdoğan Arabistan'a sahip çıkınca Gökçek, yazdığı tweet'i sildi

Evren nasıl bir bir Tanrı'nın eseri dir? Tanrı kavramına yukardan aşağıya değil, aşağıdan yukarıya doğru bakarak yaklaşmak istiyorum. Yani dünyada mevcut koşulları yakından inceleyerek, kuramsal bir Tanrı’nın nasıl olması gerektiğini araştırmayı düşünüyorum. Mevcut fizik yasalarını, dünyada mevcut eko sistemlerini, canlılığı, sosyal yasa ve ilkeleri ve evrenle ilgili çeşitli ilginç gözlemleri yakından inceleyerek, bütün bunları yaratan bir Tanrı’nın aklına girmek ve O’nun nasıl bir şey olması gerektiğini kurgulamak istiyorum. Yaratıcı’nın Evrensel tutumu davranışı var mıdır? Müminler allah'a bu yöntemle ulaşmaya çalışırlar. Bu yöntemi ilk bulan ben değilim. Ama onlar hemen her seferinde yalnız güzellikleri dikkate alıyorlar. Hemen hiç biri bu dünyada mevcut zulmü, vahşeti, ızdırabı Tanrı’ya maletmek istemiyorlar. Tanrı güzelliklerle uğraşıyor, şeytan ise kötülüklerle. Şeytan kavramı Tanrı’nın sonsuz gücü ile çelişiyor. Tanrı bu dünyadaki kötülüklerden ve ilginç bazı fizik yasalarından soyutlanamaz. Eğer sonsuz bir güce sahipse, onlardan da sorumlu olmalıdır. Bu forumda ben teistlerin Tanrı’yı tanımlamada ihmal ettiği diğer nitelikleri de dikkate alarak kendime bir Tanrı tasarımlamak istiyorum. Bakalım sonunda nasıl bir Tanrı ile karşılaşacağım.

İzlandalı gençler arasında ateist olanların oranı %40 ve oran artmaya devam ediyor. Yaşlı nüfusta büyük bir değişim yok, ancak onların da %11'i ateist olduklarını belirtmiş. Allah yoksa Evrenimiz nasıl var oldu? Müslümanlar çelişkiye düştükleri insanların aynı kişi değil, kişiler ve sıfatlar başka başka insanlara aitmiş gibi gösterdiklerini biliyoruz.

Tevrat'ın Çıkış bölümünde tefini eline alıp ezgi söyleyen Harun'un kızkardeşi Miryam ile de İsa'nın annesi Meryem arasında 1200 yıl fark olduğu bilinen bir gerçek.
Bakara 247'de geçen Talut adını İbranice lakab gösterenler var zaten halihazırda.
Hz Davut, Talut'un ordu komutanıydı ve Calut'u öldüren Davut'tur.
Kral Şaul ile Talut aynı kişi olmadığını söylerler muhtemelen. 400 yıl.
Bakara 2/246-251 Talut (طالوت) İsrâiloğulları'nın Kur'an'da adı geçen ilk kralı. ibranice talut uzun manasında tul dan geldiği, Süryanice Şa'ul şeklinde telaffuz edildiği, bilgili ve iri yapılı olmasından dolayı kendisine Talut denilmiştir.

✔ Yılın öğretmeninin diplomasının sahte çıkması; Trabzon'da yılın öğretmeni seçilen R.S.'nin 19 yıl boyunca sahte diplomayla öğretmenlik yapmış.
✔ Vatandaş bağıyla bağlı olmayanlar için Türkiye güzel ve eğlenceli bir ülke.

Kur'an ile ilgili o kadar çelişki göz önüne serilsede dinli vatandaşlarımız bunları inkar etmekte ve anlamsız cevaplar vermektedir. bu vatandaşların dinlerini savunmak için saçma cevaplar verecek kadar gözlerinin kör olmasının nedenini bir türlü çıkaramamaktayım.bunun nedeni büyük bir ihtimalle korkudur ama ben bu kişilere şunuda sormak istiyorum nedir sizi dininize körü körüne bağlayan şu dua kitaplarındaki peygamberi görme dualarınımı okudunuzda peygamberimi gördünüz yoksa başınıza sır dizilerine konu olacak bir olay mı geçti? Körükörüne inanmak ve alışılmışın dışına çıkamama.bir cesaret at gözlüklerini çıkarmayı becerbilseler görecekler ama kaynamış artık bu bilgiler onlara.aşı fena yapılmış. Muhammed kendi hegemonyası için allah yoluyla, allah'la paslaşarak kelime-i şehadet sloganını 1,5 milyar insana söyletiyor.

Atatürk kendi dönemindeki düşman politikalarına ve Osmanlı'nın Türklere uyguladığı aşağılama politikalarına karşı genç Türkiye'yi motive eden ne mutlu Türk'üm diyene sloganını insan haklarıyla eleştirenler, kelime-i şehadeti hakkında takıntılı müslümanların kefen giyerek meydanlarda. Allah hakkında yazılanların çoğu hemen hiç bir şeye dayanmazlar. Onlar bir kural olarak kişilerin kendi içlerine doğan, o anda akıllarında esen, temelsiz düşünce ve duygulardır. A History of God var. New York Times Bestseller olmus zamaninda. Butun Tanrilar var orada. Tanrı öznesinin din, kitap ve peygamber ile insanlara ulaşma biçimi temelde yanlıştır. Dinsel ritüellerin değişik kültürlerde tutunmasının nedeni, toplumsal ölçekte yürürlüğü olmayan veya kısmen yürürlükte olan yasaların yapamadığını yaparak insansı bir ilahi düzen oluşturmasıdır. Buna ilahi düzen adı verilmiş olsa bile, Tanrı öznesine direkt olarak tanık olan hiçbir kimse olmadığı için ilahi düzen sanılan yasalarının ardında, gerçekten bir Tanrı olup olmadığını insanlarlar somut olarak anlayamıyorlar, anlayamazlar da.

Dinlerdeki tanrılar seçtikleri peygamberleri ile hep yalnız konuşmalarından dolayı, o konuşuk eylemi olan vahiy anları, tanıksız ve kanıtsız kaldığı için, tanrısal vahiy serüvenini deneyimleyen peygamber sıfatlı kişilerde vahiy halleri, aslında psikolojik bozukluk belirtilerinin bir yansıması mıydı şeklinde soruya neden oluyor normal insan beyinlerinde. 3 dinde Tanrı hakkında milyonlarca laf edilmiş ve hala edilmekte. Tanrı'nın aklınıza gelebilecek her yönü enine boyuna tartışılıyor. Bütün bu tartışmaların alt tarafı üç kaynağı var. Tevrat, İncil ve Kur’an. Tanrı ve Allah hakkındaki yazıların yalnız bunlara dayanması gerekiyor özellikle Hristiyan’lıkta, Tanrı hakkında betimleme var ki bu kaynakların yeterli olabileceklerini düşünmek bile çılgınlık. Tanrı ve Allah hakkında yazılanların çoğu kişilerin imajinasyonundan kaynak alıyor. Gördüğüm kadarıyla son yıllarda her önüne gelen islam’ın allah’ını da kendine göre betimlemeye başladı. Bu betimlemenin bir sonu sınırı olacağa benzemiyor.  

islam'a akıl dini diyebilmeniz için islam'n tamamını akıl ile izah edebilir olmalısınız. Böyle baktığınızda hiçbir dine akıl dini demek imkanı yoktur. Bunun manası dinin bütününün akıl dışı olması değildir şüphesiz. akıl dini diye bir niteleme yapacaksanız bunun istisnasının olmaması gerekir. Vahiy kendi başına akıl dışıdır. Hem vahiy hem akıl dini demek zaten yeterince sorunlu bir ifade. Şans, uğur, yılbaşı vs gibi konuların zaten konumuzla alakası yok. Ben dinden başka akıl dışı bir şey yoktur demedim ki. Ama biz dini tartışıyoruz. Diğerlerinin akıl dışılığını tartışmak istiyorsan yeni bir konu açmalısın. islam akıl değil nakil dini der ulema. vahyi akıl nasıl açıklayabilir? işin sırrı afyonda. Kitlelere afyon vermeden yön vermek mümkün değil.

Para lazım ama olmasa da oluyor. Para ile cinayet işletemezsin. Ama dini, ırkı, izm davasını kutsallarla kitlelere yön vermek mümkündür. Zorbalıkla silahla insanları köle edemezsiniz. Yedikleri ekmeklere haşhaş koydursanız. Krallığınız güzellikle uzun ömürlü olur. Diyanet işlerinin laik bir ülkede resmi varlığını başka ne ile açıklayabiliriz? İşin sırrı afyonda. Kitlelere afyon vermeden yön vermek mümkün değil. İzm ler, davalar hep bu kabilden değil midir? Bütün ideolojiler nötrlenmeden kavga dövüş bitmez. Birilerinin zenginliğine bunlar bedava hizmet aracı olarak kullanılır durulur. Bütün ideolojiler nötrlenmeden kavga dövüş bitmez. Birilerinin zenginliğine bunlar bedava hizmet aracı olarak kullanılır durulur. Bir takım insanlar çıkmışlar. Dükkanı ele geçirmişler. Dünya nın heryerinde aynı olması gereken bir franchise işletmede usulsüz ve suç olan şekilde ticaret gerçekleştiriyorlar.

Örneğin KFC dükkanında domuz satıyorlar, alkol satıyorlar. 1 lira maliyetli ürünü 10'a satıyorlar ve hijyen sıfır. Yemeklerden, içeceklerden yerken jiletler çıkıyor insanlar yaralanıyor veya ölüyorlar. Çok varlıklıydım hem mal varlığım Türk varlığına armağandı. Avşa adasında 3 daire, 4 üçgen, 5 çember. Gökyüzünde bir bulut. Bir yazlık bir kışlık iki platonik sevgili. Islıkla çalınabilen dört anonim türkü. Palandökende bir palan, 2 döken, 3 fay hattı. Bir çarşamba, iki perşembe, üç cuma. Bir kibrit kutusu sigara izmariti. 18 saç biti. Biri İngilizce 6 adet küfür. Sevenlerin kalbinde kurulmuş bir taht. Bir sürü saç sakal kıl tüy saç yün. 2 büyük taş. 1 adet ağaç gölgesi. 3 kuş kanadı sesi. 1 sürü kedi köpek. 1 şişe, 1 huni, 1 elbise, 2 bardak. Anne babadan kalma yarısı yaşanmış bir ömür.

Melekler Allah'ın evrene etkiyen fiziksel güçleridir, Cin uzaklarda yabancılar, Şeytan ise içimizdeki ihtiras ateşidir.

✔ İhsan Eliaçık; Miraç, huri yoktur, Hz Muhammed Ümmi değildir.

Tesbih namazı diye bir namaz vardır, ömürde bir kez kılınması tavsiye edilir. Pozitif uğraşlar yerine mistizme övgüler yağdıran islam dini toplumsal yaşamlarda ortak iyinin iktidarı olabilir mi? islami siyaset rejimi şeriat devleti olarak anlamlıdır, başka şekillere bürünen islam, kendi gerçekliğinden uzaktadır. Karşı tarafın iddiasını kendinize soracaksanız bile kendi içinizden, sessiz düşünerek sormalısınız çünkü islam dini genele açık eleştirel sorulara hoşgörü göstermez ve soruyu birkaç defa soran biriyseniz, Turan Dursun gibi öldürülme olasılığınız çok yüksek demektir. İslami çevreler kendilerine "biz gerçekten din istismarı yapıyor muyuz" hiç sormadıkları için neyin yanlış gittiğinin farkında değillerdir. Muhammed yaşasaydı nasıl giyinirdi "1450 yıl önceki araplar gibi mi" giyinirdi düşünmeksizin sünnete uyuyoruz diyerek entari giyiniyorlar 2017 yılında. İslamın siyasal bir perspektifi olacaksa adı adalet devleti değil, rant ve istismar devleti olabilir ancak.

Nefs sözcüğünün en yalın Türkçesi, öz demektir. Bu kökten "nefes", "soluk" demektir. Soluk almak tümcesini Arap dilinde kurarken, nefes sözcüğünü kullanırsın. Nefs sözcüğünün çoğulu enfüs, kur'anda daha sık geçer. Doğal olarak eLLah da, her canlı gibi soluk alıp vermektedir anlamını çıkartabiliriz buradan; çünkü öyle kurgulamışlar, eLLahı kurgulayanlar. islam devleti şeriat niteliğinden yoksun ise gerçek islam değildir o islam çeşiti, görünümü diğer şekillerde olan islam yalın islamın gerçek hali değil dir. Dinlerin insan uydurması masallar olduğunu fark ettikten sonra, olası bir Tanrı'ya inanmıyorum ve dindarları istemsizce akli dengesini yitirmiş insanlar olarak görmeye başladım.

Öylesine saçma bir hikayeyi hayatlarının parçası haline getirmiş ki bu insanlar, onlarla herhangi bir işe girmeyi, aynı ortamda bulunmayı bile risk olarak görüyorum. Din çılgınlığının içindeki insanların, insanlığa faydalı olmasını beklemek mümkün mü? Ben kendimce hayata dair bir çok faydalı şey yapmaya çalışıyorum. Ama dindarlar sadece din adına fayda gösterme çabası içinde. Gereksiz harcama, israf budur. Sırf çocukken kendilerine Tanrının var olduğu söylendiği için ona inanan, dua eden, ama Kuran’da ve hadislerde akla sığmayacak, günümüz toplumunun ahlak yapısına uymayacak bir sürü zırvanın farkında olmayan saf müslüman var. Bu kitle sorgulamaya yönelmedikleri yanıtları, çoğu zaman para vererek hurafa şeklinde dışarıdan kendilerine enjekte edilmesine razı geliyorlar.

Göktürkler'de Tengri, ortadoğulu ilahlar gibi insanlarin kendisine inanmasini beklemez, kendisine inanmayanlari cezalandirmak ile tehdit etmez. diger tanrilarda olan ego, goktanri’da yoktur. Göktantı peygamber gondermek, din yaratmak gibi seylerle ugrasmamistir. koskoca goktanrinin diger tanrilar gibi insanlardan bekledigi hicbir sey yoktur. Tengri, Şeytan kumpası gibi uydurulmus konseptler ile ugrasmaz, o tip seylerle iddiaya girmez, insanlarin hayatlarini kumar araci olarak kullanmaz. seytan diye birsey olsaydi onu dover kafa goz girisirdi, diger tanrilar gibi seytanla yarismazdi.

EL-Lah, çoklu arap ilahları arasından belirteç ile ayrılan bir ilahtır. (✔ eLLah Yazısı eLLahü ekber). Tengri ise bir felsefik yordamın belirtimidir, ilah değildir, tapınılmayı beklemez. Yalnıklar (nâs) arasından yalnık seçimi yapmaz. Irkçı değildir, her ekinç'e aynı değeri verir. Ölüm sonrasının ardına arap dilini ulayu işkence yöntemlerini yerleştirmemiştir. Arapça'da nefs demek, "kendilik" demek, bir yalnığın, bir insanın "ta kendisi, kendi benliği, kendi özü" demektir. Soluk نَفَس nefes sözcüğü de bu köktendir. Uyku sırasında soluğunu nasıl yutkunuyorsan, "nefs/kendi" iyeliğinde bulunduğunu kanıtlamaktadır. Allah kendini insan ile eşitlemiş, allah nefsini musa için seçki yapması, yetiştirmesi bu demek. Taha 41'de astana'tuke li nefsi - yetiştirdim seni nefsim için demekle, kendine hasat için ürün ektiğini gösteriyor. İdealist bir allahın kendince iyi sandığı amaçlar uğruna musayı terörize etmeye kalkışmasının anlamı budur. Burada hasat, musa'yı terörize etmek oluyor.

Evren mükemmel ise böylesine mükemmel bir şeyi sadece mükemmel bir varlık, güç vb yaratabilirse, evrenin kendisi bu mükemmel varlık, güç olamaz mı? Evrenin kendisi mükemmel olmasada tanrı kabul edilebilir mi. Evrende kendiliğinden örgütlenme self organization vardır. Evren mükemmel değildir evrenin mükemmelliği var olabilme yeteneği ile sınırlıdır. Evren var olacak kadar mükemmeldir, o kadar. Hoş, aslolan yokluk olduğundan, bir anlık var olma durumu bile trilyonlarca dengenin bir arada bulunmasına borçlu olduğumuz bir statü. Evrenin mükemmel olduğu yanılgısı buradan geliyor. Yoksa insan yaratılışı da mükemmel ama anca yetmiş-seksen yıl kadar var olmaya yetecek bir mükemmellik bu. Ama dedim ya, bir anlık var olmak bile insanı borçlu kılıyor. self-organization hakkinda cok önceleri bu platformda yapilmis bir tartisma var Canlılık için yeterli olacak mükemmellik te bu evren. Daha fazlası veya daha azida olabilirdi ama o zaman da sonuç fiyasko olurdu. başlangıça cevap yok.

Evren mükemmel değildir. Mükemmel olsa değişmezdi. At gözlüğüyle bakmadığınj sürece Evren mükemmeldir peki hangi evrene göre mükemmel? Kaç evren gördün de bu yargıya vardın? İşiniz gücünüz bazı lafları hiç düşünüp taşınmadan papağan gibi tekrarlamak. Büyük patlamanın ardından bütün maddeler her tarafa mükemmel bir eşitlikte dağıldıysa ne yıldızların ne gezegenlerin ne de dünya'nın oluşmayacağını, evrende sadece her yere eşit şekilde dağılmış gazın olacağını bilen bir ateist olabilir. Mükemmel demek zaman içinde bir gezegenin yaşam için elverişli bir hal alması, üzerinde canlıların yaşamaya başlaması ve sonucunda bu gezegende insan ırkının ortaya çıkması, türünü de günümüze kadar devam ettirebilmesi için gerekli ortamların oluşması demektir. O zaman bu mükemmel lafını bırakın. Mükemmel demek kusursuz, hiç en küçük pürüz olmayan demektir ki ,deal bir durumdur, evrende yoktur.

Hayata elverişli dediğinizde mucizevi, tanrı işi olmuyor, sıradan, evrim işi, akla yatkın oluyor, ondan işinize gelmiyor değil mi. O yüzden mükemmel teranesini sakız yapıp gidiyorsunuz. Siz dönüp bir ettiğine bakmayan dogmatiklersiniz. Bu lafı ediyoruz ama bu laf ne anlama geliyor, bu allahı iddia ediyoruz ama bu allah ne menem şey, bu kuranı ortaya atıyoruz ama bu zıkkımda ne yazıyor, bu muhammedi iddia ediyoruz ama kim bu herif, ne bot yemiş ne özelliği var, bunları zerre kadar düşünmüyorsunuz. Sizler böyle insan olmaz dogmatiklersiniz. Madem bu evren o kadar mükemmel, o zaman ne diye siz dinliler cennet diye bir yer düşlüyor sunuz.

Canlılar meydana çıkmamışken kendilerini yapamazlar veya yaratamazlar. Canlıların ortaya çıkmaları için ilkin yaşama elverişli ekolojik ortam gerekli. Allah'ın kendini yaratabilmesi için de ekolojik bir ortam gereklidir yine. Hud 7 ayetinde allah'ın arşı su üzerinde olması ekolojik ortamın varlığına işaret eder. Evrim seni öldürecek şekilde gelişmez çünkü o senin hayatta kalman için senden oluşmuş bir sonuçtur. Bir bakıma kendi kendimi zaten ben yaptım gücümün yettiği ve olabilecek en uygun şekilde. Ekolojik ortam olmasaydı allah su üstünde arşına oturamaz idi.